Psikiyatri uzmanları, televizyonlarda yayınlanan yarışma programlarına katılanların beklentilerinin gerçekçi olmadığını, ancak pazarlama taktikleri ve formatın çok başarılı olduğunu belirttiler.

“Ekonomik şartlar”
Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Coşkunol, yarışma programlarının son günlerde sayılarının ve izlenme oranlarının arttığını belirterek, “Yarışmacıların çoğunda iç görüş yok. Katılımcıların beklentileri gerçekçi değil, gerçekte var olmayan yeteneklere sahip olduklarını düşünüp, bunu insanlara göstermeye çalışıyorlar” diye konuştu. Yarışma programına ilginin fazla olmasının tek sebebinin “kolay şöhret” olmadığını ifade eden Prof. Dr. Coşkunol, bu tür programlara başvurmada, ekonomik şartların ve eğitim eksikliğinin etkisi bulunduğunu söyledi. İzlenme oranının fazla olmasının, programın reklamının iyi yapılmasına bağlı olduğunu kaydeden Coşkunol, bu tür programlara ilginin zamanla azalacağını öne sürdü.

“Reyting uğruna”
EÜ İletişim Fakültesi Basın Ekonomisi ve İşletme Anabilim Dalı görevlisi Yrd. Doç. Dr. Bilgehan Gültekin, yarışma programlarında kullanılan pazarlama tekniklerini başarılı bulduğunu belirterek, “Bu yeni geliştirilen yarışma programı formatı çok başarılı, ancak etik değil, çünkü insanların hayalleri pazarlanıyor” diye konuştu. Gültekin, şöyle konuştu: Yarışmacılar bir masal kahramanı gibi gösteriliyor. İzleyiciye, ‘Sizin masalınız da gerçek olabilir’ mesajı veriliyor. Yarışmacılarla izleyici böylece özdeşleştiriliyor. Yarışmaların izlenme oranı artıyor. Yarışmaların formatı, demagojiye ve hayallerin pazarlanmasına dayanıyor. Ancak bu formata olan ilgi, zamanla azalacak.”

Uzmanlar uyarıyor!
EÜ Radyo-TV- Sinema Anabilim Dalı Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Şebnem Soyguder de yarışma programlarının bireyleri eğlendirerek gündemden uzaklaştırdığını belirterek, “Yarışma programları, haber programlarına ya da sosyal içeriği olan programlara göre daha fazla izleniyor. Bireyler gündemden uzaklaşıyor” diye konuştu.