Ankara - AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu üyesi Olli Rehn, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül’den, Ankara Anlaşması Uyum Protokolü’nün 3 Ekim’den önce zamanında imzalanacağına dair teminat aldığını söyledi.

Rehn, Gül ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında Gül ile "mükemmel, yapıcı ve verimli" bir görüşme yaptıklarını söyledi.

Görüşmede özellikle, ekim ayına kadar nelerin yapılacağını öngören yol haritasını ve müzakerelerin uygun biçimde başlayabilmesinin yollarını ele aldıklarını ifade eden Rehn, "Adaletli, ciddi ve kararlı bir müzakere sürecine başlamak için hazırlıklarımızı sürdürüyoruz" diye konuştu.

Rehn, müzakere çerçeve belgesinin haziran sonunda tamamlanacağını umduklarını belirtti.

Sivil toplum diyalogunun önemini vurgulayan ve bu diyalogla Türkiye’nin daha iyi tanınmasının amaçlandığını kaydeden Rehn, Türklerin de AB üyeliğinin getireceği faydaları yakından bilmesi gerektiğini söyledi.

Rehn, görüşmede Türkiye’nin AB sürecindeki hazırlıklarını da ele aldıklarını belirterek, "Türkiye, insan haklarını geliştirme konusunda gerçekten de son derece cesur ve önemli reformlar yaptı" dedi.

Şimdi "kısa bir nefes alma" dönemi yaşanmasının "anlaşılabilir" olduğunu ifade eden Rehn, reformların ivmesinin sürdürülmesinin, Türkiye’nin yasal, siyasi ve ekonomik reformları devam ettirmesinin, reformların uygulanmasının son derece önemli olduğunu vurguladı.

Rehn, "işkenceye 0 tolerans gösterilmesi, kültürel hakların, kadın haklarının uygulamaya geçirilmesi ve ülkenin her köşesinde bunun yapılmasının" çok önemli olduğunu, Türkiye’nin bundan sonra atılacak adımlarda Müslüman olmayan dini toplulukları ve sendikaları da dikkate alacağına, ifade özgürlüğünün iyileştirilmesinin gündemde olacağına inandığını söyledi. Rehn, reformların devam edeceğine olan inancını da dile getirdi.

Gül ile görüşmesinde, Ankara Anlaşması Uyum Protokolü’nün imzalanmasının da gündeme geldiğini belirten Rehn, Bakan Gül’den, protokolün 3 Ekim’den önce zamanında imzalanacağına dair teminat aldığını, bunun, müzakereler öncesinde bu konunun hallolacağı anlamına geldiğini bildirdi.

Kıbrıs sorununun çözüme kavuşması yolunda bu aşamada bugünkü fırsatı değerlendirip ciddi görüşmelerin zeminini hazırlamaları gerektiğini ifade eden Rehn, öncü rolü BM’nin üstleneceğini, ancak AB Komuisyonu’nun da çözümü kolaylaştırmak için elinden geleni yapacağını dile getirdi.

"Geçmişin geçmişte kaldığını ve geleceğe bakmak gerektiğini" belirten Rehn, AB Komisyonu olarak, Kıbrıs’ta tarafların birbirleriyle görüşmelere başlamaları için ellerinden geleni yaptıklarını, son derece yapıcı bir rol üstlenmek istediklerini söyledi. Rehn, "Bana kalırsa Kıbrıs’ta tüm taraflar tarafından gerçekten çok samimi bir irade ortaya konuyor" diye konuştu.

Rehn, KKTC’ye yönelik iki tüzük konusunda küçük ama önemli bir ilerleme kaydettiklerini belirterek, kısa bir süre içinde bu tüzükleri geçireceklerine ve böylelikle Kıbrıs Türklerinin ekonomik açıdan kalkınmalarına yardımcı olacaklarına inandığını söyledi.

Olli Rehn, Türkiye’deki reform çalışmalarının denetlenme ve gözlemlenmesinin tam üyelik müzakerelerinin başlaması sonrasında da devam edeceğini belirtti.

Kendilerindeki uygulamanın genelde, müzakerelerin başlamasıyla tarama sürecinin de başlaması şeklinde olduğunu, normal sürecin de bunu öngördüğünü ifade eden Rehn, bu nedenle tarama sürecinin de 3 Ekim’de başlayacağını, bunların, birbiriyle paralel yürüyen süreçler olacağını kaydetti.