30
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

Özel hayatıma dokunma!

Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) ve MİT tarafından Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi kararıyla Türkiye’deki iletişim araçlarıyla yapılan tüm görüşme trafiğinin ‘izlenebileceği’nin ortaya çıkması birçok çevrede tedirginliğe yol açtı


Erkut Yücaoğlu (TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkan Yardımcısı):
Kişisel özgürlüğe aykırı

Dinlenme ve izlenme olayını kişisel özgürlükler açısından kabul etmek mümkün değil. Ben ‘dinleniyorum, izleniyorum’ gibi bir hisse hiç kapılmadım ama böyle bir durumun insanları rahatsız edeceğini düşünüyorum. Bu konuda özel bir durumum yok. İsteyen isterse dinlesin. Demek istediğim kişisel özgürlükler babında bu konunun hiç kimse tarafından kabullenilmeyeceği kanaatindeyim.


Ahmet Nazif Zorlu (Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı):
Ayıpla iştigal bir olay

Kişisel hak ve özgürlükler var. Dinleme ve izleme olayı bu özgürlüklere karşı bir durum. Aile içi olabilir, olmayabilir insanların sırları olabilir. O zaman telefonla değil yüz yüze mi konuşmak lazım? Uzaktaysa uçağa atlayıp yanına gidip konuyu öyle mi paylaşmak lazım? Şimdi konuşurken herkes birbirine ‘dinleniyorsun’ diyor. Herkeste moda haline geldi bu. Bana göre ayıpla iştigal eden bir olaydır. İnsanlar o zaman telefonla konuşmayacak. O zaman bu kadar yeni iletişim teknolojisi ne olacak. Sadece sohbet için kullanılacak herhalde.


Ümit Boyner (Boyner Holding Yönetim Kurulu Üyesi):
Hiçbir haklı sebebi yok

Dinlenme, izlenme gibi bir durumu düşünemiyorum bile. Niye gerek duyulur, niye yapılır bilemiyorum. En büyük hakkım insan olarak düşüncelerimi ifade edebilmek. Kişisel hak ve özgürlükler açısından korkunç bir şey. Hiçbir haklı sebep göremiyorum. Bilgi almak amacıyla kişisel hak ve özgürlükleri kısıtlamak, hele hele kişi farkında değilken izlemek düşünülebilecek bir şey değil.


Prof. Dr. A. Ülkü Azrak (Hukukçu):
Herkesi paranoyaya sürükler

Ben zaten dinlendiğimden ve izlendiğimden hiç şüphe etmiyordum. Ortaya çıkması çok geç oldu, şüphelerimiz zaten vardı. Herkesin bu ağa takıldığını tahmin ediyordum. Haber çıkınca tedirginliğim arttı, artık kesin bir bilgi haline geldi. Tedirginiz, hatta çok duyarlı ve çekingen olan kimseler neredeyse bir psikoza sürüklendi. Kimse telefonda konuşmak istemiyor. Erdoğan Teziç’in karşılaştığı olaydan sonra ‘Herhalde herkes dinleniyor’ demiştim ve zaten dinlemek fevkalade kolay. Çok enteresan ve acıklı bir durumun içerisindeyiz. Türkiye’de bu işler büyük bir keyfilik içerisinde yürütülüyor. Dinleme cihazları pazarda bile satılıyor. Komşum bile beni dinler, herkes herkesi dinleyebilir. Bu toplumun bütün bireylerini paranoyaya sürükleyebilir. Ben henüz o aşamaya gelmedim ama dikkat ediyorum, birileri bana iktidarın hoşuna gitmeyecek şeyler söyledi mi, hemen konuyu değiştiriyorum, bazen telefonu kapatıyorum. Tüyler ürpertici bir olay. Görüşme trafiğinin kayda alınması da, en az dinlemek gibi özel yaşamın gizliliği prensibine aykırıdır


Prof. Dr. Nilüfer Narlı (Sosyolog):
Özel hayatınız dinleniyor

‘Herkes dinleniyor, görüşmeler takip ediliyor’ denilince; önce şöyle düşündüm, ‘Acaba ben de mi?’. Tabii, şakayla karışık konu üzerinde durduk. Ama korktuğumu ya da çekindiğimi söyleyemem. Çünkü tedirgin olmam için bir neden yok, ama okuyunca ‘Biz de dinleniyoruz’ dedim. Ancak, takip şu açıdan tedirginlik yaratıcı; özel hayatınızla, ailenizle ilgili birçok özel konuyu konuşuyorsunuz, bir anda üçüncü bir kişinin konuşmalarınızı dinlediğini düşünmek tedirgin edici. Konuşmalarıma dikkat ediyor muyum? Hayır, edecek bir durum yok. Görüşme trafiğinin kayda alınması, e- maillerin izlenmesi konusunda da aynı tedirginliği yaşıyorum. Ben zaten yazışmalarda hep dikkatliyimdir, şifrelerin bile güvenliğini olmayabiliyor, dolayısıyla özel konularda kullanmıyorum.



Prof. Dr. Bengi Semerci (Psikiyatr):
İzlenmeyen de tedirgin
“Bu haberleri profesyonel bakış açısıyla görüp inceledim, insanların neden bu kadar rahatsız olduğu üzerine ciddi bir araştırma yapılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü herkesin görüşmelerinin takip edildiğini düşünmesi bir sıkıntıyı gösteriyor. Gerçekten insanların nasıl bir duygusu var ki, izleniyor olduğunu düşünmek kişinin kendisini önemsemesine neden oluyor. Yani bu kişiler dinlenmek istiyor, yaptıkları işin önemsenmesini istiyor. Hakikaten izlenenlere baktığımızda ise, ‘Biz neyi yanlış yapıyoruz ki, bu ülkede insanların içinde böyle bir endişe sürekli var?’ diye sormamız lazım. İnsanların kendilerini güvende hissetmesini sistem olarak sağlamamışız. İzlense de, izlenmese de bu tedirginlik hep var. Burada asıl korku yaratan izlenmeyen, izlenmesi için bir nedeni olmayan kişilerin bu tedirginliği yaşaması. Benim hastalarımla konuşmalarımın ise dinleyene bir yararı olacağını düşünmüyorum, o yüzden konuşmalarımı kısıtlamadım, gereksiz bir endişeyle hayatımı kısıtlamanın daha olumsuz etkiler yaratacağını düşünüyorum.”



Ömer Uluç (Ressam):
Savaşlar da böyle çıkar

Çok rahatsız edici. Dünyada bütün yobazlıklar ve toplumsal baskılar hep böyle saçma sapan işlerden başlamıştır. Çığ gibi büyür ve insanlar buna inanırlar. İnsanların başkalarını gözetlemeleri, toplumun birey üzerindeki baskısının ilk işaretleridir. Bütün savaşlar böyle şeylerden çıkmıştır. Bugünün Türkiye’sinde dinlenenler toplansa inanılmaz büyük bir boş laf sergisi çıkabilir ortaya.



Kadir İnanır (Sinema sanatçısı) :
Yasaya aykırı iş olmaz

Mahkeme kararı olmadan dinlenme yapılamayacağına dair yasa var. Ya o yasayı kaldıracaklar, ya da o yasaya aykırı işler yapmayacaklar. Bu, tüm dünyada da uygulanıyor. Ama yasalarla teminat altına alınmış. ‘Kişinin haberleşme özgürlüğü, mahkeme kararı olmadan dinlemez’ diyen bir yasa varsa ve eğer burası hukuk devletiyse bunlar yaşanmamalı, yasa uygulanmalı.


Mazhar Alanson (Müzisyen) :
Sadece devlet dinlemiyor

Artık herkesi nüfus kâğıdı numarası gibi kodlayıp dinleyebilmek üzerine kurulu bir yapı hazırlanmış durumda. Her şey dinleniyor ve seyrediliyor. Şehrin her yerinde kaç tane kamera var. Dinlenme cihazları herkese satılıyor. Bu dinleme olayının sadece devletin tekelinde olduğunu sanmıyorum. Artık herkes birbirini izliyor, dinliyor, böyle bir dönem yaşıyoruz. Cep telefonunuzun yanınızda olması yetiyor, kapalı olması halinde bile sizi buluyorlar.


Haldun Dormen (Tiyatrocu):
Korkunç bir şey
Korkunç bir şey, başka ne diyebilirim ki. İnsan ne yapacağını şaşırıyor. Gereken yapılacak diye umuyorum. Bu yaştan sonra beni dinliyorlar mı dinlemiyorlar mı düşüncesiyle telefon konuşması yapamam.


Prof. Dr. Fatih Selami Mahmutoğlu (Hukukçu): İzlendiğimiz inancı kötü

Telefonların hukuka aykırı olarak dinlenmesinden ya da görüşme trafiğinin kayda alınmasından daha önemli bir şey var. Hepimizin izlendiğine ilişkin genel inancı bundan çok daha kötü sonuçlar doğurabilir. Ve bu fevkalade olumsuz psikolojik sonuçlar yaratmaktadır. Ben dinlendiğime ilişkin özel bir şeyle karşılaşmadım, ama hepimizde telefonların dinlendiğine, izlendiğine ilişkin bir kanı var. Bu hukuk devleti adına da büyük sakıncadır. Telefonda konuşmalarımı kısıtlamıyorum, tepki olarak. Ama genel kanıyı ben de taşıyorum.


Şirin Pancaroğlu (Arp sanatçısı):
Diken üstündeyiz

Dehşet verici bir şey. Aklımda hep vardı izlenme ihtimali. Ülkemizde kimse kimseye güvenmiyor. Bundan sonra daha fazla endişe duyacağımı sanmıyorum, zaten hep diken üstündeyiz.


Emekli Orgeneral Hurşit Tolon:
Tümüyle keyfi uygulama

Keyfi bir şey. Tüm Türkiye’yi dinleyeceğiz diye bir talep olamaz. Bunun arkasına terör merör de sığmaz. ‘Ben bütün Türkiye’yi dinleyeceğim, efendim ne o terörle mücadele edeceğim’. Bu memleket 1984’ten beri, aslında cumhuriyet kurulduğundan beri terörle mücadele ediyor. Ama ne 23 milyon dinlendi, ne 50 milyon dinlendi, şimdi 72 milyona gelince mi akıllarına geldi?


Nazlı Eray (Yazar):
Evim izleniyor gibi

Çok tedirgin oldum, olacak şey değil. Gece gündüz devamlı birisi penceremin dışından gözetliyormuş gibi hissettim. Bundan sonra yapacağım görüşmelere kendi kendime sansür koydum. Çok can sıkıcı.



Emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu:
Kötü niyetle kullanılabilir

Tüm kayıtların dinlenmesi ve izlenmesi insan haklarına aykırı. Ancak dinlemenin hangi maksatla yapıldığı da çok önemli. Ülkeye çeşitli alanlardan tehdit varsa ve devlet bu tehdidi önlemek zorundaysa, dinleme ve izleme makul karşılanabilir. Ancak siyasi maksatla kullanılması yanlış. Görüşmelerin izlenebilmesi için ortada şüphe olması gerekir. Tüm görüşmelerin izlenmesi yetkisiz kişilerin elinde kötü niyetli olarak kullanılabilir.


İlhan Cavcav (Gençlerbirliği Kulübü Başkanı):
Özel ‘özel’ kalmalı

Türkiye’de tüm telefonların dinlendiğini öğrendiğimde çok şaşırdım. Bizim gizli saklı herhangi bir işimiz yok, ama özel hayatımız var. Bunların başkaları tarafından bilinmesi, öğrenilmesi çirkin bir şey. Ben bunu doğru bulmuyorum.


İbrahim Üzülmez (Beşiktaş Futbol Takımı Kaptanı):
Özel hayatın takibi çirkin

Ülke çıkarları çerçevesinde suç unsurunun oluşmasını engelleyecek haberleşmelerin takip edilmesini doğru buluyorum. Fakat bunun için de gerekli mercilerden gerekli izinlerin çıkarılması lazım. Ama bunun dışındaki izlemeleri kesinlikle doğru bulmuyorum. İnsanların özel hayatlarının takip altına alınması bence çok çirkin bir yaklaşımdır.

Milliyet
Yayın Tarihi : 4 Haziran 2008 Çarşamba 07:54:06


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
jinekolog(kubilay gülsar) IP: 85.104.58.xxx Tarih : 4.06.2008 13:14:13

Mahkeme kararı olmadan dinlenme yapılamayacağına dair yasa var. Ya o yasayı kaldıracaklar, ya da o yasaya aykırı işler yapmayacaklar. Bu, tüm dünyada da uygulanıyor. Ama yasalarla teminat altına alınmış. ‘Kişinin haberleşme özgürlüğü, mahkeme kararı olmadan dinlemez’ diyen bir yasa varsa ve eğer burası hukuk devletiyse bunlar yaşanmamalı, yasa uygulanmalı.ama uygulancak gibide değil.herkes kendi kafasına göre takılıyor


ALİ OLCAY IP: 88.226.69.xxx Tarih : 4.06.2008 08:32:38

YİNE, BURASI TÜRKİYE DEDİRTECEK BİR UYGULAMA. İNSAN GÜVENDE HİSSETMİYOR KENDİNİ YA....