17
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

MİT - Yargıtay kapışıyor; AKP izliyor

AKP hükümeti, Yargıtay’ı ve MİT’i sarsan Alaaddin Çakıcı skandalında sessizliğini koruyor. MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun’un açıklamaları, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın skandalı izlemekle yetindiğini gösterdi. Oysa MİT, doğrudan Başbakan’a bağlı. Çakıcı’nın kaçışından, Çakıcı’yı izleyen Emniyet sorumlu tutulduğu halde, İçişleri Bakanlığı ne bir soruşturma açtı, ne gelişmelerle ilgili açıklama yaptı.

Çete lideri Alaaddin Çakıcı’ya yakınlığıyla bilinen müteahhit Hakkı Süha Şen’in, Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya, Yargıtay Genel Sekreter Yardımcısı Ercan Yalçınkaya ve MİT Dış Operasyonlar Daire Başkan Yardımcısı Kaşif Kozinoğlu ile yaptığı telefon görüşmeleriyle patlak veren skandalın üzerinden günler geçtiği halde, hükümet suskun. Özkaya, Çakıcı’nın, hakkındaki dava dosyası Yargıtay sürecindeyken Yargıtay üyesi bir hâkime villa hediye ettiği iddiaları üzerine, adı geçen üyenin kendisi olduğunu açıklamıştı. Rüşvet iddiasını reddeden Özkaya, Milas’taki villasının tadilatını yapan Şen’in aracılığıyla tanıştığı Kozinoğlu’nun kendini ziyaret ederek Çakıcı dosyasının geciktirilmesini istediğini söylemişti.

Tek ses Çiçek’ten çıktı

Skandalın ardından konuşan tek hükümet üyesi, Adalet Bakanı Cemil Çiçek oldu. Yargıtay Başkanı Özkaya’ya sahip çıkan Çiçek, "Yargı, gündeme gelen her konuyu büyük dikkatle inceleyecek, hassas terazisinde tartacak ve karara bağlayacaktır. Yargının, adına yargılama yaptığı milletinden gizleyeceği hiçbir şey yok. Yargıtay Başkanı değerli bir hukuk adamı, hukukun üstünlüğüne inanan saygın bir kişidir. Yargı bir gün hepimize lazım olur" demişti.

Başbakan izliyor

Tatilde olan MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun’un açıklamaları, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın skandalı izlemekle yetindiğini ortaya koydu. Atasagun, Hürriyet gazetesine dün verdiği demeçte, Erdoğan’la skandala
ilişkin herhangi bir teması olmadığını söyledi. Atasagun açıklamalarında, Kozinoğlu hakkında soruşturma başlattıklarını ve ifadesini aldıklarını belirterek, "Artık bu işi çözecek olan hukuktur. Biz dosyamızı Başbakan’a veririz. Başbakan soruşturma isterse teftiş kuruluna talimat verir" dedi. Atasagun’un bu sözleri, Erdoğan’ın henüz böyle bir talimat vermediğini gösterdi. Oysa skandalın merkezinde yer alan MİT, doğrudan Başbakanlığa bağlı bir kuruluş.

Yargı, yürütmeden hızlı

Skandalın yargı üyeleriyle ilgili bölümünü soruşturacak olan Yargıtay, yürütmeden, yani hükümetten hızlı davrandı. İstanbul Başsavcılığı’nın, yargı üyeleriyle ilgili iddiaları, daha skandal kamuoyuna yansımadan Yargıtay’a ilettiği ortaya çıkmıştı. Başsavcılık, Yargıtay Başkanlığı’na göndermesi gereken dosyayı, dosyada Yargıtay Başkanı Özkaya’nın da adı geçtiği için Yargıtay Başsavcılığı’na göndermişti.

Bakanlık dosya bekliyor

Skandala adı karışan Yargıtay Genel Sekreter Yardımcısı Yalçınkaya hakkındaki işlemi ise, Yalçınkaya’nın idari personel olması nedeniyle Adalet Bakanlığı’nın yapması gerekiyor. Ancak Adalet Bakanlığı da henüz Yalçınkaya hakkında herhangi bir soruşturma başlatmadı. Bakanlığın, Yargıtay’dan gelecek dosyayı beklediği bildirildi.

Kaçırana da soruşturma yok

Çakıcı, Yargıtay’daki kulislere rağmen istediği sonucu alamamış ve üç yıl dört aylık hapis cezası Yargıtay’ca onanınca yurtdışına kaçmıştı. Çakıcı, Kasım 2003’ten itibaren polisçe izlenmesine rağmen, İbrahim Arı adına düzenlenmiş bir pasaportla yurtdışına çıkmıştı. Çakıcı’nın kaçışından, Çakıcı’yı izleyen Emniyet sorumlu tutulmuş, ancak İçişleri Bakanlığı bu konuda herhangi bir soruşturma açma gereği duymamıştı.
Çakıcı’yı izleyen ve başta müteahhit Hakkı Süha Şen olmak üzere adamlarının telefonlarını dinleyen Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’nın (KOM), ’Çakıcı’nın kaçışından kim sorumlu’ tartışmaları üzerine elindeki Çakıcı dosyasını, o zamanki İstanbul DGM Başsavcılığı’na ilettiği öğrenildi.

Polis DGM’yi uyarmış

KOM Dairesi’nin, Yargıtay’daki Çakıcı kulisi konusunda İstanbul DGM Başsavcılığı’nı uyardığı belirtildi. KOM Dairesi’nin, Eraslan Özkaya-Ercan Yalçınkaya-Süha Şen-Kaşif Kozinoğlu dörtgeninde, Çakıcı’ nın Yargıtay’daki dosyasına ilişkin telefon görüşmelerini anında İstanbul DGM Başsavcılığı’na ilettiği kaydedildi.

Devletin tepesinde yalanlama rüzgârı

Yargıtay Başkanı Özkaya, villasını onaran ve Çakıcı ile bağlantılı olduğu belirtilen müteahhit Şen ile MİT Müsteşarı Atasagun’un bir haftadır yaptıkları açıklamalar çelişkiler yumağına döndü. Özkaya, MİT’çi Kozinoğlu’nun Şen aracılığıyla kendisiyle görüşmek istediğini açıklarken, Atasagun, Kozinoğlu ile görüşmeyi ’Doğru söylemiyor’ dediği Özkaya’nın istediğini iddia etti. Özkaya, Kozinoğlu’nun Çakıcı’yla ilgili görüşme amaçlı geldiğini anlatırken, Atasagun, Kozinoğlu’nun verdiği bilgiye dayanarak görüşmede Çakıcı konusunun konuşulmadığını savundu. İşte tarafların olayla ilgili basına yansıyan açıklamaları:

Görüşmeyi kim istedi?

Yargıtay Başkanı Özkaya:
12 Ağustos (Milliyet): Şen bana, MİT’in ikinci adamı Kozinoğlu’nun çocukluk arkadaşı olduğunu, benimle görüşmek istediğini söyledi. Yanıma korumalarıyla geldi. Kozinoğlu, görüşmeye Atasagun’un izniyle geldiğini söyledi.
13 Ağustos (Milliyet): Müteahhit, binayla ilgili bilgi verirken, ’Bir arkadaşım var, gözünü daldan esirgemez. Bütün amacı memlekete hizmet’ diye hayranlıkla arkadaşından bahsederdi. Bir gün ’Sizinle tanışmak istiyor’ dedi. ’Uygun zamanda tanışırız’ diye geçiştirdim. Sonra adamla (Kozinoğlu) bir gün tanıştık.
13 Ağustos (Resmi açıklamasından): Şen bir gün Kozinoğlu’nun yargıyı ilgilendiren çok önemli bir konuyu görüşmek istediğini söyledi. Yargıyı ilgilendiren önemli konunun ne olduğunu öğrenmek için ’Görüşelim’ dedim. Kendisiyle buluştuk.
MİT Müsteşarı Atasagun:
14 Ağustos (Hürriyet): Kaşif Kozinoğlu bana görüşme talebinin Yargıtay Başkanı’ndan geldiğini söyledi. Ben de gidip görüşmesine izin verdim.
14 Ağustos (Milliyet): Ziyaret görev gereği değil, tamamen Kozinoğlu’nun kişisel girişimiydi. Kozinoğlu, Özkaya ile görüşürken bir görev yerine getirmiyordu.


Çakıcı konuşuldu mu?
Yargıtay Başkanı Özkaya:
12 Ağustos (Milliyet): Kozinoğlu, bana Çakıcı’nın davasının erken bitmesi halinde Çakıcı’nın yurtdışına kaçabileceğini, Fransa’da yakalandığı dönemde milliyetçi olduğundan bazı bilgileri Fransızlara vermediğini, bu bilgileri ve elindeki bazı kasetleri MİT’in alması gerektiğini söyledi.
13 Ağustos (Milliyet): Ondan sonra müteahhit yokken yanıma geldi ve istişari mahiyette Çakıcı’yla ilgili konuyu anlattı. Dedi ki, ’Bu adam kaçarsa, hapse girerse elindeki bilgilere ulaşamayız. Bir-iki ay lazım bize. Bir şey yapılabilir mi?’ Bunun da mümkün olmadığını söyledik. O arada karar verilmişti. ’Karar düzeltme işimize yarar bir sonuç doğurur mu’ diye soruldu. ’Bunun karar düzeltmesi de mümkün değil’ dedim. İş anlaşıldı, bırakıp gittiler.
13 Ağustos (Resmi açıklamasından): Konuşma sırasında bana, ’Müsteşarının izniyle geldiğini’ söyleyerek istişari mahiyette ’Çakıcı’nın elindeki bilgileri almak istediğini, bu kişi yurtdışına çıktığı veya hapse girdiği takdirde alamayacağını, bu nedenle hakkındaki davanın bitip bitmeyeceğini, uzatılıp uzatılamayacağını’ sordu. Kendisine yargı prosedür ve gereğini anlatarak, kimsenin bu konuya müdahale edemeyeceğini, devletin yüksek menfaatleri için bile olsa her kurumun kendi kuralları içerisinde çalışacağını bildirdim. Gitti. Bir daha da bu konu üzerinde durmadım, hatta Yargıtay’da Çakıcı ile ilgili dosyanın karara bağlandığını basından öğrendim.
MİT Müsteşarı Atasagun:
14 Ağustos (Hürriyet): Kozinoğlu, Yargıtay Başkanı’yla Çakıcı hakkında birşey konuşmadığını söylüyor. Yargıtay Başkanı’nın çıkıp cevabını vermesi lazım. MİT’ten kimse bir yere dört arabayla gitmez, bunları penceresinden mi görmüş?
14 Ağustos (Milliyet): Kozinoğlu, Yargıtay Başkanı Özkaya ile görüşürken bir görev yerine getirmiyordu.


Şen’le ilişki de karışık


Özkaya ilk açıklamalarında müteahhit Şen ile satın aldığı kooperatif evinin tadilat işlerini yaptıracak adam ararken Yargıtay Genel Sekreter Yardımcısı Ercan Yalçınkaya aracılığıyla tanıştırıldığını söyledi. Ancak yazılı açıklamasında Şen’i, yargıyla işi olmayan ve yörede görev yapan kamu görevlileri vasıtasıyla tanıdığını belirtti. Özkaya, ’Bana neleri soramayacağını bilen bir adam’ diye tanımladığı Şen’in Çakıcı dosyası sonuçlandıktan sonra da kendisini aradığını ve sorular sorduğunu doğruladı.
Özkaya CNN Türk’te 13 Ağustos’taki demecinde Kozinoğlu’na ’Niye Şen’i aracı kullanıyorsunuz’ diye sorduğunu, Kozinoğlu’nun ’Bizim adamımızdır’ dediğini açıkladı. Şen ise, MİT’çi olmadığını savundu.

Özkaya, 12 Ağustos’ta müteahhit Şen’le ilgili söylentileri duyunca ilişkisini kesip tadilatı kendilerinin tamamladığını söylerken, Şen 13 Ağustos’ta yaptığı açıklamada, Özkaya’nın 1 Haziran’da gözaltına alındıktan sonra kendisine ne sorulduğunu ve ne cevap verdiğini sorduğunu dile getirdi. Özkaya "İstanbul savcılığı, bu müteahhidi sorgulamış. Çakıcı ile birtakım bağlantıları varmış. Benimle yaptığı işi sormuşlar" sözleriyle müteahhidi doğruladı.

Müteahhit Şen neler dedi?
13 Ağustos (Milliyet): Kozinoğlu ve Bodrum Jandarma Bölük Komutanı Mehmet Özkaya’yla birkaç kez bir araya geldik. Bir buluşmada Kozinoğlu ve Özkaya, Çakıcı’yla ilgili konuşmalara girince yanlarından ayrıldım. Ancak Özkaya’nın Çakıcı davasında hukuksal sürecin devam ettiğini ve bunun dışına çıkmasının mümkün olmadığını söylediğini duydum.
14 Ağustos (Milliyet): MİT mensubu değilim. Çakıcı ile tanıştığımda Özkaya’ nın evini zaten bitirmiştim. Çakıcı’nın Özkaya’nın villasıyla ilgili bir ricası olmadı. Kozinoğlu, Çakıcı kaçmadan önce onunla ilgili bilgi toplarken benden faydalanmak istemişti. Çünkü Çakıcı yurtdışına kaçmadan önce bana ’Ben bir buçuk ay içinde beraat edeceğim, neden kaçayım ki’ diyordu, herhangi bir çıkar ya torpil arayışı içinde değildi. Kozinoğlu ile sık sık birlikte olurduk. Özkaya ile randevusunu kendisini takdir ettiğim ve devletin yararına olacağına inandığım için almıştım. Ancak konuşulanlardan detaylı bilgim yoktu.
14 Ağustos (Hürriyet): DGM’de ifade verdikten sonra Özkaya bana neler sorulduğunu, ne yanıt verdiğimi sordu. Çakıcı ve kendisiyle yaptığımız telefon konuşmalarının dinlendiğini söyledim. Özkaya bana, ’En iyisi sen bu işin içinden çık, bu işlere karışma, ancak bildiğin bir şey varsa, ne olursa olsun doğruları söyle. Kimseden korkacak, çekinecek bir şeyimiz yok’ dedi.


Emniyet-MİT çelişkisi
MİT Müsteşarı Atasagun:
14 Ağustos (Milliyet): Çakıcı’nın Avusturya’da yakalanmasının ardındaki teknik çalışmaların MİT tarafından yürütüldüğünü, cep telefonunun MİT tarafından tespit edilip, Emniyet’e bildirildiğini, yakalanması için gerekli bütün teknik desteğin MİT tarafından sağlandığını belirtti. "Bizim onunla ilişkimiz olsaydı yakalanması için MİT devrede olur muydu" dedi.
14 Ağustos (Hürriyet): Son olayda Çakıcı’yı yakalatan biziz. Kim aksini iddia ediyorsa, çıksın söylesin. Bunu ispat edeceğimiz önemli delil ve bilgilerimiz var.
Üst düzey bir Emniyet yetkilisi:
15 Ağustos (Milliyet): ’Türkiye’den çalışmayı kim yürüttü’ sorusuna "Bizim tarafımızdan yürütüldü" cevabını verdi. ’Sizinle Türkiye’de MİT’in işbirliği oldu mu’ sorusuna, "Bizimle olmadı ama kendileri başka yerlere bilgi verdilerse, Adalet Bakanlığı, Interpol, onlara bir şey diyemem" dedi. ’Çakıcı’nın yakalanması tamamen sizin çabanız mı’ sorusunu da, "Ben öyle biliyorum, ama yakalayan makam yurtdışı olunca acaba bilmediğimiz birşey var mı, o bakımdan da yanlış birşey söylemek istemem" diye yanıtladı.
RADİKAL
Yayın Tarihi : 16 Ağustos 2004 Pazartesi 11:49:52
Güncelleme :16 Ağustos 2004 Pazartesi 11:57:31


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?