18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Kutsal emanetler tartışılır

Emekliye ayrılan Topkapı Sarayı Müzesi Müdürü Çağman, son 5 yıldır sarayda yaşıyordu. Personelin hayaletlerden çok korktuğunu anlatan Çağman, sarayın depreme hazırlıksız olduğu uyarısını yaptı

Milliyet gazetesinde Ümran Avcı imasıyla yayımlanan haberi alıntılayarak aktarıyoruz...

Topkapı Sarayı Müzesi Müdürü Filiz Çağman, tam 40 yıldır görev yaptığı kurumdan emekliye ayrıldı. Son 5 yıldır Saray’daki bir odada kalıyordu. Şimdi ayrılmak zorunda kaldığı çocuğunu yakınlarına emanet edecek anne telaşında. "Her an sarayın her yerini düşünmek zorundasınız" diyor yeni gelecek müdüre.

Depremde sarayda bir şey olmuş muydu?

Çatlaklar vardı duvarlarda ama eser bazında bir şey yoktu. Kandilli Rasathanesi’nden Prof. Dr. Mustafa Erdik geldi, "Filiz Hanım unutmayın bu bir İstanbul depremi değil" dedi, o cümle bana yetti. İşte saraydan ayrılmama inadı öyle başladı.

Depreme hazır değil

Saray İstanbul depremine hazır mı?

Hayır. Hiçbir yer hazır değil. Bizim yaptığımız, bazı sergileme ünitelerinde, kutsal emanetlerde filan. Camlara film çektik. Ve hazineyi yeniliyorduk. Yığma binanın sarsıntısı değişik oluyor. Her şeyi nişlerin içine yerleştirdik. Nişlere çelik vitrinler kondu. Bina, vitrin ve içindeki objenin sallanma sırasında aynı hareketi yapması lazım.

Peki ya depoda tutulan eserler?

Ne yazık ki onları beceremedik. Ama bir tedbir olarak Çin porselenlerinin büyük bir kısmını teşhirden kaldırıp ambalajladık.

Olası İstanbul depreminde kayıp ne olur?

Şiddetine bağlı. Duvarlardaki çinilerin sağlamlaştırılması çalışması başlattık. Çünkü en çok kırılacak olan onlar. Pek çok yenilik yapıldı ama daha yüzde 40 yapıldı.

Ne kadar süreye ihtiyaç var?


Para olursa 3 - 5 yıl.

Sarayda hayalet efsaneleri dolaşıyordu dilden dile. Hâlå var mı?

Haremde bulunmuştu bir mumya gibi. Yıllar önce timsah yutmuş da yarıya kadar. Bilinen bir şey. Burada görevliler masal anlatır gibi anlatırlar. "Şuradan geçerken arkamdan bir zincir şıkırtısı duyuyorum." Korkarlar girmeye. Depremden sonra kontrole giremiyorlar. "Ruhların ne işi var Harem’de. Bir daha gelirler mi?" dedim. Saçmalığını anlattığında anlıyorlar.

Uzun uzun onlara anlattınız yani korkulacak bir şey yok diye?

Tabii. Gece sohbetleri. Uzun süre bunları konuştuk. Depremden sonra çok korktular. O kadar ses çıkmış ki...

Stefan’ın kılıcı gibi başka devletlerden istenen eserler var mı?

Hırvatların dini kitabı "Hırvata Missale". Onlar için kutsal. 14. yüzyıldan resimli bir yazma. Macarların İstanbul Antifonale’si. Müzik nazariyatıyla ilgili bir eser.

Geceleri nasıl geçiyordu?

Arkadaşlarım, "Sen orada korkmuyor musun?" diyorlar. Niye korkayım. Köpek sesine uyanıyorum. 4 tane de kangal’ımız var, gece salınıyorlar. En çok köpekleri özleyeceğim çünkü gece gelip onları göremem.

Kutsal emanetler tartışılabilir şeyler

Kutsal emanetler kutsal mı? Peygambere ait mi?

Peygamber efendimize ait bir hırka var. Mührü, sakalı şerif var. Valla bunlar çok tartışılabilecek şeyler. Zaten bunların pek çoğu bazı şeylerin ayak izleri gibi. Onların pek gerçekle ilgisi olduğunu sanmam. Ama bunlara yüzyıllar boyunca inanılmıştır. Saygı gösterilmiştir. Saygıyı sürdürmek gerektiğine inanıyorum. Her şeye ’Bu o mudur?’ sorusunu bilimsel açıdan sorarız ama... İncelemeler, testler gerekir. Bunları inceletmeye gerek olduğunu sanmıyorum. Hassasiyetler açısından...

Yıllardır evi yok, sarayda yaşadı

Sarayda kalıyordunuz? Neden ve ne zamandan beri?

5 - 6 yıldır müdür olduğumdan beri burada kalıyorum. 17 Ağustos depreminden sonra bir daha evime gitmemeye karar verdim. Çünkü evim karşıdaydı. İstanbul depremi olursa asla buraya gelemeyeceğimi düşündüm. Fobi oluştu.

Şimdi nereye gideceksiniz?
Evim yok. Karşıdaki evimi de sattım. Kirada oturmayı düşünüyorum. Karşıda ablam var ama bir şey olur diye ona gidemiyorum. Bu tarafta oturan arkadaşlarımda kalıyorum.

Hovardalığa hiç gerek yok

Sarayda yangına karşı güvenlik yeterli mi?
Yangın beni de çok rahatsız eden konulardan bir tanesi. Önemli olan yangının çıkmamasını sağlamak. Bu binalara teknolojiyi sokmanız gerçekten güç. Ben Harem’de çoğu yerdeki elektriği kaldırdım. Kışın 15.00’te karanlık mı oluyor? Gezmesinler canım. Üç kişi daha görecek diye bu hovardalığın manası yok.

MİLLİYET
Yayın Tarihi : 13 Şubat 2005 Pazar 14:45:11
Güncelleme :13 Şubat 2005 Pazar 15:01:17


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?