23
Mayıs
2024
Perşembe
ANASAYFA

SARS'ta 'biyolojik terör' iddası!

Gaziosmanpaşa Üniversitesi (GOPÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoyoji Bölümü öğretim üyesi Uzm.Dr. Köksal Pabuçcu, kitabında, Şubat ayı sonlarında ilk kez Çin’de ortaya çıkan SARS hastalığının arkasındaki bilinmeyen gerçekleri açıklıyor.

Uzm.Dr.Köksal Pabuçcu’nun yeni kitabı "Gizemli Zatürree SARS", geçtiğimiz hafta piyasaya çıktı. Pabuçcu, kitapta, İtalyan Le Repubblica Gazetesi’nin yaptığı bazı araştırmaları, Amerikan The Boston Milon Gazetesi’nin ortaya çıkardığı gizli bilgileri, Türk kamuoyuna ilk kez aktarıyor.

Pabuçcu, kitabında, "Hastalığın ortaya çıkmasından önceki dört ay içinde Çin’de neler yaşandı?", "Dört ay zarfında virüsler üzerinde Çin’de yapılan gizli araştırmalar nelerdi?", "Ancak bir doktorun ölmesiyle ortaya çıkan hastalıktaki gizem neydi?", "Çin, hastalığı dünya sağlık örgütünden neden sakladı?", "Hangi ülkeler tehdit altında?", "SARS aşısı bulundu mu?", "SARS bir biyolojik terör mü?" gibi bir çok soruya cevap veriyor.

Çin, hastalığı Dünya Sağlık Örgütü'nden neden sakladı ?

Çin’in Dünya Sağlık Örgütü’nden hastalığı sakladığını açıklayan Pabuçcu, bunun nedenlerini şöyle açıkladı: "Çünkü, dünyada ilk kez sınırları içinde görülen bu gizemli hastalıktan dolayı ekonomik olarak büyük bir yıkım yaşamaktan korktu. Nitekim öyle de oldu. Çin’in ekonomisi pozitif değerlerden negatif konuma, hayat ise durma noktasına geldi. Ancak gizlemekle hem kendi vatandaşları hem de tüm insanlık adına büyük hata işledi. Hastalık ortaya çıktığında Dünya Sağlık Örgütü’nce tedbir alınsaydı, Çin belki ekonomik açıdan zarar görecekti. Yüzlerce insan ölmeyecek belki de binlerce insan da hastalığa yakalanmayacaktı".

Bu bir biyolojik terör mü?

Çin’den başlayarak bütün dünyaya yayılan akut solunum yetmezliği hastalığı SARS’ın çıkışı hakkında değişik iddialar ortaya atılıdığını belirten Uzm.Dr.Köksal Pabuçcu, yapılan iddiaları şöyle değerlendiriyor: "Ancak bunlar arasında öyle bir iddia var ki, ABD’yi terörizmle suçluyor.

İddiaya göre, SARS virüsü, ABD tarafından laboratuvarda üretildi ve Çin’de yayılmaya bırakıldı. Bu iddia, yine Amerika’da Boston Milon Gazetesi tarafından ortaya atıldı.

Gazeteye göre, virüs, 4 ABD’li generalin yönetiminde çalışan bilim adamları tarafından, sadece Asya kökenlileri etkileyecek şekilde laboratuvarda üretildi. Bilim adamlarının SARS üzerinde yaptığı araştırmalar, virüsün laboratuar ortamında üretilebilme ihtimalinin olduğunu gösterdi. Yani virüs insan eliyle üretilmiş olabilirdi. SARS, ABD’nin ürettiği bir biyolojik silah olabilir mi? Bu soruya ’evet’ demek zor. Çünkü, böyle durumlarda kesin kanıt bulmak mümkün olmaz. Ancak, Amerikan ekonomisinin zorlu günler yaşadığına ve ABD’nin yakın tarihte yaptıklarına bakıldığında, bu sorulara net bir yanıt verilememektedir. ABD’nin en büyük gücü olan Dolar’a Euro’nun rakip gelmesi ve Euro’nun Ocak 1999’da Avrupa’da dolaşıma girmesi, Amerikan ekonomisini ve doların gücünü zayıflattı. Dünya ticaretinin Dolar’dan Euro’ya geçmesi durumunda Amerikan ekonomisi, altından kalkamayacağı bir darbe alacaktı. 11 Eylül’den sonraki süreçte yaşananlar, ABD’nin önce Hazar enerji yataklarına açılan kapılardan biri olan Afganistan’da, ardından Ortadoğu petrollerinin en önemli ülkesi olan Irak’ta konuşlanması akıllarda şüpheler uyanmasına neden oldu. Çin, ABD’nin karşısında güçlü bir blok oluşturmak yolundaydı. Çin ve Asya ülkeleri, ekonomisi ile ABD’yi ’sarsacak’ boyutlara ulaştı. Askeri yollarla Çin’in ’dize getirilmesi’ mümkün değildi. Çin, ancak ekonomik açıdan ’sarsılabilirdi’. Bu iddialara göre ABD, ekonomik çıkar amacıyla Çin’i ’sarsmak’ için böyle bir hastalığı üretmiş olabilir miydi?"

Tedavi ve aşı bulunmazsa ne olur ?

Aşısı bulunmadığı takdirde, bazı bilim adamlarının tahminlerine göre, hastalığın bir yıl içinde bir milyar gibi insana bulaşmasından endişe edildiğini belirten Pabuçcu, "Ancak aşısının bulunması çalışmaları hızla sürmektedir. Bilim adamları aşının iki üç aydan önce gündeme gelmesinin söz konusu olmadığını, ancak bunun bir yılı da bulabileceğinden söz ediyor. Güvenlik çalışmalarının yapılabilmesi için iki üç yıl gibi bir zamana ihtiyaç duyuluyor. Hastalığın öncelikle sağlık personeli arasında yayılma riski çok fazla olduğundan bunlara aşının yapılması ilk planda gündeme gelecektir" dedi.

TOKAT-(İHA)
Yayın Tarihi : 28 Aralık 2003 Pazar 12:00:05


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?