'Osman beşik sallıyor'

Baba olan Osman Öcalan, "Abdullah, çocuk sevgisini tadamadığı için Kürtlerin mücadelesi hep bir eksikliği içerdi. Daha önce baba olsaydım, insani yaklaşımım daha güçlü olurdu" dedi

Milliyet gazetesinde Namık Durukan imzasıyla yayımlana röportajı alıntılayarak aktarıyoruz:

PKK’dan ayrıldıktan sonra Kürdistan Yurtsever Partisi’ni kuran Osman Öcalan’la örgütten kaçarak evlenen İranlı Keve, 1.5 ay önce Kuzey Irak’ta dünyaya gelen oğullarına Fırat Nehri’nin ismini verdi.

İmralı mahkumu Abdullah Öcalan’ın kardeşi Osman Öcalan, Milliyet’e yaptığı açıklamada, "Çocuk sahibi olmanın bir siyasetçi için büyük önem taşıdığını" belirterek, "PKK’yı yöneten önder kadrosunun çocuk sevgisini tatmalarını" istedi. Öcalan çifti, Milliyet’in sorularını şöyle yanıtladı:

Baba olmak sizin için nasıl bir duygu?

- Çocuk sahibi olmak güzeldir. Her şeyden önce siyaset yapan bir insan için, duygusal boyutunda yeterlilik kazanmasını getiriyor. Bana göre çocuk sahibi olmayan bir siyasetçi, insan yaşamını düzeltecek politikalar üretmede ciddi yetersizlikler içine girer. Savaşı yöneten kurmay ekip ve önderlik (Abdullah Öcalan’i kastediyor) çocuk sevgisini tadamadı. Bu nedenle ister savaş, ister siyaset olsun, Kürtlerin mücadelesi hep bir eksikliği içerdi. Yeni baba oldum, bu nedenle ruhsal dünyamı yeniden düzenliyorum. Daha önce baba olsaydım, siyasette ve savaşta insani yaklaşımım daha güçlü olurdu.

Adı niçin Fırat?

- Fırat, yaşamın kaynağı anlamına geliyor. Bir de köyümüz Fırat kıyısında sayılır. Yöre insanı etrafından kutsallık atfedilir.

Kimliği ne olacak, Türkiye’de nüfus kaydını yaptıracak mısınız?

- Onun kimliğine Türk, Arap ve Fars gibi tanımlamaların konulmasından yana değilim. Türkiye’de de olsa o bir özgür Kürt olarak yaşamalıdır.

Fırat’a nasıl bir gelecek hazırlayacaksınız?

- Bir tercihle karşı karşıya gelseydim, silahı değil barışı seçerdim. Hiçbir zaman silaha içim ısınmadı. Fırat’ın barışçıl bir ortamda yaşamasını arzularım.

Bize evdeki Öcalan’ı anlatır mısınız?

- Çocukla ilgileniyorum. Annesine her bakımdan yardımcı oluyorum. Ağlarken avutmak, uyuması için beşiğini sallamak... En sevdiğim şey, banyosunu yaptırmak ve kollarımda uyutmak, o uyumadan uyumamaktır.

Ağabeyiniz Öcalan’ın, Fırat’ı kucağına alması halinde özel yaşama karşı olan düşüncesinin değişeceğine inanır mısınız?

- Benim için bir merak konusu. Yeğenini kucağına alsaydı olumlu tepkide bulunacağını zannediyorum.

Nevruzda Leyla Zana’nın ablanız Fatma Öcalan’ın elini öpmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

- El öpmeyle kendini ifade etmeyi çok önemli bulmuyorum. Zana’nın sevgisini, bu şekilde ifade etmesine anlam veremiyorum.

Bizi çok kullandılar

Anneliği doya doya yaşadığını belirten "Jiyan" kod adlı Keve (Güvercin) Öcalan da sorularımızı şöyle yanıtladı:

Öcalan soyadını kaldırabilecek misiniz?

- Çok sıkıntılar çektik. Aramızda müthiş bir bağlılık oldu. Sevgimizin güçlü olduğuna inanıyorum. Bu soyadını zor da olsa kaldırmaya çalışacağım.

Eşinizle nasıl tanıştınız?

- Bizim partide insanlara değer verme söz konusu değildi. Kendisi bana değer verdi. Kendimi ona yakın hissettim. Bizi çok kullandılar. Ahlaki ve siyasi anlamda doğru bir yaklaşım değildi. İnsan birini severse yaşın önemi yoktur. Örgütün haberi olduktan sonra, "Ya ilişkiyi bitirirsiniz ya da sizi yaşatmayız" dediler. Ölümü göze aldık.

Dağdaki Öcalan’la baba Öcalan arasındakı farkı anlatır mısınız?

- Dağdaki Öcalan daha sertti. Şimdi daha duygusallaştı. Çocuğu birlikte yıkıyoruz, ev işlerine yardımcı oluyor, yemek pişiriyor, geceleri uykusundan fedakârlık ediyor.

Fırat’ı Türkiye’ye göndermeyi düşünür müsünüz?

- Yol açılırsa, biz de Türkiye’ye gitmeyi düşünürüz. Fırat’la gelmemiz daha güzel olur. Türkiye’de okumasında bir sakınca olmaz. Ama Kürtçe okumasını isterim.