18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Mezar açıp, kemik çaldılar

Balıkesir'de, bir mezardan çaldıkları kemiklerle yakalanan 3 tıp fakültesi öğrencisine 45'er gün hapis cezası verildi

Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi 2’nci sınıf öğrencileri B.G. (23) ve A.U.’dan (22), öğretmenleri derse incelemek üzere kemik getirmelerini istedi. İki öğrenci daha iyi bilgi edinmek ve öğretmenlerinden ekstra not almak için insan kemiği götürmeye karar verdi. İki öğrenci, başka bölümde okuyan arkadaşları B.A.’yı da yanına alıp, geçen 10 Mayıs’ta Çayırhisar Köyü Mezarlığı’na gitti.

Üç öğrenci, kimsesiz mezarı zannederek açtıkları Baki Ada’nın mezarındaki kemikleri aldı. Öğrenciler, B.A.’nın hırkasına sardıkları kemiklerle mezarlıktan ayrılacakları sırada iki kişi tarafından farkedildi. Mezarlıkta ne yaptıklarını soran iki kişiye, "Geziniyoruz" diyen 3 öğrenci telaşla uzaklaştı.

Görgü tanıkları, evlerine kadar takip ettikleri 3 öğrenci hakkında şikayetçi oldu. Öğrenciler hakkında Balıkesir 3’üncü Sulh Ceza Mahkemesi’nde, ’kişinin hatırasına hakaret’ suçundan dava açıldı.

’SUÇ OLDUĞUNU BİLMİYORDUK’

Mahkemedeki ifadelerinde yaptıklarının suç olduğunu bilmediklerini, kimsesiz mezarı sanıp açtıklarını belirten öğrencilerden A.U., "Öğretmenimiz kemik getirene ekstra not vereceğini söyledi. Üst sınıftaki öğrencilerle konuştuğumuzda kimsesizler mezarından kemik aldıklarını ve bir sorun çıkmadığını öğrendik.

Bunun üzerine mezardan kemik aldık. Ancak, daha sonra geri gömdük" dedi. B.A. da benzer ifade verirken, B.G. mezar kazma işine karışmadığını, evde yalnız kalmaktan korktuğu için arkadaşlarıyla birlikte gittiğini söyledi.

Mahkeme, öğrencilere önce 3’er ay hapis cezası verdi. Öğrencilerin bu suçu bir daha işlemeyeceklerine kanaat getirildiğinden ve duruşmadaki iyi hallerinden dolayı ceza yarı oranında düşürüp 45’er güne indirildi ve ertelendi.

EŞİNİ RÜYASINDA GÖRMÜŞ

2007 yılında 61 yaşındayken vefat eden eşi Baki Ada’nın kemiklerinin çalındığını üzelmemesi için, çocuklarının uzun süre kendisinden sakladıklarını belirten Gülsüm Ada, "Sürekli rüyamda eşimi görüyordum. Bana hep rahatsız olduğunu belirtiyordu.

Rüyamı çocuklarıma anlatınca bana babalarının mezarının kazıldığını anlattılar. Olay mahkemeye intikal etmiş. Ben de davada müdahil oldum" dedi.

Bazı kemiklerin mezar kenarında bulunduğunu, korktuğu için içine koyamadığını söyleyen Gülsüm Ada, "Bu çocuklar tıp fakültesinde okuyor. İleride doktor olacaklar. Biz bu insanlara canımızı, çoluğumuzu çocuğumuzu nasıl emanet edeceğiz?

Mahkeme öğrencilere ceza verdi ama bir türlü içime sindiremedim. Daha ağır ceza almalarını istiyorum. Karara itiraz edeceğim. Gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar gideceğim. Her geçen gün içim parçalanıyor. Bir insana mezarında bile rahat vermiyorlar. Gün geçtikçe sıkıntım artıyor" diye konuştu.

DHA
Yayın Tarihi : 11 Mart 2013 Pazartesi 17:03:35


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
sevgi bulut IP: 90.219.147.xxx Tarih : 11.03.2013 18:15:07

 selam yilar once buna benzer bir olayi bende yaptim arkadasima yardim olsun diye turkuyede tip okuyan oyrenciler cok zor durumda malesev ben zaten anlamiyorum bizim toplumun kafa yapisini bana ters geliyor londuraa hiristiyanlar olulerini yakiyor yer sorunu yuzunden kimse isan etmiyor bizim ulkede insanin degeri oldukten sonra verildigi icin bu olay cok ayiplaniyor oysa insanlar biraz mantikli dusune bilse bukadar abartmaya gerek kalmaz cunki  dunyada ve tuirkuyede artik insanlar beyin olumu gerceklesmis evlatlarinin organlarini bagislarken obur tarafta toprak olamaya yuz tutmus kemikler yuzunden cocuklar hapise giriyor ne diyiyoruz BU NEYIN KAFASIIIIIIIIIII 


Asistan. IP: 95.15.110.xxx Tarih : 11.03.2013 19:58:10

Üniversite eğitimi gören gençlerin, kendi dallarıyla ilgili materyele gereksinim duydukları bir gerçektir. Mimarlık, mühendislik, şehir planlamacılığı v.b tahsili yapan öğrencilerin ihtiyaç duydukları malzemeler ile tıp öğrenimi yapanların arasında muhakkak ki farklılıklar olacaktır. 45 yıl önce başladığım tıbbiye tahsilim  sırasında, öğrenimize yardımcı olması yönünden bunun gibi ihtiyaçlarımız belediyeler tarafından - çok uzun işlemler ve formaliteler sonucunda-  karşılanır ve bir asrı geçen sürede artık sahiplenemeyen kemikleri alıp onlar üzerinde çalışmalar yapardık. Benim geçmişteki olanaklarımı bulamayan bu öğrenciler, zorunlukları karşısında buna tevessül etmişlerdir ki; bu durum da tümüyle Bakanlığımızın ihmarkarlığı sonucunda ortaya çıkmıştır. Sonuç olarak ceza verilmesi gereken bu öğrenciler değil, bu materyeli sağlayamayan Bakanlığımızdır !