ANAP Genel Başkanlığına seçilen Erkan Mumcu, "Sayın Başbakanın partisine kabul ettiği milletvekillerinin ne aldığı konusunda savcılık kayıtlarına, mahkeme kayıtlarına geçmiş kayıtlar var" dedi. Mumcu, ANAPa geçen milletvekillerinin ise hiçbirşey almadıklarını, alabilme imkanlarının da bulunmadığını söyledi.
Erkan Mumcu, ATVde yayınlanan Ankarada Sabah programında soruları yanıtladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğana yüklenen Mumcu, AKPye geçen milletvekillerinin aldıklarının savcılık kayıtlarında yer aldığını söyledi.
Mumcu, kendisini sert bir şekilde eleştiren AKP Genel Başkanvekili Dengir Mir Mehmet Fırata da yüklendi.
Mumcu, ANAP Kongresinin ilk gününde yaptığı konuşmada Başbakan Erdoğana "CHPden AKPye geçenlere ne verdin" şeklindeki sözlerinin anımsatılması üzerine şunları kaydetti:
"Başbakana yüklenmedim. Bugün gazetelere de yansıyan cevaplarda da bu yüklenme olarak anlaşılmış. Doğrusu üzüldüm. Hiç öyle birşey yok. Ben tam tersine Başbakanın arkadaşlarımı rencide eden sözüne cevap vermek zorundaydım.
Bu cevaba karşı, kamuoyu önünde de bu cevabı vermek zorundaydım, arkadaşlarım adına da. Bir önceki günkü konuşmasında Sayın Başbakan, basına yansıyan konuşmasında, AKP rozetlerini ne karşılığında sattınız diye bir soru sormuş. Ben bunu siyasi rekabet ahlakıyla bağdaştıramam. Bu sorunun karşılığında ben de bir soru sordum, bu sorunun cevabını bekliyorum."
"MUHATABIM BAŞBAKAN"
AKP Genel Başkanvekili Dengir Mir Mehmet Fıratın, sözlerine verdiği yanıtın anımsatılması üzerine Mumcu, şunları söyledi:
"Sayın Fırat zaten cevabın içinde bir insan olduğu için onun heyecanlanmasını doğal karşılıyorum. Ben Başbakanın vereceği cevabın içinde olduğunu biliyorum Sayın Fıratın ve Sayın Fıratla çalışan başka arkadaşların. Ben o cevabı beklemeye devam edeceğim. Onların o heyecan ve telaş içinde bu tür sözler söylemelerini doğal karşılıyorum. Benim muhatabım Sayın Başbakan. Çünkü ben Sayın Başbakanın sözüne cevaben bir soru sordum. Sorunun cevabını bekliyorum ve bunu kendi adıma yapmadım. Ben Başbakanın ortaya attığı iddia ve ithama cevap olarak ortaya attım. Bizim arkadaşlarımız iktidara gelmediler. Bizim arkadaşlarımızın buradan alacağı bir maddi menfaat yok. Borç içinde bir siyasi parti. Yani ballı kaymaklı bir iktidarı bırakıp zorluk ve zahmet içinde bir partiye gelen arkadaşlarımıza ne aldınız sorusunu sormak için insanın Allah korkusunu bir tarafa bırakmış olması lazım.
VEKİLLERİN NE ALDIĞI MAHKEME KAYITLARINDA YAZIYOR
Sayın Başbakan vermezse yanıtı ben veririm dedim. Sayın Başbakanın bu sözü etmesi bir gün önceydi, benim cevabım da bir gün sonra. Eğer arkadaşlarıma hakaret kastı taşıyan sözleri söylemeseydi ben bu konuya hiç değinmeyecektim.
Bağlamı koyan, soruyu soran, konuyu gündeme getiren Sayın Başbakandır. AKP rozetlerini çıkarmak karşılığında ne aldınız? Hiçbirşey almadılar. Bilen varsa söylesin. Sayın Başbakan da söylesin. Alabilme imkanları da yok. Sayın Başbakanın partisine kabul ettiği milletvekillerinin ne aldığı konusunda savcılık kayıtlarına, mahkeme kayıtlarına geçmiş kayıtlar var. Sayın Başbakan derli toplu bir cevap verirse memnun olurum."
PARTİNİN BORCU 90 MİLYAR
Mumcu, bir siyasi partiyi finanse etmenin zor olduğunu anlatırken, ANAPın çok borcu olmadığını söyledi. Partinin şu an 90 milyar lira borcu bulunduğunu bildiren Mumcu, "Biz 10 milletvekili arkadaş maaşlarımızdan fedekarlık ettiğimizde bu iş çözülür. Hazine yardımı da var. Hazine yardımı da alıyoruz" dedi.
ANAVATAN PARTİSİNİN TÜZÜĞÜ VE PROGRAMI DEĞİŞİYOR
3 Kasım seçimlerinin ardından ANAPın sadece, çatısı,
binası, duvarları, tabelası ve tüzüğü ile programının kaldığını anlatan Mumcu, partinin çok yakında tüzük ve programını da değiştireceklerini bildirdi. Partinin kadrolarının çoğunun da ayrıldığını anlatan Mumcu, "Yeni baştan Anavatan Partisini inşa ediyoruz" dedi.
Kongrenin son derece demokratik bir havada geçtiğini ifade eden Mumcu, diğer siyasi partilerde genel başkanların liste yaptığını, kimsenin aday olmasına izin verilmediğini anlatırken, "Sandalyeler uçuşur, masalar uçuşur. İşte Anavatan Partisi, işte demokrasi. Türkiyeye demokrasiyi demokrasiyi ancak içine sindirenler getirebilir" diye konuştu.
REDDİ MİRAS MI?
Konuşmalarında, ANAP ifadesi yerine Anavatan ifadesini kullanması dikkati çeken Erkan Mumcu, bunun reddi miras olarak algılanamayacağını belirtirken, "Reddi miras kavramsal olarak mümkünse bile gerçekte mümkün değildir.
Böyle toplumu kandıracak birşeyin içinde ben olmam. Anavatan Partisi 1982 yılında kurulmuş bugüne kadar gelmiş olan bir parti" dedi.
"YOLSUZLUK YAPANLARDAN DEĞİL, BENDEN VAZGEÇTİLER"
Partinin hizmetleri kadar günahlarının da bulunduğunu kaydeden Mumcu, ANAPtan kopuş sürecine de değindi.
Mumcu, şunları söyledi:
"Bu partinin kusurlarının ne olduğunu geçmişte ben söyledim. Şu insanları bu partiden ayıklayalım, şu tutumlardan vazgeçelim diye bu mücadeleyi ben verdim. Ama onlardan vazgeçmediler, benden vazgeçtiler. Bunu da tüm Türkiye biliyor. Yeniden insanlara hatırlatmak istemem ama tüm bunlar Türkiyenin gözü önünde oldu. Ben bir konuşma yaptım en son. Sonra görevimden azledildim. O günden bu güne aradan 3 yıl geçmiş, Türkiyenin başına ne geldiyse söyledim. Anavatan Partisinin de başına gelecekleri söylemişim. Sağduyulu bir şekilde konuları düşünerek, bunların kayıtları var. Onlar beni uzaklaştırdılar. Ben dedim ki aramızda yolsuzluk yapanlar var. Daha doğrusu şunu söylemiştim Anavatan Partisinin imajı yolsuzluklar konusunda çok yara aldı. Ama siz diyorsunuz ki bir partinin içinde bir kaç kişi yolsuzluk yapıyor olabilir. Bu Partinin yolsuzluğu anlamına gelmez. Doğrudur, gerçekten doğrudur.
Bir kişinin, on kişinin hatta yüz kişinin yolsuzluk yapması, partinin yolsuzluk yaptığı anlamına gelmez. Partiler yolsuzluk filan yapamazlar. İnsanlar yapar yolsuzluğu.
Ayıklayın, aramızdan uzaklaştıralım onları. Uzaklaştıralım ki toplum bize güvensin."
"YILMAZA BENZEMİYORUM; ÖZALA YAKINIM"
Mumcu, siyaset anlayışının Mesut Yılmazın siyaset anlayışına benzeyip benzemediğinin sorulması üzerine, "O Mesut Yılmazın politik tarzı ve uslubü. Bu Erkan Mumcunun politik tarzı ve uslübü. Ben daha Özala yakınım. Ben Sayın Yılmazı biraz daha Demirele yakın bulurum. Turan Feyzioğluna daha yakın bir siyaset anlayışını benimsediğini düşünürüm. Ben esas itibariyle Özalın toparladığı Anavatan Partisinin koordinatlarına ilkelerine inanan bir adamım" diye konuştu.
"DOKNULMAZLIĞA SIĞINMAYACAĞIZ"
Erkan Mumcu, milletvekillerinin dışında hiçbir partilinin dokunulmazlığının bulunmadığına dikkat çekerken, milletvekillerinin de hiçbir zaman bir iddia karşısında dokunulmazlık zırhına tenezzül etmeyeceklerine namus ve şeref sözü verdiklerini söyledi.
Türkiyede 1983-1987 yılları arasında milli gelirin yükseldiğini söyleyen Mumcu, 1990 yılından sonra zenginleşmenin durduğunu ve heyecanı, umudu olmayan bir millet yaratıldığını ifade etti. Türkiyenin Büyük Türk dünyası hayalinden, Güney Kıbrısa muhatap, bir takım aşiret liderlerine muhatap bir ülke konumuna indirgendiğini anlatan Mumcu, "Özal döneminde böyle miydi bu işler" dedi.
AMBLEM DEĞİŞİYOR
Mumcu, ANAPın ambleminin neden değiştiğine de açıklık getirdi. Parti ambleminin çok karışık olduğunu söyleyen Mumcu, oy siyah beyaz hale getirip 30-40 parti ambleminin arasına konunca amblemin anlaşılamadığını kaydetti.
Yeni amblemde güneş sembolünün yer alacağını bildiren Mumcu, "Günei çok seviyorum. Siyasetimizin güneş gibi olmasını istiyorum. Güneş hiç kimseyi ayırt etmeden, bütün şevkatini insanlara verir ve o derin kışı bahara çevirir" dedi. Mumcu, "Güneş, ampul gibi değildir. Bir hatla bağlanıp da birinin düğmeye basmasıyla yanıp sönme, ışıklarını verme durum yoktur" diye konuştu.
"HER AKPLİYE KAPI AÇMADIK"
Erkan Mumcu, her AKPden ayrılana Anavatan Partisinin kapısını açmayacağını söylerken, "Böyle bir şey asla yok, bunun sınavını da verdik" dedi. Mecliste 10dan daha fazla milletvekiline sahip olabilme imkanlarının bulunduğunu belirten Mumcu, kendileriyle temasa geçen birçok milletvekili bulunduğunu kaydetti.
YILMAZLA GÖRÜŞMEDİ
Mumcu, kongreden önce Nesrin Nas ve Ali Talip Özdemirle görüştüğünü, Mesut Yılmaz ve Süleyman Demirel ile ise görüşmediğini söyledi.
ANKARA
Yayın Tarihi :
3 Nisan 2005 Pazar 22:03:32