18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Milyonlarca öğrencinin beklediği kararlar açıklandı

Dört yıla çıkarılan lise eğitiminin esaslarına ilişkin bilgi veren Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, düzenleme için "AB perspektifi bunu gerektiyor" dedi.

Bakan Çelik’in dikkat çektiği bazı esaslar şöyle:

Dört yıl uygulaması, liseye yeni kayıt olacak öğrenciler için geçerli. Yeni kayıt olan öğrenciler söz konusu okulları dört yılda tamamlayacak. Şu an devam eden öğrenciler için ’dört yıl uygulaması’ geçerli değil.

Öğrenim süresi hazırlık+üç yıl olan okullar, hazırlık sınıfı olmaksızın dört yıl olacak Uygulamaya kademeli olarak geçilecek Yabancı dil eğitimi, ilköğretim okullarında 4’üncü sınıftan itibaren başlayacak ve 5, 6 ve 7’nci sınıflarda devam edecek. Yabancı dili günlük hayatta aktif kılmak üzere program belirlenecek.

Öğrenci alımları birbirinin benzeri olan Anadolu liseleri ile yabancı dil eğitimi veren ve ’süper liseler’ olarak ifade edilen okullar, ’Anadolu liseleri’ olarak tek bir isim altında birleştirilecek. Birleştirme 2005-2006 öğretim yılında, bu okullara kayıt hakkı kazanan öğrenciler için uygulanacak.

Fen, Anadolu, Anadolu güzel sanatlar, spor, Anadolu öğretmen liseleri, teknik liseler, İmam Hatip ve Anadolu İmam Hatip liselerinin yeniden yapılandırılmalarında kendi statüleri göz önünde bulundurulacak.

Dört yıl uygulamasının gerekçesi

Liseleri dört yıla çıkarma projesinin, 2002 yılında kararlaştırılmış olan bir düzenleme olduğuna dikkat çeken Milli Eğitim Bakanı Çelik, öğretmen, derslik vb sorunlar nedeniyle uygulamanın iki yıl ertelendiğini söyledi.

Uygulamanın Avrupa Birliği süreci için gerekli olduğunu vurgulayan Çelik "AB perspektifi bunu gerektiriyor. AB’nin önünde eğitim, araştırma, bilim istatistik gibi konular öncelikli" diyerek dört yıllık lise eğitiminin gerekçesini belirtti.

Avrupa’daki liseler ile Türkiye’deki liseler arasında diplomada ’denklik’ sorununa da dikkat çeken Çelik, "diplomalarda denkliği sağlamak için lise eğitiminin dört yıla çıkarılması zorunluydu" dedi.

BAKAN’IN KONUŞMASI

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, tüm genel ve mesleki teknik orta eğitim kurumlarına 2005-2006 eğitim ve öğretim yılından itibaren yeni kayıt olacak öğrencilerin, bu okulları dört yılda tamamlayacaklarını açıkladı.

Hüseyin Çelik, uygulamanın mevcut öğrencileri kapsamayacağını, "halihazırda lise birinci sınıfta veya hazırlıkta olan öğrencilerin, eski statüye tabi olarak eğitim öğretime devam edeceklerini" bildirdi.

Çelik, Anadolu liseleri ile süper liselerin de 2005-2006 öğretim yılından itibaren "Anadolu Lisesi" adıyla tek program adı altında birleştirileceğini söyledi.

Milli Eğitim Bakanı Çelik, ortaöğretimde eğitim-öğretim süresinin 4 yıla çıkarılmasıyla ilgili olarak bakanlık Başöğretmen Salonu’nda basın toplantısı düzenledi.

Tüm genel ve mesleki teknik orta eğitim kurumlarına 2005-2006 eğitim ve öğretim yılından itibaren yeni kayıt olacak öğrencilerin, bu okulları dört yılda tamamlayacaklarını açıklayan Çelik, bu uygulamanın mevcut öğrencileri kapsamayacağını, yeni kayıt olacak öğrencilerden başlamak üzere kademeli olarak hayata geçirileceğini bildirdi.

Çelik, öğrenim süresi "hazırlık artı 3 yıl" olan genel ve mesleki öğretim kurumlarının öğrenim süresini de 2005-2006 öğretim yılından itibaren hazırlık sınıfı olmaksızın 4 yıl olacağını kaydetti. Bakan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Halihazırda lise birinci sınıfta veya hazırlıkta olan öğrenciler eski statüye tabi olarak eğitim öğretime devam edecekler. Yabancı dil öğretimi ağırlıklı olarak ilköğretimde başlatılacak, 4, 5, 6 ve 7. sınıflarda ağırlıklı olarak verilecektir. AB ve OECD ülkelerinde olduğu gibi, yabancı dili günlük hayatta kullanılabilir kılmak amacıyla interaktif, yani karşılıklı etkileşime dayalı bir yaklaşım esas alınarak öğretim programları ve haftalık ders sayıları belirlenecektir. 2004-2005 öğretim yılından itibaren 105 okulda (40’ı genel lise) pilot olarak uygulamaya konulan mesleki ve teknik eğitim sisteminin güçlendirilmesi projesi kapsamında uygulanan, 9. sınıf haftalık ders çizelgesinde yer alan ortak beceriler, bilgisayar ile tanıtım ve yönlendirme dersleri, 2005-2006 öğretim yılından itibaren tüm genel liseler ile mesleki ve teknik orta öğretim kurumlarının 9. sınıfında okutulacaktır."

ANADOLU VE SÜPER LİSELER BİRLEŞİYOR

Çelik, öğrenci alımı, öğretim programları ve yabancı dil öğretimi konusunda birbirinin benzeri olan Anadolu liseleri ile yabancı dil ağırlıklı program uygulayan ve kamuoyunda "süper lise" olarak bilinen liselerin 2005-2006 öğretim yılından itibaren "Anadolu Lisesi" adıyla tek program adı altında birleştirileceğini söyledi.

Halen bu okullara devam eden öğrencilerin statülerinin korunacağını ve mezun oluncaya kadar öğrenimlerini kayıtlı bulundukları okullarda sürdüreceklerini açıklayan Çelik, "Birleştirme yalnızca 2005-2006 öğretim yılında bu okullara kayıt hakkı kazanan öğrenciler bazında uygulanacaktır" dedi.

Çelik, fen, Anadolu, Anadolu güzel sanatlar, spor, Anadolu öğretmen ve Anadolu mesleki ve teknik orta öğretim programlarının uygulandığı liseler ile imam hatip liseleri ve Anadolu imam hatip liselerinin yeniden yapılandırılmasında kendi statülerinin göz önünde bulundurulacağını kaydetti. Bu okulların öğrenci alımı ve öğretim programları itibariyle mevcut statülerinin korunacağını belirten Çelik, bu okullarda da öğretim süresinin hazırlık süresi olmaksızın 4 yıl olacağını bildirdi.

Bakan Çelik, mevcut sistemde öğretim süresi hazırlık artı 4 yıl olan bazı liseler ve orta öğretim kurumlarının istemeleri halinde mevcut statülerini uygulamaya devam edebileceklerini de kaydetti.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, liseden sonra bitirme sınavı getirilmesine yönelik bir kararlarının henüz bulunmadığını, bunun düşünce aşamasında olduğunu belirterek, "ÖSS müfredatı sonsuza dek bugünkü gibi kalmayacaktır. Görüştüğümüz YÖK yetkilileri, önümüzdeki yıldan itibaren bu muhtevayı ve sınavın bu şeklini değiştirmek üzerinde çalıştıklarını ifade ediyorlar"’ dedi.

Çelik, bakanlığının Başöğretmen Salonu’nda düzenlediği basın toplantısında, ortaöğretimde eğitim-öğretim süresinin 4 yıla çıkarılmasıyla ilgili bilgi verdi.

Liselerin 4 yıla çıkarılmasının, 57. Hükümet döneminde, Talim Terbiye Kurulu’nca kararlaştırıldığını, 2003-2004 yılında bunun uygulanmasının söz konusu olduğunu anımsatan Çelik, ancak hükümeti devraldıklarında, fiziki mekan, donanım, dokümantasyon, öğretmen potansiyelleri itibariyle gerekli altyapı çalışmalarının yapılmadığını tespit ettiklerini anlattı.

Çelik, bu hazırlıkların yapılmasından sonra, 4 yıllık lise uygulamasının hayata geçirilmesinin daha doğru ve anlamlı olacağını düşündüklerini, bunun üzerine 4 yıla çıkarılması kararını 2 yıl ertelediklerini ifade etti.

"4 yıl uygulaması, öğrencilerin ortaöğretime daha az devam etmesi, kız öğrencilerin daha az devam ettirilmesi için yapılmıştır" şeklinde bazı yorumlar yapıldığını anımsatan Çelik, bu yorumların kendisini hayrete düşürdüğünü ve üzüldüğünü kaydetti.

"AB PERSPEKTİFİ BUNU GEREKTİRİYOR"

Çelik, liselerin 4 yıla çıkarılması kararını alma amaçlarını şöyle açıkladı:

"AB perspektifi bunu gerektiriyor. 3 Ekim’de müzakere süreci başlayacak ve bu tarihten önceki en öncelikli konu başlıkları eğitim, bilim, araştırma istatistik gibi konulardır. Biz, bu sürece hazır olmak zorundayız. AB ülkelerindeki uygulamaya baktığımızda, Almanya’da 9 yıllık temel eğitimin üzerine 4 yıllık tahsilden sonra üniversiteye gidebiliyorlar. İtalya’da bu 9 artı 5, Finlandiya ve Macaristan’da 9 artı 3 şeklindedir. Bizim 3 yıllık liselerden mezun olan gençlerimiz, diplomalarının denkliği itibariyle çok ciddi sıkıntılar çekiyorlar. AB ülkelerine gittiklerinde, bir problemleri olmasa bile asgari 1 yıllık telafi programından geçmeleri gerekiyor. Diplomaları kabul edilmiyor. Biz bu denkliği, bu uyumu sağlamak zorundayız. Modüler bir eğitim sistemi getiriyoruz. Birinci, ikinci, üçüncü kademe sertifikasyon programlarının uygulanması için, mutlak suretle bu 4 yılın olması gerekiyor."

"HAZIRLIKTAKİ DİL DERSİ UNUTULUYOR"

Çelik, Ortaöğretim Genel Müdürlüğü’nce, veli, öğrenci ve öğretmenler üzerinde, hazırlık sınıflarının fonksiyonel olup olmadığı, bu sınıflardan gerekli yarar sağlanıp sağlanmadığı yönünde geçen yıl, 25 ilde bir araştırma yapıldığına işaret ederek, araştırmada, ezici bir çoğunluğun, hazırlık sınıfının fonksiyonel, yararlı ve dil öğreniminde faydalı olmadığı sonucunun çıktığını söyledi.

Hazırlık sınıflarında yoğunlaştırılmış bir dil programı uygulandığına işaret eden Çelik, öğrencilerin birinci sınıfa başladığında ise dil dersinin neredeyse ortadan kalktığını belirtti.

Çelik, diğer sınıflarda ise üniversiteye hazırlanma telaşı başladığını, bu nedenlerle hazırlık sınıfında görülen dil derslerinin unutulduğunu, edindikleri bilgilerin adeta havaya uçtuğunu kaydetti.

Çelik, matematik, fizik, biyoloji ve kimyanın da yabancı dilde okutulmasının esas olduğunu, ancak bu uygulamanın yürümediğini, faydalı da olmadığını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu yılın başında aldığımız bir karar var: Bunu, okulların imkan ve tercihlerine bıraktık. Yabancı dil eğitimine çok önem verelim ama yabancı dilde eğitim yapmanın aslında çok da doğru olmadığını, üniversitelerdeki yabancı dilde eğitimin bile çok faydalı olup olmadığının tartışıldığı bir ortamda, bilimsel araştırmalar sonucu biz böyle bir sonuca vardık, bu kararı aldık.

Hazırlık sınıfı, bu anlamda bir sıkıntı yaratıyordu. Fen ve matematik dersleri, ilköğretim 8. sınıfa kadar yoğun olarak görülüyordu, 1 yıllık hazırlıkla birlikte öğrenci, bu derslerde bütün bağlarını koparıyor, daha sonraki sınıflarda intibak problemi çekiyordu."

"ÖĞRENCİLER, KENDİ HALİNE BIRAKILMAYACAK"

Hüseyin Çelik, AB ülkelerinin, hazırlıkta geçen süreyi, lise eğitim süresine dahil etmediğini, bunun da öğrencilerin mağduriyetine yol açtığını vurguladı.

Liselerde 40-45 saate varan ders görüldüğünü, bunun da öğrencilerin araştırma yapmasına, kültürel faaliyetlere katılmasına, sosyal aktiviteler içinde olmasına, öğrenmeye dayalı etkinlikler içinde bulunmasına engel olduğunu belirten Çelik, "Yeni müfredatımız, sosyal hayata açık, hayata, mesleğe, yüksek öğretime hazırlamayı esas alıyor. Bunu yapabilmemiz için haftalık ders programlarını seyreltmemiz gerekiyor. Haftada, 40-45 saat yerine, belki 25-30 saat ders olması lazım. Onun dışında kalan boş saatlerde, elbette öğrencileri başı boş bırakmak, kendi haline terk etmek söz konusu değildir" diye konuştu.

Çelik, öğrencileri, sosyal sorumluluk, sportif, kültürel aktiviteler anlamına gelebilen, onları sosyal hayata hazırlayan diğer etkinliklerle bu sürecin doldurulacağını söyledi.

"KALİTEYİ YUKARI ÇEKMEYİ HEDEFLİYORUZ"

Çelik, liseden sonra bitirme sınavı getirilmesine yönelik bir kararlarının henüz bulunmadığını, bunun, düşünce aşamasında olduğunu bildirerek, şunları kaydetti:

"Bu, lise diploması vermeye yönelik bir sınav olmayacaktır. Birçok gelişmiş batı ülkesinde üniversite sınavının önünde, bir anlamda olgunlaşma sınavı anlamına gelebilecek sınavlar var. Bunlar, öğrencilerin lise tahsili boyunca bilgilerini ölçmeye yöneliktir.

Böylelikle öğrencinin, okula bağlanmasını, okulu terk ederek, dershanelere gitmesini de bir çapta önlemiş olabileceğini düşünüyoruz. Tabii ki ÖSS müfredatı da sonsuza dek bugünkü gibi kalmayacaktır. Görüştüğümüz YÖK yetkilileri de önümüzdeki yıldan itibaren bu muhtevayı ve sınavın bu şeklini değiştirmek üzerinde çalıştıklarını ifade ediyorlar. Eğer değiştirilmezse, ÖSS’nin ortaöğretim kurumlarını olumsuz etkileme süreci devam edecektir. Bu da Türkiye’nin çok büyük zararına olacaktır. Biz buna yasal olarak da müdahale ederiz."

Çelik, 3 yıllık eğitim yapan okulların oranının yüzde 74 olduğuna dikkati çekerek, bu okulların üniversiteye girme oranının ise yüzde 1-7 arasında değiştiğini ifade etti.

Çelik, "Bu uygulamamızla birlikte, yüzde 74’lük okullarımızın kalitesini yukarı çekmeyi hedefliyoruz. Bu kesimi, çok daha iyi bir konuma getirme çabasındayız. Bu değişikliğin en büyük faydası bu olacaktır" dedi.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, 4 yıllık lise uygulamasında 9. sınıfta ortak dersler işleneceğini, öğrencilerin 10. sınıfta başka liselere geçiş yapabileceklerini belirtti.

Çelik, liselerde eğitim-öğretim süresinin 3 yıldan 4 yıla çıkarılması konusunda bilgi vermek amacıyla Bakanlık Başöğretmen Salonu’nda düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

"Bu sene hazırlık sınıfını bitirenler 3 yıl, bu yıl kayıt yaptıranlar 4 yıl lise okuyacak. Bu şekilde de aynı yıl ÖSS’ye girecekler. Bu eşitsizlik yaratmayacak mı?" sorusuna Çelik, "Hayır" yanıtını verdi.

Bu yıl hazırlık sınıfını bitiren birinci sınıfa başlayacak öğrencilerin de liseyi 4 yılda bitireceklerine işaret eden Çelik, "Ama biz hazırlık sınıflarını kaldırıyoruz derken hazırlık sınıflarında okutulduğu kadarıyla yabancı dili 4 yıla yayıyoruz. Bu yayma esnasında da dilin daha büyük performansla öğrenilmesi ve öğretilmesi esas alınıyor. Bunda bir gariplik yok" dedi.

"LİSE BİTİRME SINAVI"

Bir soru üzerine Çelik, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’nın lise bitirme sınavıyla ilgili bir kararı bulunmadığını belirterek, şunları kaydetti:

"Bana gelmiş bir karar, benim onayladığım bir karar yok. Sadece fikir jimnastiği yapılırken neler yapılabilir, neler yapılmalıdır bunlar konuşulurken, bu gündeme gelmiş olan bir meseledir. Bu söz konusu olsa bile 4 yıl sonra olabilecek bir şeydir. Yani 2005-2006 eğitim-öğretim yılında lise 1’e kaydolacak öğrenciler için uygulanabilecek olan bir şeydir; ki bu 4 yıl sonra demektir."

KISA SÜREDE BİTİRME

Milli Eğitim Bakanı Çelik, "Başarılı öğrencilere liseyi 4 yıldan daha kısa sürede bitirmeleri şansı verilip verilmeyeceği" yönünde bir soruya "Böyle bir şans tanınabilir öğrencilere. Bu Avrupa’da da olan bir uygulamadır. Bunun detaylarını da arkadaşlarımız çalışıyor. Bu olabilecek bir şeydir. Ama bununla ilgili verilmiş bir karar yok" yanıtını verdi.

9. SINIFA ORTAK DERSLER GELİYOR

Çelik, 4 yıllık uygulamanın nasıl olacağı yönünde bir soruyu şöyle yanıtladı:

"Hem genel liselerde hem de mesleki eğitim liselerinde yani eğitim süresi 3 yıldan 4 yıla çıkarılan okulların birinci sınıfı, yani 9. sınıf ortak sınıf olacak. Endüstri meslek ve genel liselerde birinci sınıfta ortak dersler okunacak. Bazı kültür dersleri, ortak beceriler dersi, bilişim ağırlıklı ders ile tanıtım ve yönlendirme dersleri olacak. 9. sınıftaki öğrenci bu okula geldiği zaman bu tanıtım ve yönlendirme dersiyle hem hayata hem de hangi derslere yönelmek istiyorsa ona yönlendirilecek.

Böylece endüstri meslek lisesine kaydolan bir öğrenci, bir yılın sonunda genel liseye veya başka bir meslek lisesine gitmek isterse, 10. sınıfta oraya geçiş yapabilecek ve yoluna devam edecek. Ama 11. ve 12. sınıflarda geçiş olmayacak. Dersler yayılırken de 9. sınıfa ilave dersler geliyor. Ama haftada 40 saat olan ders 25-30 saate indirilirse bunun 4 yıla yansıması o oranda olacak."

"YENİ YASAL DÜZENLEME YAPILABİLİR"

Bir gazetecinin ÖSS ile ilgili değişiklik yapılmaması halinde nasıl bir tutum takınacaklarını sorması üzerine Çelik, bu konuda yasal olarak bir düzenlemeye gideceklerini belirtti.

Geçen yıl Yükseköğretim Kanunu’nun 45. maddesinin değiştirilmesini öngören bir tasarı hazırladıklarını anımsatan Çelik, bu tasarıda ÖSS’nin içeriğinin ne olacağı ve nasıl bir yöntem takip edileceğinin düzenlendiğini ifade etti.

Çelik, "Eğer YÖK ve ÖSYM kendi yetkilerinde bulunan böyle bir kararı alırlarsa yeni bir yasal düzenleme yapılmasına ihtiyaç olmayabilir, ama bu yapılmazsa yasal düzenlemenin mutlaka yapılması gerekiyor. Çünkü, gençlerimizi, nesillerimizi feda etmek gibi bir lüksümüz yok" diye konuştu.

"TÜM TEDBİRLER ALINDI"

Hüseyin Çelik, 4 yıla geçiş için altyapının hazır olup olmadığı sorusuna karşılık, gerekli tüm çalışmaların yapıldığını ve tüm tedbirlerin alındığını söyledi. Çelik, bu sene ilave dersliğe ihtiyaç bulunmadığını, 4 yılın sonunda böyle bir ihtiyacın doğabileceğini anlattı.

"OKS’DE ŞİMDİLİK DEĞİŞİKLİK YOK"

Bir gazetecinin, eğitimin 3 yıldan 4 yıla çıkarılması ve ilköğretim müfredatının değiştirilmesiyle bağlantılı olarak Ortaöğretim Kurumları Sınavı’nda (OKS) bir değişiklik yapılmayacağı sorusuna Çelik, "Hayır" yanıtını verdi.

OKS’de bir süre önce bazı değişiklikler yapıldığını anımsatan Çelik, bu çerçevede süper liselerin Anadolu liseleriyle aynı kapsama alındığını söyledi. Çelik, şöyle konuştu:

"Ancak, önümüzdeki yıllarda ilköğretim okullarına öğrencileri bağlamak, okulda disiplini sağlamak ve dershanelere yönelimi azaltmak için ilköğretim okullarında not ortalamalarının esas alınacağı, daha doğrusu bunların önemli olacağı bir hesaplama, puanlama sistemi getirmeyi düşünüyoruz. Gerekli araştırmalar yapıldıktan sonra ilköğretim başarı puanının, tıpkı ÖSS’de ortaöğretim başarı puanı çok önemli bir faktörse, sonucu etkileyebileceği bir yeni yapılanma getirmeyi düşünüyoruz."

"İlköğretimde de bitirme sınavı getirilebilir mi?" sorusuna Çelik, "Şu anda böyle bir karar yok, ama olabilir" yanıtını verdi.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, 19 Haziran Pazar günü gerçekleştirilecek Öğrenci Seçme Sınavı’ndan (ÖSS) sonra ÖSS sistemiyle ilgili değişikliklerin tekrar gündeme geleceğini belirterek, "ÖSS sisteminde değişiklik bir gece yarısı kararıyla olmamalıdır, kademeli bir şekilde uygulanmalıdır" dedi.

Çelik, Milli Eğitim Bakanlığı Başöğretmen Salonu’nda düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

Bir gazetecinin, ÖSS ile ilgili değişikliklerin ne zaman yapılacağı sorusu üzerine, bu yılki sınavın 19 Haziran 2005 Pazar günü gerçekleştirileceğine işaret eden Çelik, şunları söyledi:

"YÖK yetkilileri de bu yıldan sonra görülen olumsuzlukların giderilmesi için gerekenlerin yapılması konusunda hemfikirdir. Bu sınavlar yapılıp bittikten sonra bu mesele şüphesiz ki tekrar gündeme gelecektir. Hiç olmazsa gelecek sene bu yıl yaşadıklarımızın yaşanmaması lazım. Ama ÖSS sisteminde değişiklik olsa bile bu bir gece yarısı kararıyla olmamalıdır, yine kademeli bir şekilde uygulanmalıdır ki mevcut sisteme göre kendini hazırlayan çocuklarımız bunalmasınlar, bu onlarda şok tesiri oluşturmasın."

Çelik, teknik eğitim fakültelerinin müfredatıyla mesleki ve teknik liselerin müfredatının örtüştürülmesi konusunda fikir birliği bulunduğunu belirterek, bundan sonra yeni müfredata ve getirdiği anlayışa uyum sağlayabilecek öğretmenler alacaklarını söyledi.

"TALEP AZALMAZ"

Bir soru üzerine, hazırlık sınıflarının kaldırılmasının Anadolu liselerine talebi azaltmayacağını, tersine artıracağını söyleyen Çelik, şöyle konuştu:

"Veliler şundan müsterih olsunlar, çocukları daha iyi yabancı dil öğrenecek. Veliler çocuklarını Anadolu liselerine yabancı dil öğrensin diye gönderiyorlar, ama sonuçta öğreniyorlar mı, öğrenmiyorlar. 4 yıla çıktı diye ilköğretimden ortaöğretime çocuklarını gönderenlerin sayısında azalma olacak şeklinde bir endişeden söz ediliyor. Ben buna kesinlikle katılmıyorum. Anadolu liseleri, fen liseleri 4 yıldır diye kimse çocuklarını oraya göndermemezlik ediyor mu? 3 yıllık bir liseye göndereyim diyen bir veli gördünüz mü? Gittiği okulun türü ve kalitesini esas alıyor veli. Bir yılın az veya fazla olmasına bakmıyor."

DİN DERSİ

Milli Eğitim Bakanı Çelik, din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin yeni programı ile ilgili eleştirilerin anımsatılması üzerine, son iki yıldır eğitimle ilgili birçok güzel çalışmaları bulunmasına karşın meselelerin sadece bir dersin müfredatına hapsedilmesini doğru bulmadığını söyledi.

Çelik, müfredat hazırlanırken laiklik ilkesinden taviz vermediklerini, tam aksine bunun pekiştirmeyi esas aldıklarını belirtti. Müfredatın içinde yer alan bir cümleden hareket ederek eleştiri yöneltildiğini kaydeden Çelik, şöyle konuştu:

"Müfredatlarda esas olan ana konulardır. Sonra, öğrencilerin bunlardan ne kazanacağıdır. Kazanımlardır, sonra etkinlikler ve sonra da açıklamalar vardır. Şerh anlamına gelebilecek bir açıklamadan, bir cümleden yola çıkarak, bütün bu dersler sanki camilerde yapılacakmış gibi, laiklik prensibi ayaklar altına alınmış gibi bir propaganda başladı, bu son derece yanlıştır. Öğrenciler camilere götürülecek, abdest alınacak... Bunlar öğretmenin ne yapabileceğini anlatan bir cümledir. Bu bir mecburiyet değildir. Ama sizin ne dediğiniz önemli değil, iletişimde karşı tarafı ne anladığı önemlidir esasından hareketle, bu meseleye ben de muttali olduğum zaman arkadaşlarıma dedim ki; bunları çıkarın oradan. Talim ve Terbiye Kurulu bunları oradan çıkardı. Ve herkesi alacaksınız, uygulamaya götüreceksiniz, böyle bir şey söz konusu değil." Dinin birleştirici bir unsur olduğunu kaydeden Çelik, partilerin dini bulunmadığını ve din üzerinden muhalefet yapılmasının doğru olmadığını söyledi.

"Dini bir muhalefet aracı yapmanın iğrenç olacağını düşünüyorum" diyen Çelik, "Cumhuriyeti ve temel niteliklerini, herkesten ve kendisini bu anlamda Cumhuriyetin ve laikliğin sahibi gibi görenlerden daha çok hassasiyetle korumaya talip olduklarını" söyledi.

"VERGİ GELECEK Mİ?"

Bir gazetecinin, 8 yıllık eğitim uygulaması başladığı zaman vergi getirildiğini anımsatarak, 4 yıllık lise uygulamasına geçişte vergi konulup konulmayacağını sorması üzerine Çelik, vergi uygulamasının söz konusu olmadığını bildirdi.

Hükümetin bütçeden en büyük payı eğitime ayırdığını, halkın da desteğinin 2 katrilyon lirayı bulduğunu belirten Çelik, "Ek bir finansman ihtiyacı olmayacak. Çünkü bu kademeli bir uygulamadır. Sabahtan akşama bize çok ciddi yükler getirecek bir uygulama değil" dedi.

KAYIT PARASI

Hüseyin Çelik, okullarda kayıt sırasında zorla yüksek miktarlarda bağış alındığı yönünde şikayetler bulunduğunun belirtilmesi üzerine, kendisine dün bu konuda 3 ilköğretim okulu müdürüyle ilgili şikayet geldiğini ve müdürler hakkında derhal soruşturma başlattığını bildirdi.

Velilerden zorla bağış alınması halinde okul yöneticilerinin bakanlığı karşısında bulacağını vurgulayan Çelik, yöneticiler hakkında yasal prosedür uygulayacaklarını söyledi.


AA
Yayın Tarihi : 8 Haziran 2005 Çarşamba 18:15:12
Güncelleme :8 Haziran 2005 Çarşamba 18:23:59


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?