SANKİ öyle bir olay hiç meydana gelmemiş, yani Bağdat Müzesi aç, yalınayak, hırsız ve aşağılık yerlilerle (CNN International'a göre) bazı Amerikan askerleri tarafından talan edilmemiş gibi... Önceki günkü yabancı televizyonlarda Bağdat Müzesi'nin yağmalandığı haberi nerdeyse hiç yoktu. Ya da biz rastlamadık. Ve ilginçtir... Aynen Amerikan ve İngiliz televizyonları gibi, bizimkiler de olayı görmezden gelmişlerdi. Oysa geride bıraktığımız hafta sonunda yüzlerce yıl eşine -inşallah- bir daha rastlanmayacak bir vandalizm, bir vahşet yaşandı: İnsanlığın uygarlığa ilk adım attığı yöre olarak bilinen Mezopotamya'dan günümüze kalan ve Bağdat Müzesi'nde korunan (bir iddiaya göre) 170 bin eşsiz eser alçakça yağmalanıp götürüldü. Haberler doğru ise bu arada meşhur Hammurabi yasalarının yazılı olduğu tabletler de uçtu gitti. Hem de Amerikan askerlerinin bir iddiaya göre katılımıyla veya en azından gözleri önünde ve adeta onların koruması altında... Nitekim Amerikan askerleri kişiler hakkındaki dosyaların bulunduğu İçişleri Bakanlığı ile Petrol Bakanlığı binalarını hemen koruma altına alıp yağmalanmaktan kurtarmışlar. Ama son 5 bin yıla ait insanlık tarihinin en önemli eserlerinin bulunduğunu bildikleri (belki de meşhur cehaletleri nedeniyle bilmiyor olabilirler) müzeleri korumaya gerek duymamışlar. İnanılmaz bir vahşet bu... Ama itiraf edelim ki, ‘‘Yağma olayları Saddam yönetiminden daha iyidir’’ diyecek kadar hukuk tanımaz bir kişi olan ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in kafasına çok uygun bir vahşet... Tanınmış Prof. Dr. Celal Şengör bu olay dolayısıyla üyesi olduğu ABD Ulusal Bilim Akademisi Başkanı Prof. Bruce Alberts'e ve Türkiye Bilim Akademisi Başkanı Prof. Dr. Engin Bermek'e gönderdiği mektupta ‘‘İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki Nürenberg mahkemelerinde Nazi Savaş suçlularının suçlandıkları cürümlerden biri de kültür varlıklarının çalınması ve tahribiyle ilgiliydi’’ dedikten sonra, Başkan Bush, İngiltere Başbakanı Blair, ABD Savunma Bakanı Rumsfeld, İngiltere Savunma Bakanı Hoon, Irak'taki müttefik kuvvetlerinin komutanı Tommy Franks ve Bağdat'taki kuvvetlerin Amerikalı komutanının -her kim ise- savaş suçlusu olarak yargılanmaları gerektiğini -bizce çok haklı olarak- talep ediyor. Bugün bu talepler hayalperestlik gibi görünebilir. Ama belli olmaz, bakarsınız ki gün gelir, hukuk kendi hükmünü icra eder. Bakın... Daha bir ay önce rüzgárıyla Irak'ta herkesi titreten Saddam Hüseyin -yaşıyorsa- şimdi güvenli bir fare deliğine bile razıdır. Geçenlerde Bağdat'ın, Cengiz Han'ın torunu Hülagu Han'ın yaptığı gibi talan edilmekte olduğundan söz etmiştik. Galiba iyimsermişiz. Çünkü sırf mal mülk talanıydı aklımızdan geçen. Meğer geride kültür ve tarih talanı (ki doğrusunu söylemek gekirse Batılı dostlarımız bunu ustaca yaparlar) da varmış... İnanmazsanız birkaç yıl bekleyin... Bağdat'tan çalınanlar nasıl olsa Batı'nın şöhretli müzelerinde veya açık artırma salonlarında karşınıza çıkar