AB Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, "AB Komisyonunun Kıbrısta kapsamlı bir çözüme yönelik müzakerelerin başlatılması yönünde etkin bir rol üstlenmeye hazır olduğunu" belirterek, görüşmelerin BM çatısı altında olması gerektiğini söyledi.
Rehn, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) bölücü başı Abdullah Öcalan ile ilgili kararına ilişkin olarak, kararın geniş kapsamlı ve detaylı bir karar olduğunu ve AİHMnin Avrupada hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunan en üst kurum olduğunu ifade ederek, aday ülke olarak Türkiyenin AİHMnin kararlarına uymak durumunda olacağını belirtti.
Olli Rehn ve AB Dönem Başkanı Lüksemburgun Dışişleri ve Göç Delege Bakanı Nicolas Schmit, KKTC Güney Kıbrıstaki temaslarının ardından, Lefkoşa ara bölgedeki Ledra Palas Otelde basın toplantısı düzenledi.
MALİ YARDIM VE DOĞRUDAN TİCARET TÜZÜĞÜ
Basın toplantısında ilk sözü alan Schmit, Lüksemburgun özellikle masadaki Mali Yardım Tüzüğü ve Doğrudan Ticaret Tüzüğüyle ilgili olasılıkları görmek açısından Kıbrıs ziyaretine büyük önem verdiğini söyledi.
Olumlu bir noktaya gelindiğini kaydeden Schmit, iki gün önce Moskovada Annan-Erdoğan-Papadopulos arasındaki görüşmenin Kıbrıs sorununa kapsamlı bir siyasi çözüm yönünde isteklilik bulunduğunu gösterdiğini belirtti. Schmit, bu istekliliği göz önünde bulundurarak, çözüme katkı sağlamak yönünde çalışmalarda bulunmak ve bu ruha hizmet vermek istediklerini söyledi.
"AB KONSEYİNİN VERDİĞİ SÖZLER VAAT OLARAK KALMAMALI"
Schmit, AB Konseyinin Kıbrıslı Türkleri mali yönden desteklemek ve izolasyonların kaldırılması yönünde verdiği sözlerin vaat olarak kalmaması gerektiğini söyledi.
Görüşmelerinin faydalı olduğunu kaydeden Schmit, hala birçok sorun olduğunu ve çözüm yönünde atılmış bir adım bulunuyor deme noktasına henüz gelinmediğini söyledi. Schmit, adada yaptıkları temasların da zaten bu yönde olmadığını, ziyaret amaçlarının tarafların farklı duruşları ve fikirleriyle ilgili bilgiler almak olduğunu dile getirdi.
Temaslarının son derece ilginç ve verimli geçtiğini söyleyen Schmit, bu tür görüşmelere devam edilmesi gerektiğini, görüşmelerde ele aldıkları mal-mülk gibi hassas konular üzerinde çalışmaları gerektiğini kaydetti.
REHN: "ADADAKİ STATÜKO ARTIK SÜRDÜRÜLEMEZ"
AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn de Kıbrısın bir yıldan beri AB üyesi olmasının "Kıbrıs" ve AB için net bir başarı olduğunu ifade etti, ancak Kıbrısın temel prensipleri "barış, denge, demokrasi ve insan hakları" olan ABye bölünmüş bir ülke olarak girdiğini belirtti.
"Bunun can acıtıcı bir gerçek olduğunu" kaydeden Rehn, adadaki statükonun artık sürdürülemez olduğunu ifade ederek, Kıbrısın diğer üyeler gibi barışın bulunduğu birleşik bir ülke olması gerektiğini kaydetti.
AB Dönem Başkanı ile ortak bir misyonları bulunduğunu ve bu ortaklığın faydalı bir şekilde sürdürüldüğünü söyleyen Rehn, AB adına Kıbrısta ciddi bir şekilde çözüm arayışı içerisinde olduklarını söyledi.
"AB ETKİN ROL ÜSTELENMEYE HAZIR"
Esas amaçlarının Kıbrısta kapsamlı bir çözüm ve adanın birleştirilmesi olduğunu söyleyen Rehn, AB Komisyonunun Kıbrısta kapsamlı bir çözüme yönelik müzakerelerin başlatılması yönünde etkin bir rol üstlenmeye hazır olduğunu, görüşmelerin BM çatısı altında olması gerektiğini kaydetti.
Temel amaçlarının kapsamlı bir çözüm olmasına rağmen, Kuzey Kıbrısa doğrudan ticareti ve mali yardımı destekleyici ve hızlandırıcı çalışmalar da yapmak durumunda olduklarını kaydeden Rehn, geçen yıl Komisyonun masaya koyduğu önerinin konuyla ilgili en iyi seçenek olduğunu söyledi. Rehn, bu önerinin uygulanamadığı gerçeğinden yola çıkarak, dönem başkanı Lüksemburgun bu önerinin adada uygulanabilmesinin yollarını aramasını istediğini belirtti.
Ekonomik ve siyasi nedenlerden dolayı kapsamlı bir çözüme zemin hazırlamak için güven artırıcı önlemlere ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Rehn, kuzey Kıbrısa uygulanan ekonomik izolasyonun kaldırılması için çalışmaları gerektiğini vurguladı. Rehn, çalışmaların 1 yıl önceki önerilerinin öngördüğü şekilde AB çerçevesinde yapılması gerektiğini söyledi.
Rehn, görevinin adada çözüme yönelik somut bir istem bulunup bulunmadığını tespit etmek ve müzakereler için zemin hazırlamak olduğunu da hatırlattığı konuşmasında, uzlaşmanın ABnin temel değeri olduğunu söyledi.
AİHMİN ÖCALAN KARARI
AİHMnin Öcalanın yargılanması sırasında "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin bazı maddelerinin ihlal edildiği" yönünde aldığı kararla ilgili fikrinin ve bunun Türkiyenin AB sürecini nasıl etkileyeceğinin sorulması üzerine Rehn, Kıbrısta kapsamlı bir çözüm için zemin bulmak ve adanın birleştirilmesi yönünde katkı sağlamak amacıyla bulunduğunu söyledi.
AİHMnin kararının geniş kapsamlı ve detaylı bir karar olduğunu belirten Rehn, Mahkemenin Avrupada hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunan en üst kurum olduğunu söyledi. Rehn, aday ülke olarak Türkiyenin AİHMnin kararlarına uymak durumunda olacağını da belirtti.
Başka bir soruyu cevaplarken, temasları sırasında liderlerle ekonomik yardımı ve doğrudan ticareti hızlandırmanın yollarını ele aldıklarını söyleyen Rehn, Papadopulosun Maraşın Rumlara verilmesine karşılık Gazimağusa Limanının uluslararası ticarete açılması önerisi göz önünde bulundurduklarını, fakat bu aşamada ayrıntıya giremeyeceklerini kaydetti.
"MAL-MÜLK KONUSU ANNAN PLANININ PARÇASI VE SİYASİ BİR KONU"
Rehn, başka bir soru üzerine, mal-mülk konusunun kapsamlı bir şekilde acilen çözülmesi gereken hassas bir konu olduğunu belirtti.
Bu konunun Annan Planının bir parçasını oluşturduğunu ifade eden Rehn, mevcut durumun adadaki gerginliği artırdığının altını çizerek, siyasi olan bu konuyla ilgili olarak sivil mahkemelere gidilmesini desteklemediğini açıkladı.
Adadaki siyasi durumdan dolayı AİHMnin kararlarının uygulanabilir olmadığını belirten Rehn, Annan Planının mal-mülk gibi sorunlara çözüm bulmak için ortaya konulduğunu, planın çözüm ve uzlaşma için tarafların kabul edebileceği şekle getirilmesi ve kullanılması gerektiğini söyledi.