Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Ramazan Er, son 17 yıl içerisinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) polis aleyhine 423 başvurunun yapıldığını bildirdi.
Emniyet Genel Müdürlüğü Sözcüsü Ramazan Er, haftalık olağan basın toplantısına Polis Koleji Sınavı başvuruları hakkında bilgi vererek başladı. Er, bu yıl Polis Koleji Aday Tespit Sınavı için başvuruların 01-15 Mart 2004 tarihleri arasında ilköğretim okulu müdürlüklerinden alınacak başvuru formu ile yine aynı okullara yapılacağını kaydederek, sınavın 13 Haziran 2004 tarihinde saat 10.00'da Ortaöğretim Kurumları Öğrenci Seçme Sınavı (OKS) ile birlikte 81 il merkezinde gerçekleştirileceğini söyledi.
Okul servislerinin denetimi ile ilgili bilgi veren Er, 2003 yılı Ekim-Kasım-Aralık aylarında okul servisleri üzerine yapılan denetimlerde 51 bin 111 okul servis aracı ve sürücüsünün kontrol edildiğini ifade ederek, bunlardan şartlara uymayan 4 bin 593'üne cezai işlem uygulandığını açıkladı. Er, 2004 yılı Ocak ayı sonu itibariyle 22 bin 793 okul servis araç ve sürücüsünün kontrol edildiğini, bunlardan kusurlu görülen 2 bin 118'ine cezai işlem uygulandığını bildirdi.
Er, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne son 17 yıl içerisinde Türkiye aleyhine 9 bin 729 başvuru yapıldığını belirterek, bunlarının tamamının işkence ve kötü muamele iddialarından kaynaklanmadığını, büyük çoğunluğunun kamulaştırma bedellerine itiraz, düşünce ve ifade özgürlüğü, yargılama, mülteci başvuruları, dernek kurma, sendika özgürlüğü ve siyasi parti kapatma gibi nedenlerden yapıldığını ifade etti. Yapılan başvurulardan 17 yıllık süreçte polis görev alanına girenlerinin sayısının 423 olduğuna işaret eden Er, bu sayınının Türkiye aleyhine yapılan başvurularının yüzde 4.34'ünü oluşturduğunu kaydetti. Polis ile ilgili olarak yapılan başvurulardan 28'ine red, 77'sine dostane çözüm, 38'ine ihlal(Türkiye aleyhine), 13'üne de kayıttan düşme kararının verildiğini açıklayan Er, 267 başvurunun ise halen sonuçlanmadığını belirterek, bu müracaatların son 5 yıla göre değerlendirildiğinde 1999 yılında 48, 2000 yılında 19, 2001 yılında 11, 2002 yılında 7, 2003 yılında 2 olmak üzere toplam 87 başvurunun yapıldığını söyledi. Er şöyle konuştu:
"2003 yılı içerisinde yapılan toplam başvuru sayısı bakımından ülkemiz Rusya Federasyonu, Polonya, Romanya ve Fransa'dan sonra 5. sırada yer almaktadır. Bu azalma bizim için yeterli olmamaktadır. Amacımız başvuruların daha da alt seviyelere inmesi, hatta tamamen ortadan kalkması için her türlü tedbiri almaktır".
Toplantının sonunda basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Er, bir gazetecinin bir genç kızın hastanede töre cinayeti ile öldürülmesinde polisin ihmalinin olup olmadığını sorması üzerine, "İlgili emniyet müdürlüğünce tahkik ediliyor" cevabını verdi. Birtan Altınbaş davasında yargılanan polislere ulaşılamadığı yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine ise Er, yargılanan polislerin müteaddit mahkemelere geldiğini hatırlatarak, sanık durumundaki polislerinin son duruşmaya gelmeleri için tebligat almadıklarını iddia ettiklerini söyledi. Er, 5 Mart'taki duruşmaya sanık polislerin mutlaka geleceklerini ifade ederek, kendilerine sanıklar hakkında gıyabi tevkif müzekkeresi gelirse polisin gereğini yapacağını kaydetti. Er, sanık durumundaki polislerden 5'inin emekli olduğunu, 5'inin ise halen görevlerine devam ettiğini belirterek, Ankara Emniyet Müdürü ile yaptığı görüşmede kendilerine ulaşan yakalama müzekkeresi olmadığını söylediğini bildirdi. Er, mahkemenin yaptığı davetiyenin ise polis eliyle değil PTT kanalıyla yapıldığını hatırlattı.
Kartal'da meydana gelen ve 9 kişinin ölümü ile sonuçlanan trafik kazasıyla ilgili olarak bir gazetecinin, 'Tehlikeli madde taşıyan araçlarının şehir içinde dağıtım yapmalarını engelleyici bir tedbir almayı düşünüyor musunuz?" şeklindeki sorusuna Er, Ulaştırma Koordinasyon Merkezi'nin ve illerde İl Trafik Komisyonları'nın normal yaşam ve üretimi engellememek kaydıyla trafiğin yoğun olduğu saatlerde ağır taşıtlarla ilgili bazı tedbirler aldığını belirterek, "Bahsedilen olayda İstanbul İl Trafik Komisyonu'nun kararı var. Olayın cerayan ettiği saat itibariyle önemli bir durum yok. Üzücü bir durum. Her ilde sabah saatlerinde ve akşam saatlerinde ağır tonajlı, tehlikeli madde taşıyan araçlarla ilgili çeşitli sınırlamalar olabilir" diye cevap verdi.
İnsan Hakları Derneği'nin insan hakları ihlallerinin artığı yönündeki raporunu hatırlatan bir gazeteciye Er, "Bazen Türkiye kamuoyu değişik bilgilerle yönlendirilmeye çalışılıyor. Kasıtlı olarak Türk kamuoyuna sunuluyor" karşılığını verdi.