23
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Mumcu'dan Başbakan'a süpriz öneri!

‘Bakın Adana’da kaldırımda vatandaşlar birbirlerine taş atıyor. Bayrak hadiseleri, Erzurum’da yaşananlar sağlıksız bir noktaya gitmekte olduğumuzu gösteriyor. Referanduma gitmeyin, bu tehlikeli olur, halkı böler.’

ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu, türban sorununu çözmek için referanduma gitmekten söz eden Başbakan Tayyip Erdoğan’a, ‘Gelin YÖK’ü kaldıracak anayasa değişikliğini yapalım, türban tartışmasına son verelim’ çağrısında bulundu. Hürriyet aracılığıyla sürpriz bir siyasi çıkış yapan Mumcu, düşüncelerini özetle şöyle dile getirdi:

KURTULALIM

Bu olayın görünen yanına takılıp kalmamamız gerek. Nitekim muhalefetten Genelkurmay İkinci Başkanı’na kadar herkes Erzurum’daki olayla ilgili tepkilerini dile getirdi. Ama sorun orta yerde duruyor. Tahriklerden beslenen bir tür kutuplaşma siyaseti ortaya konuluyor. Türk siyasetinin bu tartışmalardan mutlaka kurtulması gerekiyor. Uçları merkeze getirecek, merkezde geniş bir mutabakat ve güven alanı yaratacak çözümler bulmak zorundayız.

KUŞKULUYUM

Başbakan’ın buradaki tutumunun çözümden yana olduğu konusunda kuşkum var. Ama yine de itham etmek yerine kendisine yardımcı olabilecek bir tutumu benimsiyorum. Ben diyorum ki, boşuna tartışmayalım, çözüm var ve Anavatan, çözüm için hazır. Eğer Başbakan anayasa değiştirecek mutlak sayı bulamayışı nedeniyle referandumdan söz ediyorsa 356 sandalye Ak Parti’nin var, bizim 13 sandalyemiz var; toplamı 369 eder. Bu da anayasayı değiştirecek mutlak sayı demektir. Gelin anayasayı değiştirelim, tartışmaya son verelim.

TEHLİKELİ

Referandum haklar ve özgürlükler üzerinden yapılırsa bölücü bir etki yapar. Bunu yapmaya hakkımız yok. Toplumun evet mi hayır mı gibi, siyah ile beyaz arasında bir denkleme sürüklenmesi toplumsal istikrar ve barış açısından son derece tehlikelidir.

KÖŞK HAKKIDIR

Cumhurbaşkanlığı meselesi giderek büyüyen bir gerginliğin konusu olmaya aday. Bu konuyu da CHP’nin yaptığı gibi cumhurbaşkanı olacak kişinin eşinin kılığı kıyafeti üstünden yürüyen tartışma olmaktan çıkaralım. Anayasa ve yasalara göre Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adayı olmaya hakkı var. Bunu engelleyecek hukuki mekanizma yok. Cumhurbaşkanlığı sistemi 12 Eylül’ün kurduğu kısır bir sistemdir. Gelin bu sistemi değiştirelim. Adı yarı başkanlık olabilir, başkanlık olabilir veya cumhurbaşkanını halkın seçeceği bir sistem olabilir. Yetki kullanacak cumhurbaşkanının sorumluluğu da olmalıdır. Yani cumhurbaşkanını halk seçmelidir.

OLMAZ DEMEM

Elbette sistem bütünlüğü önemli ama biri olmazsa diğeri olmaz demiyorum. Anavatan Partisi çözüm için hazır. Çözümden uzak tartışmaların Türkiye’nin geleceği için büyük tehditler içerdiğini görüyorum. Önümüzde tarihi bir fırsat var, gelin Türkiye’yi uçlara sıkışmış kamplaşma siyasetinden kurtaralım. Türkiye hassas bir döneme giriyor. Bakın Adana’da kaldırımda vatandaşlar birbirlerine taş atıyor. Bayrak hadiseleri, şimdi de Erzurum’da yaşananlar, arkasından bir kısım insanların ellerinde Kuran’la Cumhurbaşkanlığı’na yürümeleri. Bunlar sağlıksız bir noktaya gitmekte olduğumuzu gösteriyor.

Erdoğan’dan randevu isteyeceğim

Sayın Başbakan’dan randevu isteyeceğim ve çözüme katkıda bulunmaya hazır olduğumuzu ifade edeceğim. Türban sorunu ancak YÖK değiştirilerek çözülebilir. Hükümete ilk önerim Anayasa’da YÖK ile ilgili değişikliği yapmak olacak. İstifamdan bir gün önceki bakanlar kurulu toplantısında da bunu tartıştık. ‘Bu anayasa değişikliğini yapacak sayımız yok’ demişti. O zaman da bu sayının bulanabileceğini söylemiştim. Ama şimdi teminat veriyorum, bu sayı var. Hadi gelin çözelim. Toplumsal bilinci türban sorunu etrafından yaralı ve tutuklu hale getirmeyelim.

Anavatan anahtardır

Bana böyle bir çağrıda bulunma hak ve sorumluluğunu yükleyen şey, partimin aritmetik olarak anahtar konumda olmasıdır. Eğer CHP’nin kilit olduğunu söylüyorsanız Anavatan Partisi anahtardır. Gelin çözelim. Eğer çözmeye yanaşmıyorsanız bunu da topluma izah edin. YÖK’ü kaldıran anayasa değişikliği için toplumun tamamının mutabakatını almak mümkündür. Bu konuda çok sınırlı YÖK çevresi dışında muhalefet eden bir çevre yok.

Emine Hanım’ın türbanı Çankaya’ya bahane edilemez

Referandum diyenler neyin referandumundan bahsettiklerini hiç söylemiyorlar. Bakın Tayyip Erdoğan’ın eşinin kıyafetini söz konusu ederek cumhurbaşkanı seçilemeyeceğini söylemek Tayyip Erdoğan’a haksızlıktır. Bu haksızlığı Baykal yapıyor ama Başbakan da konuyu anayasa ile değiştirecek bir parti grubunun lideriyken CNN International’da bu konunun mağduruymuş gibi konuşarak kendi halkına haksızlık ediyor.

O bireyciydi biz toplumcu

Özal bir mühendisti ve gerek siyaset biliminin, gerek siyaset sosyolojisinin kavramlarından, gerekse Türkiye’nin sisteme ilişkin sorunlarını bütüncül bir perspektiften tam olarak görebilmekten uzaktı bir yerde. Özal çok başarılı bir mühendisti, olayların arkasındaki paradigmaları değiştirmek yerine parametreleri değiştiriyordu. Biz paradigmaları değiştiren bir siyaset yapılmasının zaruret olduğunu görüyoruz Türkiye açısından.

ARTIK ÖZAL’I AŞMAYA MECBURUZ

O bakımdan Özal’ı aşmaya mecburuz. Türkiye’nin bugün karşı karşıya olduğu problemler yaratıcı bir liderliğe ve siyasete ihtiyaç gösteriyor. Özal çok iyi uygulamacı, biraz da yaratıcıydı.

Özal daha bireyciydi. Politikalarının odağına bireyi koyuyordu ve bireysel zenginleşme üzerinde toplumsal zenginleşme ve kalkınmayı kurguluyordu. Biz diyoruz ki bireyin ekonomik gelişmenin motoru olduğu doğrudur. Ama ekonomi politikaların odağına bireyin de mutluluğu için yaygın ölçeklerde adil paylaştırılmış bir refahı koymak gerekiyor. Çünkü toplumsal refah düzeyinin yüksek olmadığı, bireysel mülkiyetin maksimize edilmesine odaklanmış politikaların işe yaramadığını, bireyi de mutlu etmediğini artık biliyoruz.

BİRAZ DERVİŞ’İN MODELİNE BENZEDİ

Bu biraz Kemal Derviş’in seslendirmeye çalıştığı sosyal liberal sentezi de çağrıştıran bir şey. Ama sanıyorum bizimki daha nitelikli ve sorunu daha odağından yakalayan bir yaklaşım.

ABD gezisi yararlı olmadı

Başbakan’ın ABD gezisinin ne yazık ki sorunların çözümüne katkısı olmadı. Ama tekrar aynı şeyi söylemek istiyorum. Çözüm için işbirliği çağrısında bulunduğum bir esnada eleştirebileceğim pek çok konuyu rafa kaldırmak istiyorum.

Derhal istikrar ve mutabakat

Türkiye’de derhal iç politikada, bugüne kadar olmadığı ölçüde bir istikrar ve mutabakat alanı yaratmamız gerekiyor. Hükümet primi milliyetçi rüzgara kaptırmamak için bu müktesebata arkasını dönüp AB nezdinde Türkiye’nin müdafaasını yapacak yerde içeride kendi müdafaasını yapan bir pozisyona çekilebilir. Dolayısıyla Türkiye kaybeder.

Ümitköy basketçileri

ANAVATAN Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, siyasetin yoğun temposundan fırsat bulabildiği zamanlarında, Ümitköy’deki evlerinin bahçesinde küçük oğlu Mehmet Ali ile basket oynuyor. Topu çok iyi saklayan Erkan Mumcu, Mehmet Ali’nin inatçı mücadelesi ve enerjine rağmen basketi atmayı başarıyor.

Hürriyet
Yayın Tarihi : 20 Haziran 2005 Pazartesi 03:31:53
Güncelleme :20 Haziran 2005 Pazartesi 12:55:57


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
kemal DENİZ IP: 85.97.39.xxx Tarih : 20.06.2005 13:15:22
SAYIN ERKAN MUMCUNUN İKTİDARA BU DENLİ YAPICI BİR ŞEKİLDE YAKLAŞMASI VE GÜNDEMDEKİ SORUNLARI ÇÖZMEK İÇİN HER TÜRLÜ YARDIMA HAZIR OLDUKLARINI BELİRTMELERİ GERÇEKTEN ÇOK SEVİNDİRİCİ, YAPMIŞ OLDUĞU BU DAVRANIŞTAN DOLAYI KENDİSİNE TEŞEKKÜR EDİYORUM.