16
Haziran
2025
Pazertesi
ANASAYFA

Manisa davasında son karar

POLİSLERE VERİLEN CEZALAR

Manisa Ağır Ceza Mahkemesi, son kararında, 26 Aralık 1995'te yasadışı DHKP-C örgütüne yönelik operasyonlarda gözaltına alınan 14 gence işkence yaptıkları iddiasıyla yargılanan polis memurları Engin Erdoğan, Fevzi Aydoğa, Musa Geçer, Mehmet Emin Dal ve Ramazan Kolat'ı 11 mağdur için 110'ar ay, Levent Özvez'i 12 mağdur için 120 ay, TurgutDemirel'i 6 mağdur için 60 ay, Turgut Özcan'ı 7 mağdur için 70 ay, Atilla Gürbüz'ü 10 mağdur için 100 ay ve Başkomiser Halil Emir'i 13 mağdur için 130 ay hapis cezasına mahkum etmişti. Bu durumda, İnfaz Yasası'na göre hükümlü polisler Erdoğan, Aydoğa,Geçer, Dal ve Kolat 3 yıl 8 ay, Özvez 4 yıl, Demirel 2 yıl, Özcan 2 yıl 4 ay, Gürbüz 3 yıl 4 ay ve Başkomiser Emir 4 yıl 4 ay cezaevinde yatacak. Dava sürecine, Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye hakkında Kasım 2002'de hazırladığı ilerleme raporunda da işaret edilmişti.

UZUN SÜREÇ

Manisa Emniyet Müdürlüğü'nce 25 Aralık 1995 tarihinde yapılan yasadışı DHKP-C operasyonunda gözaltına alınan 14 gence sorgu sırasında işkence yaptıkları gerekçesiyle, biri başkomiser 10 polis memuru hakkında dava açılmıştı. Manisa Ağır Ceza Mahkemesi, ilk kararında, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) ''efrada kötü muameleyi'' düzenleyen 243. maddesine göre yargılanan sanık polisler hakkında ''delil yetersizliğinden'' beraat kararı vermişti. Bu kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 8. Ceza Dairesi, beraat kararını oybirliğiyle bozmuştu.

MAĞDURLARA UYGULANAN ŞİDDET

Anayasa'da ve uluslararası sözleşmelerde işkencenin suç sayıldığı hatırlatılan bozma kararında, söz konusu 14 gence işkence yapıldığına ilişkin adli tıp, devlet hastanesi ve tabip odası raporları bulunduğuna işaret edilmişti. Mağdurların yoğun şiddet ve haysiyet kırıcı eylemlere maruz kaldığına değinilen kararda, işkence yöntemleri de ''hakaret, tehdit, göz bağlama, yüksek volümlü marş dinletmek, çırılçıplak soymak, elektrik akımı vermek, hayaları sıkmak, ıslak battaniyeye sarmak, kızlara cinsel taciz, makata cop sokmak, fiziksel cebir ve diğerlerineyapılan işkenceyi seyrettirmek'' şeklinde açıklanmıştı. Yargıtay 8. Ceza Dairesi, kararında, hangi polis memurunun hangi mağdura işkence yaptığını da tek tek sıralamıştı.

POLİSLERİN YAPTIĞI İŞKENCE TÜRLERİ

Bu karar üzerine davanın yeniden görüldüğü Manisa Ağır Ceza Mahkemesi, 10 polis hakkındaki beraat kararında direnmişti. Bu kararın da temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gelmiş, Genel Kurul, sanıklar hakkındaki beraatta direnme kararını bozmuştu. Genel Kurul'un kararında, mağdurlara yönelik işkence yöntemleri şöyle sıralanmıştı: ''...Sanıkların, yasadışı bir örgütle ilgili olarak yaptıkları soruşturmada gözaltına alınan mağdurlara, bilgi ve itiraf elde etmek için gözlerini bağlayıp yüksek sesle müzik dinletmek, çırılçıplak soyarak basınçlı su sıkmak, ıslak battaniyeye sardıktan sonra elektrikakımı vermek, erkeklerin hayalarını sıkmak, makatlarından cop sokmak, kızlara cinsel tacizde bulunmak, göğüslerini elleyip sıkmak, zıplatmak, ayakta tutmak ve duvara yaslamak suretiyle beden gücünün dayanamayacağı hareketleri yaptırmak, diğerlerine yapılan işkenceleri seyrettirmek, su ve yiyecek vermemek, uyumalarını engellemek, hakaret ve tehdit etmek gibi süreklilik gösteren ızdırap verici, bezdirici, fiziki ve manevi ağır acı veren insanlık kişiliğini incitici, haysiyetkırıcı hareketlerde bulundukları, mağdurların aşamalarda değişmeyen vebirbirini tamamlayan anlatımları, tanık beyanları, hasta tabela ve gözlem kağıtları, raporlar ve tüm dosya kapsamı ile sabit olmuştur. Sanıkların sabit olan eylemleri işkence niteliğinde olup Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki hükümde direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.'' Manisa Ağır Ceza Mahkemesi, üçüncü yargılamada, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun bağlayıcı kararı nedeniyle, sanık polisleri son kararında olduğu gibi çeşitli hapis cezalarına mahkum etmişti. Kararın temyiz istemini görüşen Yargıtay 8. Ceza Dairesi, bu kez usulden bozmuştu.

GENÇLER BERAAT ETMİŞTİ

Mağdur gençler hakkında yasadışı örgüt üyesi olmak suçundan İzmir DGM'de açılan davada, Abdullah Yücel Karakaş, Hüseyin Korkut ve Boran Şenol beraat etmiş, Mahir Göktaş hakkındaki dava ayrılmıştı. Diğer mağdurların cezalandırılmasına ilişkin karar Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nce bozulmuş, daha sonra gençler bu davadan beraat etmişti. Manisa Ağır Ceza Mahkemesi, bu gençlerden Mahir Göktaş, Ali Göktaş ve Faruk Deniz hakkında ''bina yakmaktan'' verilen beraat kararı vermiş bu karar da Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nce onanmıştı. Gençler, Manisa Sulh Ceza Mahkemesi'nde ''duvarlara yazı yazmak, izinsiz pankart asmak ve pullama yapmak'' suçundan yargılandıkları davada da beraat etmişti.

ÇİÇEK: İŞKENCE YAPAN 9 DEFA DÜŞÜNSÜN

Bu arada Adalet Bakanı Cemil Çiçek, polislerin cezalarının Yargıtay tarafından onanmasını değerlendirirken, ''Bence doğru ve isabetli bir karardır'' dedi. Çiçek, TBMM'de gazetecilere yaptığı açıklamada, ''Manisalı Gençler Davası''nın önemli bir dosya olduğunu belirterek, Türkiye'nin yurt dışındaki itibarı ve yargılamanın isabeti açısından hep tartışma konusu olduğunu söyledi. Davanın Avrupa platformunda her defasında Türkiye'nin önüne geldiğini kaydeden Çiçek, ''Bu kez de zamanaşımından dolayı yine işkence yaptığı iddia edilen bu kişilerin paçayı kurtaracağı gibi bir endişe hep gündeme geldi. Beni ziyarete gelen pek çok yabancı heyet deaşağı yukarı ilk konuşma maddesi olarak bunun üzerinde duruyordu'' dedi. Türkiye'nin bu sıkıntıyı da bu şekilde bertaraf ettiğini kaydeden Çiçek, şunları söyledi: ''Bence doğru ve isabetli bir karardır. İnşallah Türkiye bu nevi sıkıntılı kararlarla karşı karşıya kalmaz. Görevini yapanlar da çıkardığımız yasaları iyi okurlar, anlarlar ve gereğini yaparlar. Şu andan itibaren herkes bilmeli ki, insanlık suçu olarak kabul ettiğimiz işkence konusunda birine bir şey yapacak olanlar dokuz defa düşünmelidir.'

''BOŞ DURMUYORUZ''

Çiçek, Tebligat Kanunu'nda önemli değişiklik yapan düzenlemenin kısa bir süre önce yapıldığını hatırlatarak, ''Görüyorsunuz, boş durmuyoruz'' dedi.

ERGÜL: SIRA YÜRÜTMEDE

 Öte yandan Manisalı gençlere yönelik işkence davasının müdahil avukatlarından eski CHP milletvekili Sabri Ergül, Türk yargısının yüzakı bir karar verdiğini belirterek, ''Şimdi sıra yürütmedir'' dedi. Ergül, Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin Manisalı gençlere işkence davasında verdiği onama kararını değerlendirirken, yargıya her zaman güvendiklerini dile getirdi. Bu davanın başından beri ''yürütme tarafından engellendiğini'' ifade eden Ergül, ''Türk yargısı yüzakı bir karar vermiştir. Yargı bu kararıyla saygınlığını artırmıştır. Şimdi sıra yürütmededir. Yürütme, halen görevde olan polisleri bir an önce yakalayarak cezalarını infaz etmelidir'' diye konuştu.

''İŞKENCENİN YARGI TARAFINDAN CEZALANDIRILMASI OLUMLU''

Manisa Barosu'nun eski başkanlarından avukat Serhan Öztürk, Manisa'da bazı gençlere işkence yaptıkları iddiasıyla mahkum olan polislerin cezalarının Yargıtay tarafından onanması ile ilgili olarak, ''İşkencenin yargı tarafından cezalandırılmış olması olumludur'' dedi. Manisalı gençlerin de avukatı olan Serhan Özbek, gazetecilere yaptığı açıklamada, ''Manisa davası''nın bu tür suçların soruşturulmasında görev alanlar için ders niteliğinde olduğunu belirterek, şöyle konuştu: ''Çünkü bu davada, soruşturmalarda yapılmaması gereken herşey mevcuttur. Bunun doğru okunması ve olumsuzlukların giderilmesi Türkiye'yi işkence utancından kurtaracaktır. Manisa davasının bitmesi benzeri yüzlerce davanın bittiği anlamına gelmemektedir. Çünkü o davalarda yargılanan yüzlerce suçlu ne yazık ki çeşitli yönlendirmelerle ve zaman aşımı oyunları sonucunda cezalandırılmaktan kurtulmuşlardır. Manisa davasının geç de olsa sona ermesi yargılamada yapılan tüm yanlışlara rağmen, Yargıtay'ın kararlı tavrı ile mümkün olmuştur. Bizi hukukçu ve vatandaş olarak mutlu etmiştir ve umutlandırmıştır.'' Yargıtay 8. Ceza Dairesi, kamuoyunda ''Manisalı Gençlere İşkence Davası'' olarak bilinen 10 polisin hapis cezasına çarptırılmasına ilişkin kararı onadı. Yargıtay 8. Ceza Dairesi, Manisa Ağır Ceza Mahkemesi'nin 10 polis memuru hakkında verdiği kararın temyiz istemini sonuçlandırdı. Yargıtay 8. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını, usul ve yasaya uygun bularak oybirliği ile onadı. Böylece, zamanaşımı süresinin dolmasına yaklaşık 3 ay kalan dava, 7.5 yıl sonra karara bağlanmış oldu. Sanıkların, karar düzeltme isteminde bulunma hakkı var. Ancak, bu istemin öncelikle cezanın onanması yönünde görüş bildiren Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yerinde görülmesi gerekiyor. Karar düzeltme istemi, infazı engellemiyor.

Yayın Tarihi : 4 Nisan 2003 Cuma 20:24:21
Güncelleme :5 Ağustos 2004 Perşembe 11:46:10


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
murat demir IP: 88.249.194.xxx Tarih : 13.05.2008 23:28:54

işkence insanlık dışı bir uygulamadır işkenceyi yapanlar bı kerecik gitsinler kendi karılarına cop soksunlar kendi evlatlarının hayalarını sıksınlar göreyim biraz adalet bıraz insanlık