16
Haziran
2025
Pazertesi
ANASAYFA

MGK bülteninde Kerkük uyarısı

Bültende, şu değerlendirmede bulunuldu: ’’Irak Geçici Yönetim Yasası’nda Irak’ta federal, demokratik, çoğulcu ve birleşik bir yapı öngörülmüş; Bağdat ve Kerkük’ün statüsü ile ilgili karar 2005 yılı kalıcı anayasa çalışmalarına bırakılmıştır. Kürtler Kerkük’teki demografik yapıyı lehlerine değiştirmeye çalışmaktadırlar.

"Kerkük fiilen Kürtlerin yönetimine giriyor"

Bu durum, Türkiye ve Türkmenlerin Kerkük’ün olası bir Kürt federasyonunun dışında kalması durumunda bile, fiilen Kürtlerin yönetimine gireceği endişesini doğurmaktadır. Dışişleri Bakanlığı başkanlığındaki bir heyetin 6-11 temmuz 2004 tarihlerinde Kerkük’te yaptığı yerinde incelemelerde, Kerkük’te demografik yapının sistemli olarak değiştirilmesi çabalarının endişe verici boyutlara ulaştığı tespit edilmiş ve tepki gösterilmiştir. Bu durumun devam etmesinin, önümüzdeki dönemde gerginlik ve çatışmaya sebep olabileceği düşünülmektedir.’’

"PKK konusunda beklenen adımların atılması güç"

Türkiye’nin; ABD ve Irak Geçici Yönetimi’nden, Irak Kuzeyindeki PKK/Kongra-Gel terör örgütünün tasfiyesi konusunda bir an önce somut tedbirler almasını istemekte olduğu belirtilen bültende, ’’ancak Irak’taki iç güvenlik sorunu devam ettiği sürece ve Irak ordusu yeterli düzeye gelene kadar bu konuda beklenen adımların atılmasının güç olduğu ve Irak konusunun halen birçok gelişmeye açık olduğu düşünülmektedir’’ denildi.

Irak’ta güvenli ticaret için tedbirler geliştiriliyor

Milli Güvenlik Bülteni’nde, Türkiye’nin Irak’taki Türk şirketlerinin personeline yönelik rehin alma ve öldürme eylemleri üzerine yeni bir sorun olarak ortaya çıkan Irak’ta ’’güvenli ticaret’’ için tedbirler geliştirmekte olduğunun altı çizildi.

"Rumlar Maraş’ı isteyecek, Gazimagosa Limanı’nın ortak kullanıma açılması için çalışacak"

MGK bülteninde, Kıbrıs konusu da yer aldı. Kıbrıs Türk tarafının maruz kaldığı ’’haksız izolasyondan kurtarılması için’’ verilen taahhütlerin hiçbirisinin, gelinen aşamada somut kazanımlara dönüştürülemediğine işaret edildi.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin de, AB tarafından başlatılan girişimleri etkisiz hale getirmeye yönelik bir strateji izlemeye başladığı vurgulanan bültende, AB’nin halen üzerinde çalıştığı Kıbrıslı Türklere ticaret imkanı sağlayan tüzüğü etkisiz hale getirmekiçin Rum yönetimi ile Yunanistan’ın ortak bir strateji geliştirmeye çalıştıkları, bu amaçla, Gazimagosa Limanı’nın Avrupa Komisyonu’nun denetimi altında Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumların kullanımına açılması ile Kapalı Maraş bölgesinin Rumlara iadesine yönelik önerinin gelecek dönemde Rum Yönetimi’nce bir baskı aracı olarak kullanılmaya çalışılacağının değerlendirildiği bildirildi.

Referandum sonrası Kıbrıs’ta somut kazanım yok

Diğer taraftan, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs’ta referandum sonrası duruma ilişkin; BM Güvenlik Konseyi’ne sunduğu rapora ilişkin olarak, Konsey’de Annan Raporu’nu desteleyecek bir karar tasarısı başkanlık ya da basın açıklamasıyla yetinilmesinin beklendiği kaydedilen bültende, şöyle denildi: ’’Referandum sonrası; Kıbrıs Türk tarafının maruz kaldığı haksız izolasyondan kurtarılması için BM, ABD, AB ve İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) tarafından siyasi ve ekonomik bağlamda verilen taahhütlerin hiç birisi gelinen aşamada somut kazanımlara dönüştürülememiştir.

Türkiye’nin AB müzakerelerine Rum vetosu tehdidi

Rum yönetiminin, Kıbrıs Türklerine yönelik birtakım göstermelik açılımlarla, referandum sonrası dünya kamuoyunda aleyhlerine oluşan havayı yumuşatmak ve bu yönde AB’nin desteğini almak suretiyle, Annan Planı ile kendisine sağlananlardan daha fazla talep içerebilecek yeni çözüm önerisi dayatma imkanı bulabileceği değerlendirilmektedir. Şimdiden kamuoyuna yansıtılmaya çalışılan bu tür girişimlerin, büyük olasılıkla eylül 2004 ayı ortalarından itibaren ivme kazanacağı ve aralık 2004’de Türkiye’ye müzakere tarihi verilmesi konusunda ’veto’ yetkisini kullanma olasılığı ile Türkiye’ye kabul ettirilmeye çalışılacağı kıymetlendirilmektedir.
Yeşil Hat Tüzüğü bağımlı hale getirecek

Bültende, KKTC’den Kıbrıs Rum Kesimi’ne ticari mal akışını düzenleyen ve 23 ağustos 2004 tarihinde yürürlüğe giren ’Yeşil Hat Tüzüğü’nün; Kıbrıs Türk tarafının izolasyonunun hafifletilmesi açısından olumlu yönde atılmış bir adım gibi görünse de uygulamada yaşanabilecek güçlükler nedeniyle bir rahatlama getirmeyeceği, aksine, Kıbrıs Türk Halkı’nı Rum Yönetimi’ne daha da bağımlı hale getireceği vurgulanıyor.
kenthaber
Yayın Tarihi : 17 Eylül 2004 Cuma 12:22:29


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?