30
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Mağaralarını ağzından vurduk

Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aydoğan Babaoğlu, önümüzdeki yıl Hava Kuvvetleri’nde 50. yılını dolduracak. Orgeneral Babaoğlu, Hava Lisesi ve Hava Harp Okulu yılları dışında 44 yıldır savaş pilotu.


Aydoğan Paşa, karargâhında yaptığımız sohbette, 15 yaşında girdiği Hava Kuvvetleri için, “Hava Kuvvetleri benim hayatım, öyle söyleyeyim” diye özetliyor havacılığını.

Kıbrıs kahramanı

Org. Babaoğlu, Hava Harp Okulu’nu bitirdiği 1964’ten bu yana mesleğin her aşamasından geçmiş bir komutan. 44 yıldır uçtuğu savaş uçaklarıyla her görevi yapmış.


Aydoğan Paşa, Kıbrıs kahramanlarından biri. 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nda üsteğmen rütbesiyle, F-104 tipi uçağıyla savaşa katılmış. 44 yıldır savaş pilotu olarak görev yaptığı Hava Kuvvetleri’nin bu sürede geçirdiği değişimin, güç, teknoloji ve yeteneğindeki gelişmelerin en yakın tanığı.

Hava Kuvvetleri’nin yeri

Türk Hava Kuvvetleri’nin teknoloji düzeyi, eğitimi, savaş gücü ve yeteneği bakımından dünyanın en iyilerinden biri olduğu biliniyor. Org. Babaoğlu, sohbetimizde Türk Hava Kuvvetleri’nin yerini şu ölçüyle belirliyor:


“Türk Hava Kuvvetleri’nin yerini dünya bilir. Sanıyorum şunu söylemem yeterli bir ölçü olur: Bugün dünyada hava kuvvetleri açısından önde olduğu varsayılan ülkeler de dahil olmak üzere çok sayıda ve çok değişik düzeylerde ülkeler, Hava Kuvvetlerimizde eğitim almak için başvuruyor. Bu eğitimleri veriyoruz. Ortak eğitim yapıyoruz. Dünyanın en iyilerinden biri olduğumuz biliniyor.”

İlk hava harekâtı

Org. Babaoğlu’na, 16 Aralık’ta gece koşullarında, havada ikmal yönteminin de kullanıldığı ilk hava harekâtını sordum. Türk Hava Kuvvetleri’nin havada ikmal ve gerçek mühimmatla tatbikatlarda kazandığı deneyim ve yeteneği, gerçek bir operasyonda kullandıklarını belirterek şu bilgileri verdi:


“Biz çok eski yıllardan beri görüş olanaklarıyla gece operasyonlarını tatbik deneyim ve yeteneğine sahiptik. Yeni teknolojik olanaklarla bu yetenek ve gücümüz daha da gelişti. 16 Aralık’ta başlattığımız hava operasyonlarını belli aralıklarla sürdürdük. Bu operasyonda Kandil’i, Zap ve Hakurk bölgelerini vurduk. Kandil, Genelkurmay Başkanımızın da belirttiği gibi daha çok eğitim ve lojistik amaçla kullanılan bir yer. Bu tesisleri yüzde 100 isabetle ilk hava operasyonunda tahrip ettik. Bu operasyona Diyarbakır, Malatya, Balıkesir ve Eskişehir’deki filolarımız iştirak etti.”

268 sorti, 272 hedef

Aydoğan Paşa, 21 Şubat’ta başlayıp 29 Şubat’ta sona eren sınır ötesi Güneş harekâtı boyunca da hava taarruzlarını sürdürdüklerini kaydettikten sonra, bu konudaki soruma şu yanıtı verdi:
“İlk hava harekâtı ve kara harekâtı boyunca uçaklarımız 268 sorti yaptılar. İlk hava harekâtından sonra teröristler yerlerini değiştirdiler. Kara harekâtı için yerlerini yeniden saptadık ve teyit ettik. Bu süreçte 60 hedef grubu içinde 272 hedef yüzde 100 isabetle vuruldu. Bu hedefler içinde mağaralar, uçaksavar mevzileri, mühimmat ve silah depoları, köprüler, kaçış yolları ve geçitleri, haberleşme tesisleri ve barınaklar vardı. F-16 ve modernize edilmiş F-4 filolarımızdan oluşan 50 uçak operasyonlara katıldı. Hava taarruzlarında lazer güdümlü bombalar kullandık. Teröristlerin kullandığı mağaraları ağızlarından tam isabetle vurduk. Keza 1 metre eninde dar yaya köprüleri ile 4x4 metre ebadındaki küçük hedefler dahi tam isabetle vurulmuştur. Teröristlerin arkadan kaçmalarını önlemek için bu köprüler ve geçiş yolları pilotlarımız tarafından vuruldu ve kaçışları diğer önlemlerle birlikte büyük ölçüde engellendi.”

Pilotların yeteneği

Org. Babaoğlu, yüzde 100 isabet sağlanmasında, kullanılan teknoloji kadar pilotların yeteneklerinin de belirleyici olduğunu şöyle ifade etti:
“Lazerle hedefler işaretlendikten sonra lazer güdümlü bombalar hedefi bulur. Ancak burada pilotun yeteneği de önemlidir. Tam isabet için pilotun en uygun yerde ve zamanda bombayı bırakması gerekir. Pilotlarımız her defasında en uygun zaman ve yerde bombaları bırakma başarısını gösterdiler ve böylece bütün hedefler vurulmuş oldu.”

Hava şemsiyesi

Aydoğan Paşa, Güneş harekâtı boyunca verilen hava desteğini ise şöyle anlattı:
“Kara harekâtı boyunca Diyarbakır, Malatya ve Merzifon’daki filolarımız hava desteği verdiler. Bu harekâtta Zap, Avaşin ve Basyan bölgeleri havadan vuruldu. Harekâta, Pars, Atmaca, Akıncı, Korsan adlarını taşıyan filolarımız katıldı. Kara harekâtı boyunca, bir hava şemsiyesi de oluşturuldu. Hava savunma ve kurtarma uçakları ve helikopterleri, tanker uçakları havadaydı. Terör örgütünün elinde güdümlü füzeler olduğuna ilişkin iddialara karşı da gerekli önlemler alınmıştı.”

Milliyet
Yayın Tarihi : 8 Mart 2008 Cumartesi 07:02:10
Güncelleme :8 Mart 2008 Cumartesi 07:15:58


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
hakem IP: 88.230.228.xxx Tarih : 8.03.2008 13:42:06

Bu kadar övgü ile anlatılan bu komutan ne yapmış, terör sorununu haledebilmiş dağda kimse kalmadı mı?Bırakın kimse saf değil hep şişirme hep laf kimse inanmaz bunlara .44 yıldır bu işi içinde olması terörün bitiği manasına gelmez.Bu zihniyetle ,topla tüfekle bilmem neyle bu iş bitmez.Bunu kahramanlık destanı tarzında anlatacağınıza sorunun çözümü için başka bir yöntem arayın.25 yıldır devam eden bu sorun,tankla toplan öldürmeyle ödürülmeyle hala bitmedi.Bu şekildede bitmez.Umarım bu haberi yayınlar sn editör.