18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Mesut Yılmaz için imzasız ihbar, şok iddia

Eski Başbakan Mesut Yılmaz ile eski Devlet Bakanı Güneş Taner’in, Yüce Divan’da yargılandıkları davada, Yüce Divan Başkanı Mustafa Bumin, Anayasa Mahkemesi’ne isimsiz bir ihbar mektubu geldiğini, mektupta; "Korkmaz Yiğit’in hesabından Saber Şirketi aracılığıyla Mesut Yılmaz’ın kardeşi Turgut Yılmaz’ın hesabına 14 milyon dolar aktarıldığı" iddiasının yer aldığını kaydetti.

Duruşmanın başında, daha önce verilen ara kararlar gereğince gelen bilgi ve belgeleri okuyan Bumin, MİT’e, Türkbank ihalesi sürecinde ihaleye müdahale edilip edilmediği yönünde bir araştırma yapılması için o dönemde talep gelip gelmediğinin sorulduğunu anımsattı. Bumin, MİT’den bu konuda iki adet bilgi notu geldiğini, ancak bu soruya yanıt verilmediğini bildirdi.
Mustafa Bumin, Anayasa Mahkemesi’ne isimsiz bir ihbar mektubu ulaştığını, mektupta; "Korkmaz Yiğit’in hesabından Saber Şirketi aracılığı ile Mesut Yılmaz’ın kardeşi Turgut Yılmaz’ın hesabına 14 milyon dolar aktarıldığı" iddiasının yer aldığını kaydetti.
Bumin, mektubun içinde belgeler bulunduğunu da tutanağa geçirdi.

TANIKLAR

Duruşmada tanık olarak dinlenilen, dönemin Yapı Kredi Bankası Yönetim Kurulu üyesi Osman Berkmen, dava konusu olayla ilgisi bulunmadığını söyledi. Türkbank ihale şartnamesini aldıklarını, incelediklerini ve yönetim kurulunun ihaleye katılmama kararı aldığını belirten Berkmen, ihaleye katılmama yönünde herhangi bir tehdit almadıklarını söyledi.
Dönemin Devlet Bakanı Güneş Taner’in evine Yapı Kredi Bankası’nın Fiskobirlik’ten alacağını görüşmek için gittiklerini anlatan Berkmen, şunları kaydetti:
"Orada Korkmaz Yiğit ile karşılaştık. Yiğit, Yapı Kredi Bankası’ndan kredi almak istediğini söyledi. Taner’in evi bu konuyu görüşmek için uygun olmadığından Yiğit’i bürosunda ziyaret etmeyi talep ettik. Benim ve Mehmet Emin Karamehmet’in bankadan kredi verilmesi konusunda talimat verme yetkimiz yoktur.
Ben aynı zamanda bankanın Kredi Komitesi Başkanı idim. Yiğit ve şirketi, kredi için yeterli teminat vermediğinden teklifi yönetim kuruluna gitmedi bile. Bu konuda telkin yapılmadı." Berkmen, 1996 yılında Pamukbank’ın satışı ile ilgili Yiğit’in Çukurova Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Karamehmet’den kredi talebinde bulunduğunu, bu talebin de reddedildiğini ifade ederek, gündeme getirilen bu konunun dava konusu ile ilgisi bulunmadığını söyledi.
"Karamehmet ihaleye girmekten Alaattin Çakıcı tehdidinden dolayı mı vazgeçti?" yönündeki soru üzerine Berkmen, "Mehmet Emin Karamehmet, ihaleye şahsen girmeyi düşünmedi. Karamehmet, muhtemelen bankanın hakim ortağı olarak yorumlanmış olabilir" dedi.

"TANER’İN EVİNE İKİ KERE GİTTİK"

Berkmen, bir soru üzerine Taner’in evine Karamehmet ile iki kere gittiklerini ifade ederek, "Yapı Kredi Bankası, 1989’dan beri Fiskobirlik’ten alacaklıdır. Bu alacak bugüne kadar tahsil edilemedi.
sadece Taner’e değil, bütün bakanlara gittik. Bugüne kadar ziyaret ettiğim bakan ve üst düzey yönetici sayısı, 80-90’ı geçmiştir" diye konuştu. Yiğit ile görüşmesine de değinen Berkmen, "Yiğit bana, (Ne teminatı? Bu siyasi kredi olacaktır) dedi. Ben de (Biz de, siyasi kredi yoktur) dedim. Bu kişi, Yapı Kredi Bankası’ndan telkin ve kredi çıkmayacağını bilir" dedi. Duruşmada tanık olarak dinlenilen Serkan Özyurt, Mali Suçları Araştırma Komisyonu olarak Genç TV’nin İşadamı Kamuran Çörtük’e satışı ile ilgili bir inceleme yaptıklarını söyledi. Genç TV’nin Çörtük’e bedelsiz satıldığı yönünde iddialar bulunduğunu anlatan Özyurt, Korkmaz Yiğit’in kendilerine önce bir bedel almadığını söylediğini kaydetti. Sorular üzerine sanık Özyurt, Yiğit’in, Genç TV’nin satışından para almadığını söylemesine karşın, Çörtük’ün 3 milyon dolar peşin, kalanını taksitle ödediğini söylediğini belirtti. Daha sonra Çörtük’ün kendilerine senetler gösterdiğini belirten Özyurt, Yiğit’in böyle bir talepten haberi olmadığını söylemesine karşın Çörtük’ün, senetlerin olduğunu söylediğini, hatta Yiğit’in bu senetlerin aslını kendilerinden istediğini ancak vermediklerini söyledi.

"BÖYLE BİR GÜCÜ YOK"

Yüce Divan Başkanı Mustafa Bumin’in, "Korkmaz Yiğit’in şirketlerinin mali durumunu incelemişsiniz. Bu bankayı alacak mali gücü var mıydı?" sorusuna tanık Özyurt, yaptıkları tespitlere göre böyle bir gücünün olmadığını savundu.
Sanık Mesut Yılmaz’ın avukatı Uğur Alacakaptan’ın, Yiğit’in tanığa görüşmelerinde, "eksik olmakla birlikte doğruları söylediği" şeklindeki kanıya nasıl ulaştığını sorması üzerine, tanık Özyurt, Yiğit ile iş yerinde ve evinde incelemeleri sırasında bir çok kez görüştüklerini, mesleki deneyiminin; Yiğit’in doğruları söylediği yönünde olduğunu belirtti.
Özyurt, Yiğit’in görüşmelerde kendi aleyhine de olabilecek her şeyi anlattığını, belge imzalamadığını belirterek, "Bize, (Ben imzalamam, siz ispat ederseniz edin) dedi. Ancak biz de maddi delillere ulaşamadık, kanaatlerimizi ve düşüncelerimizi raporumuzda belirttik" diye konuştu.
Dönemin Mali Suçlar Araştırma Kurulu üyesi Muzaffer Kökver de duruşmada tanık olarak dinlenildi.
Kökver, kurulun 2000 yılının Şubat ayında Yiğit ile ilgili incelemesini sonuçlandırdığını ve tespitlerini içeren ayrıntılı bir rapor düzenlediğini söyledi. Genç TV’nin Kamuran Çörtük’e bedelsiz verildiğini ifade eden Kökver, "Minare çalınmış, ama kılıf hazırlanamamış" dedi.
"Adli Tıp Enstitüsü bize yardımcı olabilseydi, elimizde somut belge olacaktı" diyen Kökver, bu konuda verilen ifadelerin çelişkili olduğunu, Çörtük’ün ödediğini ifade ettiği bedellerin tutarsız olduğunu kaydetti.

"YİĞİT, TÜRBANK’I ALABİLECEK OLANAĞA SAHİP DEĞİL"

Bir soru üzerine Korkmaz Yiğit’in, Türkbank’ı alabilecek mali olanağa sahip olmadığını ifade eden Kökver, Mali Suçları Araştırma Kurulu’nun Yiğit’in işyerlerinde ve evinde aramalar yaptığını söyledi.
Yiğit’in söylediklerinin doğru olduğunu gördüklerini belirten Kökver, Korkmaz Yiğit’in söylediklerine, kendisini hukuki sorumluluk altına sokacağı düşüncesiyle imza atmadığını anlattı.
Kökver, Mesut Yılmaz’ın avukatı Uğur Alacakaptan’ın, "Korkmaz Yiğit, Yahudi cemaati tarafından destekleniyor muydu?" sorusuna, Yüce Divan Başkanı Mustafa Bumin’in, "Bu soruyu yanıtlamayabilirsiniz" uyarısı üzerine, yanıt vermedi.
Dönemin Vakıflar Bankası Genel Müdürü Altan Koçer de Türkbank ihalesi sürecinde Yiğit’e kredi verilmesi konusunda Mesut Yılmaz veya Güneş Taner’den herhangi bir baskı veya talimat gelmediğini söyledi.
Yiğit’in, Vakıflar Bankası’nın müşterisi olmadığını ve herhangi bir kredi talebi bulunmadığını belirten Koçer, Erdin Arı’nın bankanın Türkbank ihalesi ile ilgilenip ilgilenmediklerini sorduğunu, herhangi bir aracılıkta bulunmadığını anlattı.
Yüce Divan Başkanı Mustafa Bumin, duruşmanın, saat 14.00’e ertelendiğini bildirdi.

MEKTUP SAHTE İDDİASI

Mustafa Bumin, duruşmanın sabahki bölümünde Yüce Divan’a Korkmaz Yiğit’in hesabından SABER firması aracılığıyla Turgut Yılmaz’ın hesabına 14 milyon dolar aktarıldığına ilişkin bir ihbar mektubunun geldiğini bildirmişti. Paranın Turgut Yılmaz’ın Dubai’deki Aloha adlı hesabına yatırıldığı kaydedilmişti. Yılmaz’ın avukatı Uğur Alacakaptan, Dubai’deki bankayla yazıştıklarını belirtirken bankanın, "Bu isimde bir hesap olmadığını" kendilerine bildirdiğini anlattı.
Alacakaptan, bankanın, imzaların ve belgelerin de sahte olduğunu kendilerine bildirdiğini anlattı. Alacakaptan, "Bu aşağılık bir iftiradır. Demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nde insanlar imzasız mektuplarla suçlanamazlar" dedi. Alacakaptan, Turgut Yılmaz’ın bir holding başkanı olduğunu belirtirken, sık sık tehdit mektubu aldığını bunların birinde de Yüce Divan’a gönderildiği gibi Yılmaz’ın hesabına 14 milyon dolar para yatırıldığı iddiasının yer aldığını kaydetti.

YILMAZ’IN AVUKATI: AŞAĞILIK İFTİRALAR

Mesut Yılmaz’ın avukatı Uğur Alacakaptan, işadamı Korkmaz Yiğit tarafından Yılmaz’ın kardeşi Turgut Yılmaz’ın hesabına 14 milyon dolar aktarıldığı yolundaki iddiaların "maksatlı, gerçek dışı, aşağılık iftiralar" olduğunu savundu.
Yüce Divan’daki duruşmanın öğleden sonraki bölümünde tanık olarak dinlenilen eski Emlak Bankası Genel Müdürü Erdin Arı, 1998 yılının ikinci yarısında işadamı Korkmaz Yiğit ile görüştüğünü, Yiğit’in bu görüşmede Türkbank ihalesine gireceğini söylediğini belirtti.
Yiğit’in, ihale için 450 milyon dolarlık teminat mektubuna ihtiyacı bulunduğunu, 8-10 bankanın konsorsiyum kurduğunu, konsorsiyumda Yapı Kredi ve Vakıfbank’ın da bulunduğunu söylediğini kaydeden Arı, kendi bankalarının da konsorsiyuma girmesini istediğini anlattı.
Yiğit’e "İlgili şubeden başvurunuzu yapın" dediğini ifade eden Arı, ancak Yiğit’in daha sonra resmi bir başvuruda bulunmadığını söyledi.
Bu konuyu dönemin Vakıfbank Genel Müdürü Altan Koçer’e de açtığını, Koçer’in "böyle bir konsorsiyum olmadığını" kendisine söylediğini belirten Arı, Yiğit’in bu istemini dönemin Devlet Bakanı Güneş Taner’e de ilettiğini, Taner’in kendisine "Teminatlara dikkat edin" dediğini kaydetti.

EYÜP AŞIK

Tanık Eyüp Aşık da konuyla doğrudan bir ilişkisinin bulunmadığını, iddiaların da doğru olmadığını savundu.
Başkan Mustafa Bumin’in Soruşturma Komisyonu’nda verdiği ifadesini hatırlatması üzerine Aşık, kendisinin orada anlattıklarının Türkbank’ın 1996’da satışa çıkarılması ile ilgili olduğunu buradaki davanın ise bu satışla ilgisinin bulunmadığını anlattı.
Aşık, o dönemde kendisine telefon eden bir şahsın "Türkbank satılacak ve bu satıştan rüşvet verilecek" dediğini bildirdi.
Ancak, elde somut bir delil olmadığı için herhangi bir girişimde bulunmadığını ifade eden Aşık, zaten Türkbank’ın 1996’da da satışının yapılmadığını ifade etti.
Aşık, bir soru üzerine, telefon eden kişinin Alaattin Çakıcı olduğunu, Çakıcı’nın bu satıştan 20 milyon dolar rüşvet verileceğini söylediğini aktardı.
Bu iddiayı ciddi bulmadıkları için o zaman kamuoyuyla da paylaşmadıklarını belirten Aşık, Soruşturma Komisyonu’nda anlattığı olayın, 1996 yılına ait olduğunu, bu davayla ilgisinin bulunmadığını tekrarladı.
Tanıkların dinlenilmesinin ardından söz alan Mesut Yılmaz’ın avukatı Uğur Alacakaptan, duruşmanın başında imzasız bir mektupla Korkmaz Yiğit’in bir şirketinden Mesut Yılmaz’ın kardeşi Turgut Yılmaz’ın Dubai’deki bir banka hesabına 14 milyon dolar aktarıldığının ileri sürüldüğünü anımsattı.
Bir hukuk devletinde insanların imzasız mektuplarla karalanamayacağını kaydeden Alacakaptan, şöyle devam etti:
"Bu ihbar mektubunda Turgut Yılmaz’n Dubai’deki bir bankadaki ’aloha’ adlı hesabına 14 milyon dolar aktarıldığı ileri sürülmektedir.
Turgut Yılmaz büyük bir holdingin sahibi ve çoğunluk hissesine sahip olduğu bir bankanın ortağıdır. Bu iddiaları biz de daha önce tehdit telefonlarıyla ve mektupla öğrendik. Bu 1998 Şubat ayına ait bir olaydır. Biz bunun üzerine Dubai’deki bankaya yazı yazarak bu ihbar mektubunda geçenlerin doğru olup olmadığını sorduk. Bankadan bize gelen yanıtta, gerek bankaya ait olduğu iddia edilen belgelerin banka belgesi olmadığı, gerekse belgelerde imzası olanların bankada çalışmadıklarının bildirildiği şeklindedir. Bu konudaki yazıların size şimdi fotokopisini veriyorum, asıllarını da sunacağım. Bunlar maksatlı, gerçek dışı aşağılık iftiralardır." Bu arada, Türkbank Munzam Vakfı’nın davaya müdahil olarak katılma istemi kabul edildi.
Duruşmada, Vakıf Başkanı ve avukatı da hazır bulundu.
..
Yayın Tarihi : 17 Mayıs 2005 Salı 22:02:45


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Selvi NAZ IP: 85.97.135.xxx Tarih : 18.05.2005 18:14:07
T.Ticaret Bankası Eskişehir şubesinden Eskişehirde bir giyim firmasına verilen kredinin ödenmediği.firmanın iflas ettiği ve bankanın alacağını almadığını.Yineaynı kişilerin ARAPOĞLU ünvanlı olarak aynı şehirde T.Özal zamanında T.Özal tarafından açılışı yapılan bir fb.kurduklarını ANAP iktidarı döneminde fb.sayısının1.2.3 ve 4'e çıktığının bu Fb.rınTürkbank olayı patlak verdikten sonra hangi şirkete devir edildiğini bu şirketin Rizelibir kişiye ait olduğunu ama asıl kişilerin T.Yılmaz ile H.Özkan olduğunu bilmeyen yok bu şehirde.