AİHMnin verdiği kararla yeniden yargı yolu kapanan Abdullah Öcalan için her yol deneniyor. Dava eşitlik ilkesine aykırı bulundu. Bunun üzerine Yargıtayın yolu tutuldu.
Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı Muammer Özcan, Abdullah Öcalanın yeniden yargılanmasına engel gösterilen 4793 sayılı yasayı, Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle Yargıtaya götürdü.
Yargıtay yasanın iptali için Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Yasa iptal edilirse Öcalanın yeniden yargılanmasının yolu açılacak.
Cumhuriyet Savcısı Muammer Özcanın, Öcalanın yeniden yargılanmasının önünde engel olarak gösterilen 4793 sayılı yasayı Yargıtaya taşımasının yolunu, hafta başında Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dava açtı.
Murat Döner adlı hükümlü, 1992 yılında gözaltına alınmış, hakkında açılan terör örgütüne yardım ve yataklık davasında suçlu bulunarak cezaevine girmişti.
Karara itiraz eden Döner, iç hukuk yollarının tükenmesi üzerine Türkiye aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) başvurdu. AİHM, 26 Ekim 2004 tarihinde Dönerin adil yargılanmadığına hükmedip yeniden yargılanmasını istedi. Döner de bu karar uyarınca yerel mahkemeye başvurarak yeniden yargılanmasını istedi. Ancak mahkeme, Savcı Muammer Özcanın 4973 sayılı yasanın Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu yolundaki iddia ve taleplerine rağmen, süre engelini gerekçe göstererek yeniden yargılanma talebini reddetti. Bunun üzerine Savcı Özcan, mahkemenin ret kararına dayanak gösterdiği 4973 sayılı yasanın Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle konuyu Yargıtaya taşıdı. Ancak Dönerle ilgili bu durumun Abdullah Öcalan için de geçerli olduğu iddiaları gündeme geldi.
Çünkü Murat Dönerin, AİHMnin verdiği yeniden yargılanma ve 4793 sayılı yasa karşısındaki durumu, Öcalanın durumu ile aynı. 4793 sayılı yasanın geçici 1. ve 3. maddeleri, Kanun yürürlüğe girdiği tarihte AİHMnin kesinleşmiş kararı ile bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılan başvurular üzerine verilecek kararlar hakkında uygulanır. diyor.
AİHMnin Döner hakkındaki kararının tarihi, 4793 sayılı yasanın sınırladığı zaman zarfına giriyor. Aynı şekilde Öcalan hakkındaki karar tarihi de 4793 sayılı yasanın sınırladığı süreye denk geliyor.
Dönerin duruşmasında bu yöndeki görüşlerini dile getiren Savcı Özcan, mahkemeden 4793 sayılı yasanın iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmasını istemişti. Ancak bu talebi reddedilince Özcan, bu kez kararı temyiz ederek Yargıtaya başvurdu. Özcan, başvurusunda şöyle dedi:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 10uncu maddesinin Herkes dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir... Devlet organları ve idare makamları bütün işlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar hükmünü içermektedir... Anayasamızın 152nci maddesinde Bir davaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır. hükmü getirilmiştir. Dolayısıyla 4.2.2003 tarihinde AİHMde yargılanması devam eden kişiler açısından CMUKun 327/6 maddesinin uygulanamayacağı hükmünü getiren 4793 sayılı yasanın geçici 1inci maddesi, Anayasamızın 10uncu maddesinde düzenlenen kanun önünde eşitlik ilkesine aykırıdır.
Dilekçesinde uluslararası anlaşmaların kanun hükmünde olduğunu, bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurulamayacağı hükmünü hatırlatan Özcan, AİHSnin 46ncı maddesinde ise 1. yüksek sözleşmeli tarafların taraf oldukları davalarda mahkemenin kesinleşmiş kararlarına uymayı taahhüt ettiklerine dikkat çekti. Bu itibarla Yargıtayın 4793 sayılı yasanın geçici 1. maddesinin Anayasaya aykırı olduğu iddiasını ciddi görerek söz konusu yasa hükmünün iptali için Anayasa Mahkemesine müracaat etmesini istedi.
ZAMAN GAZETESİ
Yayın Tarihi :
24 Mayıs 2005 Salı 17:39:56
Güncelleme :24 Mayıs 2005 Salı 17:41:34