İki saniye ile 30 yıl içinde olacağı tahmin edilen Marmara depreminin zaman aralığı değişti. Olası deprem artık iki saniye ile 50 yıl arasında bekleniyor.

7. 6 büyüklüğündeki depremin Marmara’da tsunami yaratabileceğini belirten Profesör Doktor Celal Şengör, hükümetlerin de konuya olan duyarsızlığından yakınıyor.

Marmara Denizi’nin jeolojik tarihi açısından bir milat olan 1999 yılından bu yana, çalışmaların da ardı arkası kesilmiyor. Tabii olası depreme ilişkin tahminler de her geçen gün yenileniyor. Yapılan son tahmin olası depremin zaman aralığına ilişkin. Önceden iki saniye ile 30 yıl içinde olacağı tahmin edilen Marmara depreminin zaman aralığı, artık iki saniye ile 50 yıl arasında olacak biçimde değişti.

Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Celal Şengör, zaman aralığının 1939 yılından bu yana meydana gelen depremlerin ritminden hareketle yapılan bu tahminin henüz yayınlanmadığının altını çizerek aynı verilerden hareketle deprem olma ihtimalinin de % 67’den, yüzde 70’e yükseldiğini belirtiyor.

Depremin büyüklüğü 7.6

Geçmişteki depremlere ilişkin veri azlığından yakınan Celal Şengör, "elimizde geçmiş altı bin yıllık kayıt yok, ancak 1939 yılından beri gelen depremler hep belli bir mesafeyi kırmış. Bu mesafenin uçlarında hep gerilme, birikim olmuş ve her defasında arka taraf rahatlarken gerilme batıya nakledilmiş. Biz de bu kırılmaların ritmine bakarak geleceğe ilişkin tahminde bulunuyoruz" dedi.

Şengör gerilmenin 1999’daki son Gölcük depreminin ardından Marmara Denizi’ne kaydığını da hatırlatıyor.

Celal Şengör, aralarında Fransız yerbilimci X’avier Le Pitchon’un da bulunduğu bir grup bilimadamıyla birlikte Kuzey Anadolu Fayı (KAF)’nın Marmara Deniz tabanında kalan kesimi üzerinde yapılan araştırma sonuçlarını 2003 yılında yayınladıklarını belirtiyor: "En son 2003’te yayınladığımız çalışma maksimum 7.6 büyüklüğünde bir depremin en geç yarım yüzyıl içinde olma ihtimali çok yüksek"

Tsunami

Prof. Dr. Celal Şengör, bu büyüklükteki depremin yol açacağı tsunamiye de dikkat çekiyor: "Çok büyük bir deprem olduğunda KAF’ın güneyinden Çınarcık’ın kuzeyinden geçen fay paketi var, bu harekete geçiyor ve 7 büyüklüğünde bir deprem üretebiliyor. 7 demek deniz tabanında iki metrelik bir düşey atım demektir. Böyle bir düşeyatım tsunami yaratır ya da deniz tabanında büyük bir yer kayması olabilir. Dalgaların yüksekliği üç ya da beş metreye çıkabilir. Bu İstanbul’da bir nokta için tam hesaplandı. Yeşilköy için. Çünkü bu silahlı kuvvetlerin istediği bir rapordur."

Hükümetler konuya duyarsız

Bu raporun sonuçlarını açıklamaktan kaçınan Prof. Dr. Celal Şengör, hükümetlerin konuya duyarsız kaldıklarından yakınıyor. 1999 depreminin ardından en çok askeri kesimin kendilerine soru yönelttiğini belirten Şengör, bu konudaki tepkisini "Hükümetlerin duyarsızlıklarının kötü niyetten kaynaklandığını zannetmiyorum. 1999’dan beri aynı noktadayız ama sivil kesim aynı noktada, askeri kesim değil. Mesela Hava Harp Okulu her sene deprem sempozyumu yapıyor, öğrencilerine dinletiyor. Artık depreme ilişkin her şey biliniyor. Bizim yapacağımız, neticelerimizi arzetmektir topluma ama toplumun da seçtiği liderler vasıtasıyla buna reaksiyon göstermesi lazım" sözleriyle ifade ediyor.