Yasal izinle yapılan dinlemeler, Pekerin futbolcu Sergenin de aralarında bulunduğu birçok kişiye tespih dağıttığını ortaya koyuyor.
Sedat Pekerin, aralarında bazı asker, futbolcu, sanatçı ve gazetecilerin de bulunduğu çok sayıda kişiye "Benimle klişeleşti" dediği ay-yıldızlı altın tespihlerden dağıttığı ortaya çıktı. Beşiktaşlı futbolcu Sergen Yalçının, arkadaşlarına dağıtmak üzere Pekerden 4 tespih istediği, altın tespihlerden birinin de Uludağda görevli Cihan adlı bir üsteğmene hediye edildiği anlaşıldı.
Peker ve beraberindeki 70 kişinin çeşitli suçlardan 62 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı dava dosyasındaki telefon kayıtları, örgütün ilginç bir özelliğini daha ortaya çıkardı. İstanbul Organize Suçlar Şube Müdürlüğünün eski DGMden izin alarak yaptığı teknik dinlemeler, Pekerin çok sayıda kişiye özel yaptırdığı ay-yıldızlı altın tespihlerden dağıtıldığını gösteriyor.
Bağlılık beyanı
Pekerin yakın adamlarından Volkan Gezmiş, o sırada Bulgaristanda olduğu anlaşılan biriyle yaptığı telefon görüşmesinde, "En yakın zamanda sana da tespih göndereceğiz, Bulgaristan temsilcimiz olarak" diyor.
Pekerin eski adamlarından Tuncay Dora da, Pekerin son zamanlarda herhangi bir yerden geçerken veya bir mekâna vardığında, Kurtlar Vadisindeki Baron karakteri gibi, makam arabasının camından uzattığı elindeki yüzüğü öptürdüğünü ve bunun bir tür "bağlılık beyanı" olduğunu kaydetti.
(08.09.2004 Saat: 20.49)
SEDAT PEKER: Alo Sergen ne haber kardeşim?
SERGEN YALÇIN: Sağ olun abicim, siz nasılsınız?
S.P.: Allah razı olsun, sen nasılsın kardeşim?
S.Y.: İyiyim abi. Ahmetle balığa geldik. Para bitti, ucuz balıkçılara takılıyoruz artık, he he he...
S.P.: Ayıp ediyorsun lan, ben burdayım, niye öyle söylüyorsun?
S.Y.: Abi sizi sona saklıyorum.
S.P.: Ben, en son değil mi? Doğru söylüyorsun, joker kartı olarak. Tamam.
S.Y.:Evet abi, ömrümüz kısalıyor çünkü yavaş yavaş. Nasılsınız abi, iyisiniz...
S.P.: Ne oldu, kızdan ayrıldın mı?
S.Y.: Ayrıldık ama daha tam belli değil. Abi acayip sıkıntı yapıyor, bildiğiniz gibi değil, üzülüyorum yani çok.
S.P.: Tahmin edebiliyorum, aynısını yaşıyorum oğlum bilmez miyim? Aynı modda gidiyor.
S.Y.: Ne yapalım abi, atlatacağız yavaş yavaş inşallah düzelir abi. Bekliyorum yani.
S.P.: İnşallah, inşallah Sergen.
S.Y.: Abi bir ricam olacaktı. Abi tespih lazımdı ya bize biraz.
S.P.: Hayırdır kime vereceksin?
S.Y.: Arkadaşlarım var, benden rica ettiler. Ben dedim ki, Abiye bir sorayım.
S.P.: Kim onlar?
S.Y.: Kendi arkadaşlarım abi.
S.P.: Ulan kim? Tanıyor muyum?
S.Y.: Ahmet tanıyor abi. 1-2 kişi, fazla değil zaten.
S.P.: Ahmetin tanıması önemli değil, iyi insanlar değil mi?
S.Y.: İyi insanlar abi, olmasa...
S.P.: He. Çünkü o tespih bizimle beraber klişeleşmiş bir tespih.
S.Y.: İyi insanlar olmazsa zaten sana...
S.P.: Kaç tane tespih lazım?
S.Y.: Abi 4 tane lazım.
S.P.: Tamam ilk üretimden sana hemen yollatacağım kardeşim.
S.Y.: Tamam sağ olun abicim, Allah razı olsun.
Tespihi Üsteğmene vermiştim
(09.04.2004 Saat:20.42)
SEDAT PEKER: Nasılsın kardeşim?
METE: Teşekkür ederim abi. Dün tespihlerle alakalı bir şey söylemiştim ya. Abi tanesini 300 milyondan yaptırıyoruz. 22-23 gram, 14 ayar, ayyıldızlı, kutulu.
S.P.: 22 mi, 23 gram mı?
M: 22-23 gram arası olur, onu tam şey yapamıyoruz dedi.
S.P.: Şu an bizim mevcut olanı 330a yaptırıyoruz. Senin arkadaşından yaptırırız, bir tane numune yollarız kardeşim.
M: Abi benim var bir tane tespihim de, o tespihlerden değil. Başka bir tespih var iğneli falan.
S.P.: Yani benim verdiğimden değil mi o?
M: Yok abi değil. Ben ay-yıldızlı tespihimi şeye vermiştim abi, Uludağın komutanına vermiştim, Cihan Üsteğmene...
S.P.: Aloooo!..
M: Anladım abi, pardon.
S.P.: Anladın. Tanıyorum ben, senin arkadaşınsa vermiş olabilirsin.
M: Benim arkadaşım abi evet, evet.
S.P.: Öpüyorum seni, kendine iyi bak.