Ok yaydan fırlamıştır!

Başbakan Erdoğan, Türkiye'de 30 yıldır devam eden terörün bir pazarı, sektörü ve piyasası oluştuğuna dikkat çekerek, "Terörün bitmesinde dolayı rantlarını kaybedecek kesim çok ciddi rahatsızlık içindedir" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, demokratik açılım çalışmaları hakkında bilgi vermek üzere Kadın Sivil Toplum Kuruluşu(STK) temsilcileri ile bir araya geldi. Dolmabahçe'de bulunan Başbakanlık çalışma ofisinde gerçekleştirilen toplantıya, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, Empati Sosyal Sorumluluk ve Eğitim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Topçuoğlu ve Başbakan Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan da katıldı.

Başbakan Erdoğan, yaptığı konuşmada terör sorununa değinerek "Bu ülkede yaklaşık 30 yıldır devam eden terörün bir pazarı, sektörü, piyasası oluşmuştur. Terörün bitmesinde dolayı rantlarını kaybedecek kesim çok ciddi rahatsızlık içindedir. Onların rant kapısı orasıdır. Terörün Türkiye'ye ekonomik külfeti 450 milyar doları bulmuştur. Maalesef siyasi olarak da terör eylemlerinden nemalanan bir zihniyet oluşmuştur. Dağdaki gençlerin ölümünü bir siyasi propaganda malzemesi olarak kullananlar, şehitlerimizi siyasi hırslarına alet edenler elbette terörün azalmasını, bitmesini içlerine sindiremeyeceklerdir. Sorunların bu boyutlara getiren hiç kuşkusuz, sorunları inkar politikalarıdır. Biz en başta bu inkar politikalarına son verdik. Milli Birlik ve Kardeşlik projesi bu anlamda büyük bir isabet kaydetmiştir. Doğu ve Güneydoğu'daki vatandaşları tahrik edenler, istismar zeminin altlarından yakıp gittiğini görmenin telaşı içindeler" dedi.

Tüm eleştirilere rağmen demokratik açılım sürecinin devam ettirmekte kararlı olduklarını ifaden eden Başbakan Erdoğan, "Bu işi çözme, kardeşliği yüceltmek ve bin yıldır olduğu gibi bir kez daha bir ve beraber olmaktan başka alternatif yok. Bu proje bunun adımını atmış önemli başarı sağlamıştır. Ülkemiz adına bu projeyi götürmekte kararlıyız. Bir kez daha silah tüccarlarının kazanmasına izin vermeyeceğiz. Bir kez daha istismar politikasından, terörden, istikrarsızlıktan nemalanın kazanması izin vermeyeceğiz. Bu ülkede gençlerin ölümüne, annelerin ağlamasına, kan ve gözyaşı akmasına artık daha fazla tahammülümüz yok bunu sona erdirene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Açılım durdu gibi yorumların da gerçeği yansıtmadığı vurgulamak istiyorum. Açılım boşsa içini doldurmak isteyenler sesleniyorum bize lütfen dolduracak malzeme verin biz buna hayır demeyiz. Sadece açılım boş demek ile bir şey kazanamazsınız. Ama buna rağmen bize gelen bir şey yok. Yüzlerce yıl içinde oluşmuş meseleleri bir gecede

çözmek mümkün değil. Bu olay bir teori pratik buluşturmasını sağlayarak neticeye gideceğimiz bir olaydır. Bugüne kadar terörle mücadele eden ülkelerin hiçbirinde bunu kökü kazınmış denecek bir ülke yoktur. Burada olayın sadece güvenlik boyutu yok, sosyolojik, ekonomik boyutu var. Bütün bu boyutları ele alan bizim iktidarımız olmuştur. Bütünü ile birlikte bu olayların üzerine gidiyoruz. Akşamdan sabaha netice kimse beklemesin. Biz bir program belirledik ve bu program işliyor. Çözüm iradesi ortaya konmuş çözümün mümkün olduğu anlaşılmıştır. Ok yaydan fırlamıştır. Bu iş çözüm yolundadır. Sırf hükümet başarılı olmasın diyerek süreci baltalamak için ülkemizde gayret gösterenler var. Bu sorunu bu hükümet çözmesin diyenler var" diye konuştu.

Türkiye'nin büyümesinin daha fazla demokrat olması ile doğru orantılı olduğunu anlatan Erdoğan, "Öyle şeyler yaşıyoruz ki demokratik standartları yükseltelim dediğimiz zaman bazı çevreler korkuyor. İleri demokrasi istemek, hukukun üstünlüğünü sağlamak hepimizin görevi diye düşünüyorum. İnsanca yaşam her vatandaşın hakkıdır. Kimse kimsenin hak ve özgürlüğünü sınırlama hakkına sahip değildir ama hiçbir zaman sınırsız özgürlük olamaz. Özgürlüğün sınırı vardır o da diğer özgürlük sınırına kadar" şeklinde konuştu.

Anneliğin siyaseti ve ideolojisi olmayacağını savunan Başbakan, şunları söyledi:

"Biz erkekler empati kurmakta güçlük çekebiliriz ama siz hanımefendilerin, ülkenin annelerinin yüreklerindeki sızıyı en sıcak şekilde hissettiğinizi biliyorum. Gencecik evladını yitiren babanın acısı büyüktür ama bir annenin tarifi mümkün olmayan acısı çok daha büyüktür. Elini yüreğine koymuş dağ gibi olduğu yere çökmüş kadının ağıtlarını bastıracak hiçbir etkili söz yoktur. Ben bu sorunun en büyük mağduru kadınların, insiyatif yüklendiğinde daha kolay çözüleceğine yürekten inanıyorum. Sizin sesiniz kurşun

vızıltılarını bastıracak güce sahip. Sizlerden sesinizi yükseltmenizi yanlışa güçlü şekilde dur demenizi, akan kana karşı çıkmanızı, gençleri yaşatmak için yüreğinizi orta koymanızı rica ediyorum. Tüm kadınlar a da seslenmek istiyorum, yaşan acı hepimiz ortak acısı, hepimizi çocukları, ne olur çocuklarımıza, gençlerimize, istikbalimize sahi çıkalım. Bunu kadınlar başarabilir".

Konuşmasının sonunda Anayasa Değişikliği referandumuna da değinen Erdoğan, "Biz bunun bir partinin paketi değil tam aksine tamamı ile bir Milet projesi olduğunu söyledik. 12 Eylül tarihine kadar siyasi polimiklerden uzak şekilde değişikliğin Türkiye'ye neler getireceğini anlatacağız. Değişiklik paketi sadece hükümetin, sadece benim partimin taleplerini karşılayacak bir paket asla değildir. 1982 tarihinden itibaren tekrar tekrar tartışılan meseleleri dikkate aldık. Her kesim ile istişareler yaptık.

Anayasa değişimi ile ilgili yazılmış tüm kitap kitapçıkları gözden geçirdik. En acil, hayati düzenlemeler içeren paketi bu şekilde hazırladık. Bu paket, hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi, demokratik standartların yükseltilmesi noktasında adeta bir dönüm noktası olacak. e ile bir şey kazanamazsınız. Ama buna rağmen bize gelÖzellikle kadınlarımızın hem doğrudan kendilerini hem de ülkeyi yakından ilgilendiren bu pakete gerekli desteği vereceklerine inanıyorum" dedi.