18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Özel izinle son veda!

İnönü Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu'nun trafik kazasında hayatını kaybeden oğlu Emir Hilmioğlu için Kocatepe Camisi'nde cenaze töreni düzenlendi.
 

''Ergenekon'' davasında tutuklu yargılanan İnönü Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu'nun trafik kazasında hayatını kaybeden oğlu Emir Hilmioğlu için Kocatepe Camisi'nde cenaze töreni düzenlendi.

Tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi'nden izin alıp askeri yetkililer eşliğinde Ankara'ya getirilen, geceyi Sincan Cezaevi'nde geçiren Fatih Hilmioğlu, sabah önce Çankaya Birlik Mahallesi'ndeki evine oradan da Kocatepe Camisi'ne getirildi.

Cenaze törenine Emir Hilmioğlu'nun yakınları ve arkadaşlarının yanı sıra, CHP Grup Başkanvekilleri Emine Ülker Tarhan ve Muharrem İnce, Deniz Baykal, Gülsün Bilgehan ve Kamer Genç'in de aralarında bulunduğu bazı CHP milletvekilleri, BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, Başkent Üniversitesi Rektörü Kenan Araz, eski bakanlardan Yaşar Okuyan, eski YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu, Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, eski Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan ve vatandaşlar katıldı.

Emir Hilmioğlu'nun kullandığı otomobil, önceki gün, Çubuk'tan Ankara'ya gelirken bir halk otobüsüne arkadan çarpmış, kazada 22 yaşındaki Emir Hilmioğlu hayatını kaybetmiş, 2 kişi de yaralanmıştı. 

AA
Yayın Tarihi : 16 Ekim 2012 Salı 15:01:54


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
M.SALİH ÖZBEY IP: 78.172.101.xxx Tarih : 17.10.2012 16:05:31

VİCDANSIZLIĞA KILIF ARAMAYIN!

Jandarma komutanlığı açıklama yapıyor;
Prof Fatih Hilmi oğluna,”Yasalar” uygulandı..
Acılı babanın bir gece ailesi ile birlik geçirmesi, yasaya aykırı mı?
Söylerimsiniz, Hilmioğlu, “DÜĞÜN” iznine mi gelmiş?
Arsızlığı bırakın, ortada yasa, hukuk mu kaldı!
Tabi bakmak lazım kimin düdüğü ötüyorsa?
Kimin kayığında olunduğunu.
Jandarma kimin emrinde?
Kimden tırsıyor?
Prof.Dr Fatih Hilmi oğlu sıradan biri mi?
Üstelik kanser.
Yaşı kaç?
Kaçma emaresi var mı?
Düğüne mi gelmiş?
Rektör düzeyinde bir kişi kaçar mı?
Bunlar çatal yürekli kahramanlar…
Hilmioğlu hükümlü mü?
Hepsini geçtik, Bir babayı "acı " içinde ailesinden uzak kalmasına, verilecek cevap yoktur.
Tabi insanlığını yitirmemişlere!
Yasa şöyle diyor böyle diyor, edepsizlik yapmaya gerek yok!
Bu ülkede "yasa mı kaldı?
Hukuk mu var?
Ey jandarma yetkilisi hödükler bu ”Ayıptan kurgulamasınız.
İnşallah başınıza gelmez.
Bu kadar vicdansızlığa kılıf aramayın


M.SALİH ÖZBEY IP: 78.172.175.xxx Tarih : 16.10.2012 23:48:40

BUNLARIN ALLAHI VAR MI?

Bunların Allahı varsa benim ki yoktur?
Çünkü benim Allah’ın kullarının yüreklerinde “merhamet” vardır!
Bu nasıl vicdansızlık beyler?
Bu kadar zalimlik neden?
Düzmece tertiplerle, yalancı şehit denilen”gizli tanıklarla ve imzasız ihbarlarla ”yıllardır yargıladığınız insanların,”dirilerine” yaptığınız, zulümler dillere destan da, peki, “ölülerinden” ne istiyorsunuz?
Ölülerini toprağa verirken hiç değilse rahat bırakın ve ”vicdanlı” davranın
Konu;
Silivri tutuklusu, Prof Dr. Fatih Hilmioğlu’nun, Trafik kazası geçirip hayatını kaybeden, oğul Emir Hilmioğlu’nun, Cenazesinin defni için verilen izin ve takınılan tavır…
Bu olayla bir daha görülmüştür ki,
Silivri yargısının, kinci, peşin hükümlü acımasız ve tarafgir olduğu ilkesinden hiçbir şey kayıp etmemiştir
Öyle ki,
Silivri yargısı,13.üncü Ağır ceza mahkemesi, Fatih Hilmioğlu’nun,” Evlat acısına” birde, tarihte eşi menendi olmayan bir kararla, ?
Bunlarda Allah, peygamber korkusu, merhamet acıma hissi, cenazeye saygılar var mı dedirtecek nitelikte!
Öyle ki
Müslümanlık bu mu dedirtiyor insana?
*
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Prof. Dr. Hilmioğlu’na yasa gereği“cenaze izni” verirken“ evde mi yoksa cezaevinde mi kalacağı konusundaki yetkisini, jandarma komutanının” takdirine” bırakmış!
*
Önce Fatih Hilmioğlu kim ona bakalım?
Katil mi?
Terörist mi?
Kaçakçı mı?
Uyuşturucu ticaretinden mi tutuklu mu?
Banka soyguncusu mu?
Mafya babası mı?
Prof Dr Fatih Hilmioğlu, bilim adamı…
Bu ülkede “İnönü üniversitesinde “Rektörlük “yapmış…
Üstelik karaciğer kanseri!
Hastane ya da ev bakımına muhtaç!
Üstelik henüz tutuklu, hükümlü de değil…
Ve biricik oğlunu trafik kazasında kayıp etmiş acılı bir baba…
*
Mahkeme bir yerde normal olarak, sorumluluktan kaçmak için,”takdir yetkisini” Hilmioğlunu, cenazeye götürüp getirme görevini yapan, jandarma timi komutanına vermiş!
Şimdi soruyorum o komutana.
Ey jandarma komutanı, sen nasıl adamsın be?
Sahiden İnsanmısın sen?
Vicdanın var mı?
Ergenekon, Balyoz davalarında, yargılanmak için bir çağrı ile dünya’nın öbür ucundan kuzu kuzu gelen komutanları, bilim adamlarını hiç duymadın mı?
Fatih Hilmioğlu, bir gece olsun ailesi ile Oğlunun acısını paylaşması çok mu risk taşıyordu?
Yazıklar olsun sana ve sana bu sorumluluğu verenlere!
*
İşte o komutan,
Takdir yetkisine bırakılan, bilim adamı, karaciğer hastası Prof Dr Fatih Hilmioğlunu,” Akşam 23.00’te Sincan Cezaevi’ne götürüp, sabah 07.00’de eve geri getirerek, yüksek takdir yetkisini kullanıyor…
Vicdanı sızlamadan!
Utanmadan sıkılmadan!
Hayâ etmeden!
Ve böylece,
Trafik kazasında kaybettiği oğlunun cenazesine katılmak üzere Ankara’ya gelen Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, evlat acısını cezaevinde ve yalnız başına çekmesine sağlayarak!
Ve bunun adı da “görev” olacak!
Ya insanlık ne olacak?
*
Aslında, Ergenekon ve balyoz davalarında, uygulanan, yöntemler böylesi davranışları, yadırgamamak lazım!
Bu güruh’un, yapıkları,”zulümlerin, bırakın,” Müslümanlıklarını,”insanlıkları” bile, sorgulamaya muhtaç olduğunu dünya bile anladı da!
Tutuklu ve hükümlülerin yakınlarının cenazelerine katılabilmesine ilişkin yasa değişikliğine karşın kolluk kuvvetleri ve Silivri yarısının keyfi uygulaması nedeniyle kayıp “acısı katmerleşiyor”!
Son olarak trafik kazasında geçen hafta sonu kaybettiği oğlu Emir Hilmioğlu’nun cenazesine katılmak üzere Ankara’ya gelen Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nun evinde kalmasına “güvenliğin sağlanamayacağı” gerekçesiyle izin verilmedi.
*.
Ey komutan ve onlara emir verenler ve onların destekçileri;
Endişeniz olmasın!
Ergenekon, Balyoz ve benzeri davalarında yargılanan ”çatal yürekli yiğitleri” bıraksanız bile kaçmazlar”!
Bu da böyle biline...
*Ve
Genç yaştaki oğlunu gömmek için izinli gelen, üstelik akciğer kanseri olan Hilmioğlu, “evlat acısını” Sincan Cezaevi’nde ve yalnız başına yaşamak zorunda kaldı.
Kaçma halinin olması!
Yazıklar olsun bunu düşünen kafalara!
Yarın insanız diye gezecekler öyle mi?
*
Bildiğiniz gibi;
Ergenekon davası kapsamında tutuklu bulunan Prof. Dr. Mehmet Haberal geçen yıl babasını kaybetmiş ancak cenazesine katılması için izin çıkmaması tartışma yaratmıştı. Bu gelişme üzerine kamuoyunda “Haberal Yasası” olarak bilinen tutuklu ve hükümlülerin yakınlarının cenazesine katılabilmesine olanak sağlayan düzenleme 10 Mayıs 2012 tarihinde yürürlüğe girmişti.
Yasa değişikliğine karşın cezaevindeki tutuklu ve hükümlülerle ilgili uygulama farklılık gösteriyor!
Yasanın çıkmasının dayanağı olan Prof. Dr. Mehmet Haberal, babası, Yaşar Ali Haberal’ın cenazesine katılamamıştı...
Ancak düzenlemenin ardından yitirdiği annesi, Medine hanım’ın cenazesine katılabilmişti…

Odatv soruşturması kapsamında, tutuklu bulunduğu dönemde gazeteci yazar Doğan Yurdakul’un kanser hastası eşi Güngör Yurdakul hayatını kaybetmişti.
Yurdakul’un avukatlarının girişimi üzerine alınan izinle Yurdakul Ankara’ya gelmiş ve eşini sonsuzluğa evlerinden uğurlayabilmişti. Yurdakul’un eşinin mezarına cezaevi aracının gölgesinde toprak atması da tartışma yaratmıştı.
*
Yine Ergenekon davasının tutuklularından Yarbay Mustafa Dönmez de, Azerbaycan’da trafik kazasında yaşamını yitiren oğlu Alp Kaan Dönmez’in cenazesine “son anda” yetişebilmişti.
Emekli Albay Dursun Çiçek de, annesi, Halime Çiçek’in ani rahatsızlanması üzerine son bir kez görebilmek için yaptığı izin girişiminden sonuç alamamış ve annesini cezaevinde yitirmişti.
Ve Ergenekon’un para kasası,(Cenazesini Yalova belediyesi kaldırdı)Kuddisi Okkır, Cezaevinin dar koridorlarında, sürünerek öldürenlerin hala “ görev” yapıyor olmaları, Silivri da daha suların durulmayacağını göstermektedir
Eee,
Ergenekon’un savcısı kim?