15
Mayıs
2024
Çarşamba
ANASAYFA

Medya terör haberlerini nasıl vermeli?

Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Orhan Gökçe,
medyada hiçbir sınırlama olmadan gelişi güzel verilen terör haberlerinin, toplumda bir acziyet duygusu oluşturduğunu, bunun da ilerde etnik milliyetçiliğin oluşmasına zemin hazırladığını söyledi. 

Medya üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan Prof. Dr. Gökçe, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçtiğimiz günlerde kamuoyunun gündemine, Türkiye'de akademisyenlerin terörle ilgili yeterince çalışma yapmadığı konusunda haksız eleştirilerin olduğunu belirtti. 

Aslında kendisi de dahil, Türkiye'de çok sayıda akademisyenin her yıl terör, nedenleri, sonuçları ve alınması gereken önlemlerle ilgili çok sayıda çalışma yaptığını bildiren Prof. Dr. Gökçe, ''Bu akademik çalışmalar aslında kitap halinde ya da dergilerde makale olarak yayınlanıyor. Ancak bu çalışmaların çoğundan, ne medya, ne halk, ne de ülkeyi yönetenlerin haberi oluyor. Çalışmaların bazıları basına yansırken, bir kısmı da raflarda tozlanıyor'' dedi. 

Prof. Dr. Gökçe, devletin de bu konudaki bilimsel yayınları yeterince değerlendiremediğini, bunun önemli bir eksiklik olduğunu, bu yayınlara ulaşılamaması nedeniyle Türkiye'de sanki bu çalışmalar hiç yapılmıyormuş gibi, yanlış bir kanaat oluştuğunu söyledi. 

Üzerinde durulması gereken asıl sorunun, terör olaylarının yaşandığı dönemlerde bir kaos ortamının yaşanması ve bu durumla ortaya çıkan sakıncalar olduğuna işaret eden Prof. Dr. Gökçe, şunları kaydetti: ''Ben ve arkadaşlarım, daha 2 yıl önce 'Terörün Görüntüleri, Görüntülerin Terörü' adını taşıyan bir kitap yayınladık. Bu kitapta, terör eylemleri sırasında medyada her konuyu tartışabilecek sağlıklı bir kamuoyunun oluşturulamadığından bahsediyoruz. Medya, konuya hakimiyetini gözetmeksizin, ilk bulduğu kişiyi yorumcu olarak çıkarıyor. Önce medyanın elindeki yorumcu-uzman listelerini güncellemesi lazım. ABD'deki 11 Eylül olaylarında ya da AB'deki medya yayınlarında, nelerin gösterilip nelerin gösterilemeyeceğine çok dikkat edildiğini gördük. Şu an biz 'bugün mü yarın mı Irak'a giriyoruz?' bunu tartışıyoruz. Aslında her türlü seçeneğin tartışılması, medyanın bu konuda kamuoyu oluşturması gerekiyordu.''

-''...TEHLİKELİ BİR KANAAT OLUŞABİLİYOR''-

Medyanın, özellikle de televizyon kuruluşlarının terör haberlerini abartısız vermesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Gökçe, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Televizyon kuruluşları, sıcak terör olaylarını verirken, özellile canlı yayınlarda zaman zaman tuzağa düşüyor. Olayları, ülke menfaatine uygun olup olmadığını gözetmeden, süzgeçten geçirmeye bile fırsat bulamadan verebiliyor. Akşam televizyonları açıyoruz, haberlerde uçaklar kalkıyor, ombalar atılıyor,
dehşete kapılıyoruz. Bu görüntüler, 'Türkiye'nin yaşanan olaylara karşı bir şey yapmadığı, sadece bombalamakla yetindiği' gibi tehlikeli bir kanaat oluşturabiliyor. Medya terör olayları için kendisine bir norm belirlemeli, yayınlarını buna göre yapmalıdır. Zaten terörün temel amacı, tehdit oluşturup, korku yaymaktır. Terör, varlığına yönelik bir algılamayı sağlamaya çalışır. Medya bunların eğilimlerini yansıttığı sürece, onların arzuladığı ortam doğuyor.''

-ETNİK MİLLİYETÇİLİK TEHLİKESİ...-

Hükümetin terör eylemleri konusundaki yayın yasağı girişiminin sansür olarak algılandığını, ancak mevcut medya anlayışında bazı şeylere set çekmek de gerektiğini belirten Prof. Dr. Gökçe, şunları söyledi: 

''Medyada hiçbir sınırlama olmadan gelişi güzel verilen terör haberleri, toplumda bir acziyet duygusu oluşturuyor. Bu durumda insanlar, kendileri bir savunma mekanizması geliştirmeye çalışıyor. Akşam televizyondan izliyoruz. 7
yaşındaki çocuk bayrağı alıyor, 'kahrolsun PKK, vatan bölünmez' diye bağırıyor. Bu da ileride etnik milliyetçilik oluşmasına zemin hazırlıyor. Türkiye'de ve dünyada aslında istemediğimiz şey budur.''

-''KRİZ İLETİŞİM BİRİMİ OLUŞTURULMASI GEREKİR''-

Prof. Dr. Orhan Gökçe, bugünkü medya ortamında doğru bilgi sahibi olmadan, tartışma ortamı yaratılmadan insanların yaşanan olaylarla ilgili bir sonuca varabildiğini belirterek, şunları kaydetti: 

''Olayın çok önemli bir başka boyutu da 8 asker kaçırılıyor, hiçbir medya kuruluşuna bu konuda bilgi verilmiyor. Böyle durumlarda da salt medyayı suçlamamak lazım. Sağlıklı bilgi akışı sağlayacak Kriz İletişim Birimi oluşturulması gerekir. Çünkü böyle yapmazsanız, ortada aşırı derecede spekülasyonlar oluyor. Yanlış bilgi ise devletin güçsüzlüğü gibi bir durumu ortaya çıkarıyor. Bu süreç iyi yönetilmezse 'devletin güçsüzlüğü' şeklinde algılanmaya başlar, halk da 'bu iş yapılamayacaksa biz kendimiz yapalım' diye sokağa dökülüyor. Terörün amacı da içeride böyle huzursuzluklar oluşturmaktır.''

AA
Yayın Tarihi : 1 Kasım 2007 Perşembe 11:17:22


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?