19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

Paksoylar hakim karşısına çıktı

Paksoy Holding'in veliahtlarından Mahmut Emre Paksoy'un evinin olduğu apartmanın havalandırma boşluğunda Nazlı Sinem Erköseoğlu'nun (24) cesedinin bulunmasıyla ilgili Mahmut Emre ile Can Paksoy kardeşlerin yargılanmasına başlandı

Mahmut ve Can Paksoy kardeşler suçsuz olduklarını belirterek, beraatlerini istediler. Duruşmada ölen Sinem Erköseoğlu’nun kardeşi Aslı Evin Erköseoğlu’nun da aralarında bulunduğu 6 kişi tanık sıfatıyla dinlendi. Paksoy kardeşlerin tutuklanmaları yönündeki talebi reddeden mahkeme heyeti, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

Beyoğlu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya "kasten adam öldürme" suçundan haklarında müebbet hapis cezası istenen tutuksuz sanıklar Can Paksoy, ağabeyi Mahmut Emre Paksoy katıldı. Duruşmaya ayrıca havalandırma boşluğunda cesedi bulunan Nazlı Sinem Erköseoğlunun annesi, babası ve yakınları da hazır bulundu.

CAN PAKSOY OLAY GECESİNİ ANLATTI

Duruşmaya ilk kez ifade veren Can Paksoy olay gecesini anlattı. Olay gecesinden bir gün önce Amerika’dan döndüğünü söyleyen Can Paksoy, "Türkiye ve Amerika arasındaki saat farkından ve uykusuzluktan dolayı yorgundum. O akşam kuzenimin davet etmesi üzerine Ulus 29 adlı kulübe gittik. Oturup içki içtim. Bir süre sonra sigara içmek için sigara bölümüne giderken biri beni kolumdan tuttu. ’Sen Aydın’ın arkadaşı mısın’ diye sordu. Ben de ’Aydın benim kuzenim olur’ dedim.

Bana, 1 yıl önce kuzenim Aydın aracılığıyla bir doğum gününde tanıştığımızı söyledi. Ben de masaya davet ettim. Bana masada, bir düğünden geldiğini ve orada çok alkol aldığını söyledi. Amerika’da yaşadığını, Türkiye’ye dönmek zorunda kaldığını, Türkiye’de istediği gibi bir iş bulamadığını ve Türkiye’deki hayata alışamadığını anlatt." dedi.

"SİNEM’İ, AĞABEYİM EMRE PAKSOY’UN EVİNE DAVET ETTİM"

Paksoy, o gece Sinem ile dans ettiklerini anlatarak, "Sohbet ettik, içkinin de etkisiyle bir miktar yakınlaştık. Ulus 29 adlı kulüpten birlikte çıktıktan sonra Sinem’e ’Şimdi ne yapalım?’ diye sordum. Sinem de, ’Sen nasıl istersen’ şeklinde cevap verdi. Bu konuşmadan sonra Sinem’i ağabeyim Emre Paksoy’un evine davet ettim. Sinem de bu teklifi kabul etti" diye konuştu.

"BİRAZ YAKINLAŞTIK"

Sanık Paksoy, "Ağabeyimin evine geldik. Otomatiğe bastım, ağabeyim kapıyı açtı. Dairenin kapısını açan ağabeyim odasından içeri girdiğini gördüm. Sinem’le birlikte benim kaldığım odaya gittik. Yatağa uzandık. Sohbet etik. Biraz yakınlaştık" dedi.

Paksoy, sabah annesiyle birlikte Adana’ya gidecekleri için, annesinin telefonla aradığını, bunun üzerine sabah uyandığını, Sinem’i yanında görmeyince biraz etrafa bakındığını, bulamayınca ise "Herhalde dışarıya kahvaltılık bir şeyler almak için gitti. Biraz sonra gelir" diye düşündüğünü söyledi.

"DÜN GECE EVE GETİRDİĞİM KIZI GÖRDÜN MÜ?"

Paksoy, tekrar uyuyakaldığını, bu kez annesinin bina kapısının önüne gelerek zile basmasıyla uyandığını belirtti.

Kapıya açmak için kalktığında ise ağabey Emre Paksoy’un da uyanıp daire kapısına doğru yöneldiğini belirten Paksoy, bunun üzerine ağabey Paksoy’a "Dün gece eve getirdiğim kızı gördün mü?" şeklinde sorduğunu, ağabey Paksoy’un ise "Seni bir gecede terk mi etti?" karşılığını verdiğini ifade etti.

"KIZIN EŞYALARI VE PARALARI BURADA GELİNCE VERİRSİN"

Paksoy, bunun üzerine kızı evin içinde aramaya başladıklarını söyleyerek, "Evin her yerini aradık. Pencerelerden baktık, hatta havalandırma boşluğuna bile baktık. Sinem’i bulamadık. Daha sonra annem ile birlikte havalanına doğru yola çıktık. Daireden çıkarken ağabeyim Paksoy’a ’Kızın eşyaları ve paraları burada. Gelince verirsin’ dedim" dedi.

Paksoy, havaalanına vardıklarında ise ağabeyi Paksoy’un kendisini telefonla arayıp olayı bildirdiğini, kendisinin ise geri döndüğünü söyledi. Paksoy, olayla bir ilişkisinin olmadığını, tahliyesini istediğini ve aileye başsağlığı dilediğini söyledi.

AĞABEY PAKSOY: "OLAYLA BİR İLGİM YOK, SUÇSUZUM"

Ağabey Mahmut Emre Paksoy, "olay gecesi kız arkadaşımla dışarıda yemek yedim, 2 kadeh şarap içtim eve geldim. Dişlerimi fırçaladım. Yattım." dedi. Gece 04.00’da ev telefonunun çaldığını söyleyen Paksoy, şunları söyledi:

"Ev telefonuna cevap vermedim, kendi telefonuma baktım. Kardeşim Can’ın beni 4 ya da 5 kez aradığını gördüm. Kardeşim ’aşağıdayım. Kapıyı aç’ dedi. Dairenin kapısına geldim. Kameradan kardeşim Cem ile bir bayanın yukarı çıktıklarını gördüm. Dairenin kapısını açık bırakıp uyumaya devam ettim.

Sabah zil sesiyle uyandım. Kardeşim, "Can annemdir" dedi. Ben de gayri ihtiyari kapıya yöneldim. Kapıda zincirin takılı olduğunu gördüm. Ben normalde zinciri takmazdım. O nedenle gayri ihtiyari çıkardım. Dönerken kardeşimle karşılaştım.

’Kız senin odanda mı?’ diye sorması üzerine, ’Benim odamda ne arasın ne alaka?’ dedim. Bunun üzerine kardeşimle evi aradık. Kızın olmadığını gördük. Kardeşim evden çıkarken kız döndüğünde eşyalarımı vermemi istedi."

"FACEBOOK'TAN SİNEM’İN PROFİLİNİ ARADIM "

Paksoy, kardeşi Can gittikten sonra kahve yaptığını anlatarak, "Biraz oturduktan sonra kardeşimin odasına gittim. Sinem’in eşyalarına ve çantasına baktım. Sinem’in adını ilk kez kredi kartına bakarak öğrendim" şekline konuştu.

Sinem’in telefonuna baktığını söyleyen Paksoy, şunları kaydetti: "Telefonuna baktım. Kapalıydı. Bütün eşyalarının burada olması ve kendisinin ortada olmaması kafama takıldı. Facebooktan adını soyadını aradım ama profilini bulamadım. Mesaj atacaktım, ’Gel eşyalarını al’ diye. Eşyalarının alması için yazacaktım.

Onun ardından kapının arkasında zincir aklıma geldi. Düşmüş olabileceğini düşündüm. Havalandırma boşluğuna baktı. Elbise ve zemin aynı renkteydi. Saçından fark ettim. 2-3 kez baktım. Kardeşimi aradım. Kızın kendini aşağı atıp intihar ettiğini, eve geri dönmesini söyledim"

Paksoy, olayla ilgisinin olmadığını, tahliyesini talep ettiğini, ailenin acısını anladığını, onlara başsağlığı dilediğini ifade etti.

"PIRLANTA GİBİ ÇOCUKLAR; AMA BEN GERÇEĞİN ORTAYA ÇIKMASINI İSTİYORUM"

Erköseoğlu’nun annesi Ferah Kural da sanıklardan şikayetçi olduğunu belirterek, "Kızım ilk defa hiç tanımadığı bir eve gitti. Bu olaya anlam veremiyorum. Ben eşimle yıllardır ayrı yaşıyorum. Kızımın işle alakalı herhangi bir sorunu yoktu. Pırlanta gibi çocuklar, ama ben gerçeğin ortaya çıkmasını istiyorum. Şikayetçiyim" dedi. Baba Ergün Erköseoğlu ise kızıyla herhangi bir sorunlarını olmadığını belirterek, "Kızım ölmeden 1 gün önce evlendim. Kızım beni arayarak tebrik etti ve mutluluklar diledi. Eşimi de tebrik etti. Kızımın İntihar etmesi için hiçbir sebep yok" şeklinde konuştu.

Daha sonra tanık olarak dinlenen Paksoy kardeşlerin kuzeni Aydın Ali Aras, Sinem ile aralarında duygusal bir ilişki olduğunu, bir süre sonra Sinem ile uyuşamadıkları için ayrıldıklarını belirtti.

Kendisinin Sinem’den ayrılmak istemesine rağmen, Sinem’in bunu kabul etmediğini anlatan Aras, Sinem’in devamlı kendisini aradığını söyledi. Aras, Emre ve Can’ın, Sinem ile olan ilişkisinden haberdar olmadığını, Sinem ile 2009 yılında tanıştıklarını söyledi. Paksoy kardeşlerin tutuklanma talebini reddeden mahkeme heyeti, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

İDDİANAME

Boston Üniversitesi mezunu 24 yaşındaki Nazlı SinemErköseoğlu’nun 26 Eylül 2010’da, Gümüşsuyu’ndaki apartmanın havalandırma boşluğunda ölü bulundu.

Soruşturma başlatan savcılık, Mahmut Emre Paksoy ile Can Paksoy’un ’kasten adam öldürmek’ suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılmaları istemiyle iddianame hazırladı. İki kardeş soruşturma aşamasında 23 gün kaldıkları cezaevinden, itiraz üzerine tahliye edilmişti.

Posta
Yayın Tarihi : 24 Şubat 2011 Perşembe 12:25:06


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?