23
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Laiklik konusu basını da böldü


Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun laiklik konusunda verdiği karar, Türk basınında farklı şekillerde yansıtıldı.

Haberi genellikle birinci sayfadan kullanan Türk gazeteleri, kararı ’’ilginç’’ olarak nitelerken Yargıtay üyeleri arasında çıkan görüş farklılığına dikkat çektiler. Haberi 1. sayfasından veren Hürriyet gazetesi ’’İlginç laiklik kararı’’ başlığını kullandı. Haberde ’’Yargıtay Ceza Kurulu ’laikliği savunanlar dinsizdir’ demenin suç olmadığına karar verdi; laikliği korumak için cezaya gerek görmedi’’ denildi. Milliyet gazetesi, ’’Şeriat tartışması’’ manşetini kullandığı haberin üst başlığında ’’Yargıtay’a göre ’laiklik dinsizliktir’ demek suç değil’’ ifadesini kullandı.

Birinci sayfadan ’’Yargıtay’ı bölen karar’’ başlığını kullanan Sabah gazetesinin haberinde, ’’Yargıtay Genel Kurulu’nun 13’e karşı 14 oyla; laiklik, düşünce özgürlüğü, kamu düzeni ve resmi ideoloji kavramlarını klasik kalıplardan çıkararak çağdaş biçimde değiştirdiği’’ belirtildi. Radikal gazetesi ’’En özgür düşünce’’ başlıklı haberinde, ’’Yargıtay’dan AB yolunda 312’ye özgürlükçü yorum: Çelişen düşünceleri birlikte yaşatan kamu düzeni, düşünceleri cezalarla durdurandan üstün’’ denildi.

Vatan gazetesi ’’Yargıtay: Laikliği korumak için artık cezaya gerek yok’’ manşetiyle verdiği haberde, ’’86 üyesi olan Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun, 27 üyeyle toplanıp 13’e karşı 14 oyla bu kritik kararı aldığını’’ vurguladı. Akşam gazetesi iç sayfalarında verdiği ’’Laikliğin korunmaya i htiyacı yok’’ başlıklı haberinde, ’’Yargıtay’dan cesur karar’’ üstbaşlığını kullandı.

Halka ve Olaylara Tercüman gazetesi ’’Kamu düzeni halka emanet’’ manşetini kullandığı haberde, Yargıtay’ın bu kararının çok tartışılacağını vurgulandı. ’’Devrim gibi karar’’ manşetini kullanan Dünden Bugüne Tercüman gazetesinde, köşesini bu konuya ayıran Nazlı Ilıcak , ’’Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Türkiye’deki statükocu zihniyetin yavaş yavaş değiştiğini ortaya koyuyor. Çoğulculuğu ve hürriyetleri savunan çoğunluk eğilimini alkışlıyoruz’’ dedi.
Dinci basın ise Yargıtay’ın kararını genel olarak olumlu bir gelişme olarak yorumladı. Milli Gazete , eski yazarı Selahattin Aydar ile ilgili haberde ’’Ceza Genel Kurulu’ndan geniş yorum’’ başlığını kullandı. Haberde, ’’Yargıtay Ceza Genel Kurulu, özlenen ve hedef tutulan kamu düzeninin, çelişse ve yek diğeriyle zıtlaşsa dahi, hoşgörü içinde her fikir ve düşüncenin birlikte yaşadığı, yasaların bireylerce sağlıklı ve doğru tarzda bilinip, yorumlanarak davranışların uyarlandığı beraberliğin kendisi olduğunu vurguladı’’ denildi.


Anadolu’da Vakit gazetesi, haberi birinci sayfasından ’’Umut veren karar’’ manşetiyle kullandı. Haberde, kurulun verdiği karar ’’düşünceyi ifade özgürlüğüne vurulan prangaları kıran bir ’manifesto’ niteliğinde’’ olarak yorumlandı. Zaman gazetesi, 1. sayfadan ele aldığı haberinde ’’Yargıtay, düşünce özgürlüğünün önünü açtı’’ başlığı ile ’’Yargıtay, tarihi bir içtihatla şiddet içermeyen düşünce açıklamalarının suç oluşturmayacağını vurguladı’’ ifadesini kullandı.

’Suç yok’ denilen yazı



Milli Gazete yazarı Selahattin Aydar ’ın 11 Eylül 2001 tarihinde yayımlanan ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun ’’suç yok’’ dediği yazı şöyle:



’’Dinsizliğin revaçta olduğu yıllarda dindarlara manevi işkenceler yapılıyor, çocuk ve gençlerin Kuran okumaları engelleniyor. Allah diyenlere hakaret ediliyordu. Hatta Kuran’ı bile Müslümanların elinden nasıl alırız planları yapılıyordu.



O ehli küfür mevcut dessaslığını (aldatıcı) gerçekleştiremedi. O dönemin dindar halkından korktu ve projelerini gerçekleştiremediler. Ama bir şeyler yaptılar, okullarda, üniversitelerde gençliği dinden uzaklaştıracak metotları devreye soktular ve bir nebze başardılar.



Aynı zihniyet Türkiye’de 8 yıllık eğitimi, yüzde doksan dokuz Müslüman olan bu millete dayattı ve bunu da başardı. İmam hatip okullarının sayısı çeşitli desiselerle (hile) azaltıldı. Kuran kurslarında 12 yaşından küçük çocukların okumasını engellediler.



Allah’ın emri olan başörtüsüne, kamusal alanda, hiçbir dayanağı olmayan, hiçbir kanuna dayanmayan yasaklamayı getirdiler. 2001 ve 2002 yılı eğitim ve öğretimde, gençlerimizin maneviyatla olan alakasını kesmek veya uzaklaştırmak için yeni senaryoları uygulamaya geçirecekler. O saf, temiz çocuk ve gençlerimizin kendi usullerini, metotlarını devreye koyarak paklığını ve saflığını bozacaklar. Ayrıca istidat ve kabiliyetlerini ruh ve akla uygun olmayan maleyani işlerle bozacaklar. Bütün fesad ve dinsizlik komiteleri âlemi İslamda müthiş faaliyetler yapıyor ve taraftarları onları destekliyor ve hepsi de İslamiyet aleyhinde ittifak ediyorlar...



Yine şunu bilmeliler ki, her yokuşun bir inişi, her gecenin bir sabahı, her kışın bir baharı vardır. Bu millet kıştan sonra baharı da yaşayacaktır. Ama bu milletin çocuk ve gençlerini Kuran’dan veya İslamdan uzaklaştırmak için çaba harcayanlar rezil olacaklar. Hulasa edersek İslama karşı olanların kısa bir başarı göstermeleri bizleri yolumuzdan alıkoyamaz.



Allah’a ulaşmak için daha fazla çalışmaya mecburuz. Çalışmamızın neticesinde, yeryüzünün mevcut pisliklerden temizleneceğini işaret eden elimizde Allah’ın kelamı var. O bize kâfidir. Çünkü İstikbal yalnız ve yalnız İslamiyetin olacak vesselam.’’
KENTHABER
Yayın Tarihi : 6 Şubat 2005 Pazar 14:13:02
Güncelleme :7 Şubat 2005 Pazartesi 15:55:01


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?