PKKnın faşizan yapısını ortaya koyduğu için Abdullah Öcalan tarafından Türkiyeye girişi yasaklanan Aponun Ayetleri adlı kitap yayımlandı. PKKnın önde gelen isimlerinden Selim Çürükkayanın anı ve değerlendirmelerinden oluşan kitapta, Apo vahşeti sergileniyor.
Abdullah Öcalanın baskı ve zulmüne ilk karşı çıkanlar arasında yer alan ve bu nedenle Apo tarafından ajan ve hain olarak suçlanan Selim Çürükkayanın Aponun Ayetleri adlı kitabında Aponun nasıl acımasız bir diktatör olduğu bütün detaylarıyla anlatılıyor. PKK liderinin Türkiyede basılmaması için büyük çabalar sarfettiği kitap, daha önce İsveçte yayınlanmış ve PKKlılar arasında büyük rahatsızlık ve şaşkınlık yaratmıştı.
TANRI SANIYOR
Çürükkaya kitabında, Aponun giderek kendisini tanrı gibi görmeye başladığını, Kürtleri sürekli aşağıladığını, ağzından çıkan her sözün ayet olduğuna inandığını ve çevresindekileri de buna inandırmak istediğini anlatıyor. Kitaptan, Apoya inanmayanların, şu veya bu şekilde kuşku belirtenlerin birbirinden çarpıcı yöntemlerle kısa sürede ortadan kaldırıldığını da öğreniyoruz.
YÜZÜNÜ EKŞİTTİN
Bekaa vadisindeki kampta PKK tarafından sorgulanan Selim Çürükkayaya yöneltilen şu soru bile tek başına örgütün bütün mantığını ortaya koyan bir niteliğe ve netliğe sahip: Ceyhan Cezaevinde önderliğin (Apo) kitabını okurken neden yüzünü ekşittin? Basın-yayın çevrelerinden edinilen bilgiye göre, kitabın Türkiyede basılmasına engel olamayan PKK, şimdi de Diyarbakıra sokulmaması için yoğun bir çaba içine girmiş bulunuyor. İşte bu çarpıcı kitaptan küçük anekdotlar:
KULLUK YEMİNİ
Ulu önderimizin (Apo) kendisine değil, tanrılığına muhaliftim. Tanrılığına muhalif olmakla, kendisine muhalif olmak arasında çok büyük fark vardır. Tanrılığına muhalif olmam, onu bu çağda maskara olmaktan kurtarmak içindir. İleriyi gören bir lider, kısa süreli bir tanrılığı, uzun vadeli bir ölümsüzlüğe tercih etmez. Ama bütün diktatörlerin özelliği ileriyi görememeleridir. Diktatörlere göre her şey onlarla başlar, onlarla biter. Bunun için sağ oldukları ve iktidarda kaldıkları müddetçe halk tarafından yücelerde tutulmalarını isterler, öldükleri veya pislikleri açığa çıktığı zaman, çıkarıldıkları yüceliklerden kafa üstü bok çukuruna düşerler (...) Kanımla canımla seninleyim eyyy başkan diyerek, her yemekten önce yemin etmek; sen ister doğru ol ister yanlış yap, senin yüceliğine, doğruluğuna, kayıtsız koşulsuz inanmışım, sana tereddütsüz güveniyorum, kanımla canımla sana itaat ediyorum demektir (...) Böyle yeminler, kulların tanrıları için ettikleri yeminlerdir. (s.100)
APOCU ALÇAKLAR
Saime Aşkın, 1976da Urfada öğretmenken ulusal kurtuluş saflarına katıldı. PKK-MK üyesiydi. 12 Eylül darbesinden sonra yurt dışına kaçtı. Apo diktatörlüğünü ilan ettiğinde aktif olarak karşı çıktı. Uzun bir süre Güney Kürdistandaki Lolan kampında tutuklanarak soruşturması yapıldı. Tüm işkence ve baskılara rağmen Aponun diktatörlüğünü kabul etmedi, boyun eğmedi. Sonuçta Aponun talimatıyla kurşuna dizilmeye götürülürken olayı izlemek istemeyen bir sorumluya, Alçak kaçma! Sen de gel, izle! İzle de devrimcilerin cesaretini gör! Yaşasın Hayrilerin, Mazlumların, Kemallerin PKKsı, kahrolsun Apocu alçaklar! Sizin sonunuz faşizmdir diyerek son nefesini verdi. (s.217)
KEMİĞİ KALMADI
Ali Rıza (Mehmet Çetin) Avrupa örgütünün koordinatör yardımcısı olarak görev yaptı. Onbir yıl cezaevinde yattı. 1992nin ortalarında Avrupaya geldi (...) Mart 1993te buharlaştırılarak yok edildi. Abdullah Öcalan, Şamdaki bir karşılaşmamızda Ali Rızayı kastederek, Gördün mü canavarı? Sizi cezaevlerinde nasıl canavarlaştırmışlar? diye sorduğunda, ben canavarın kim olduğunu biliyordum (...) Hollandada bir evde öldürülen Mehmet Çimenin cesedi bir banyo küvetine atılıyor. Küvet asitle dolduruluyor. Yaklaşık iki saat sonra küvetin tıkacı çıkartılınca saç ve kemik dahil hiçbir şey kalmıyor. (s.251)
141 kişiyi ölüme gönderdi
Ulu önderimizi tanrı gibi değil de, insan gibi gören herkes özel savaşın ve T.C.nin ajanıdır. Bu sadece bir belirleme değil, bir ayet ve bir yasadır. Bu ayet ve yasa öylesine korkunç uygulanıyordu ki; yalnız 1992 yılında, önderlik çizgisine uymadığı gerekçesiyle mahkeme kararları ve ulu önderimizin kararıyla kurşuna dizilenlerin (ben bu kadarını biliyorum) sayısı 141 kişidir. (s.163)
Hürriyet / Sefa Kaplan
Yayın Tarihi :
10 Haziran 2005 Cuma 10:32:34
Güncelleme :10 Haziran 2005 Cuma 11:05:22