Alman basını, dün dini tatil olması sebebiyle Başbakan Gerhard Schröderin Türkiye ziyaretine bugünkü haber ve yorumlarında geniş şekilde yer verdi.
Frankfurter Rundschau gazetesi, Schröderin diplomatik suskunlukta fazla ileri gittiğini öne sürerek, Schröder, ev sahibinin sorunları için çok anlayışlı davrandı. Ermeni konusunda sınırı aştı. Katliamlardan, o dönemde yaşanan olaylar diye söz edildiğinde, işleyen dostluk bir yalanlar fıçısına dönüşür ifadelerini kullandı.
AB süreciyle ilgili olarak Türk hükümetinin gerekeni yaptığı, yeni reformlar ve yasalar çıkarttığı, güvenceler verdiği ifade edilen yorumda, Ceza Kanununun bir kısmı henüz tamamlanmadı ve ABnin yeni üyesi Kıbrıs Rum Kesiminin tanınması olarak yorumlanabilecek Gümrük Birliği Ek Protokolü de hala imzalanmadı. Ancak müzakerelere başlanması için takvim tehlikede değil denildi.
İstanbulda polisin göstericilere müdahalesinin Schröder tarafından da endişe verici bir durum olarak değerlendirildiği belirtilen yorumda, şöyle denildi: Diğer yandan Schröder, Ermeni konusunun zorlanmasını ilk aşamada Birlik partilerinin (CDU/CSU) bir sabotaj çabası olarak görüyor. Schrödere göre bazı durumlarda çizgiye bağlı kalınması gerekiyor. Dünyanın karışık bir bölgesinde Avrupa modeli yükümlülüğünü üstlenmiş laik Müslüman bir müttefik ülkeye sahip olma ümidi her şeyin üzerinde öncelik taşıyor ve Schröderin dediği gibi Bunun değişken kamuoyu yoklamalarına bağlanması söz konusu olamaz. Bundan, teselli vermenin ve cesaretlendirmenin, şüphe ve uyarıdan daha önemli olduğu sonucu çıkıyor.
Der Tagesspiegel gazetesinde yayımlanan bir yorumda ise Schröderin Haliçte Patrikhaneyi ziyaretinde Hıristiyanlar için fazla bir şey yapmadığı görüşüne yer verildi.
Schröderin, Türkiyede yaşayan Hıristiyanlara, istedikleri tüm hakların verilmesi konusunda sabırlı olmaları gerektiğini söylediği ifade edilen yorumda, Schröder, Başbakan Erdoğan ile yaptığı görüşmesinde de dikkatli davrandı. Türk devletinin din özgürlüğünde zorlanmasının nedeni, Erdoğan ve onun dini değerlerinde yatmıyor. Erdoğanın elinde olsaydı Ortodokslar hemen yarın papaz eğitimine başlayabilirlerdi. Ancak böyle bir hak herkes için geçerli olacağından, İslami örgütler de, şu an olduğu gibi Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından kontrol edilmek yerine tabii ki kendi Kuran ve imam okullarını açmayı isteyeceklerdir şeklinde görüşe yer verildi.
AB ANAYASASI REFERANDUMU
Financial Times Deutschland gazetesi, Türkiye ve Almanyanın, Fransada yapılacak AB Anayasası referandumunun başarısızlıkla sonuçlanması durumunda bile AB ile üyelik müzakereleri için belirlenen takvime bağlı kalmak istediklerini yazdı.
Gazetenin haber-yorumunda, Schröder ve Erdoğanın İstanbulda yaptıkları açıklamada, Fransızların referandumda Hayır demeleri durumunda bile, bunun müzakerelerin başlangıcını etkilememesi gerektiğini belirttikleri ifade edilerek, AB Anayasasının Fransızlar tarafından reddedilmesi halinde, Fransız hükümetinin, ülkede Türkiyeye şüpheyle yaklaşan havayı dikkate alarak katılım sürecini engellemesi söz konusu. Ayrıca Fransızlardan çıkacak Hayır, AB içinde de bundan sonraki genişleme adımlarının sorgulanmasına yol açacak bir krize neden olabilir denildi.
Başbakan Erdoğanın danışmanı Cüneyt Zapsu, bu gazeteye yaptığı açıklamada, Nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, referandumun etkisi sıfırdır. Türkiyenin reform yolunda kararlılıkla yürümeye devam etmesi halinde, AB de yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadır. Aksi takdirde inandırıcılığını kaybeder dedi.
Süddeutsche Zeitung gazetesi ise Schröderin yaptığı tüm
konuşmalarda reformların gözden kaçırılmaması yönünde uyarıda
bulunarak, güvenlik güçlerinin kötü muamelesi, düşünce özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar ve kadınlara ayrımcılık yapılmasının Avrupanın değerleriyle bağdaşmadığını söylediğini yazdı.
Gazetenin yorumunda, Erdoğanın ise reform iradesinin sürdüğünü vurguladığı, ancak AB tarafından talep edilen Ankara Protokolünün ne zaman imzalanacağı konusunda somut bir tarih vermediği belirtildi.
Yorumda, Başbakan Erdoğanın, Fransada yapılacak AB anayasası referandumu nedeniyle duyduğu endişeyi dile getirerek, referandumun olumsuz sonuçlanması halinde ABnin genişleme iradesinin azalacağını söylediğine işaret edildi.
Süddeutsche Zeitung, Erdoğan ve Schröderin, sözde Ermeni soykırımıyla ilgili olarak bir uluslararası tarihçiler komisyonu oluşturulmasının mantıklı olacağı konusunda uzlaşma sağladıklarını kaydederek, Erdoğan, bu trajediyi konu alan ve Alman SPD partisi ile Yeşiller tarafından da desteklenen CDU önergesini eleştirdi. Schröder ise Federal Meclisi etkileyemeyeceğini söyledi diye yazdı.
AA
Yayın Tarihi :
6 Mayıs 2005 Cuma 19:55:15
Güncelleme :6 Mayıs 2005 Cuma 19:56:47
Yorumlarınız
ALMANLARLA ERMENİLERİN NE ALAKASI VAR? IP: 81.215.168.xxx Tarih : 7.05.2005 02:31:45
ÇOK ALAKASI VAR.ALMANYA KUTSAL PAPALIK TACINI ALDI.YENİ PAPA ALMAN JOSEF RATZİNGER.ALMANYA KUTSAL ROMA GERMEN İMPARATORLUĞUNU KURMANIN PEŞİNDE.BUNUN İÇİNDE KARADENİZ VE AKDENİZİ KONTROL ALTINA ALMASI LAZIM.KIBRISTA AKDENİZ GÜVENLİĞİ İÇİN A.B TARAFINDAN ÇOK ÖNEMLİ.ORTA ASYANIN BÜTÜN KAYNAKLARINI AVRUPAYA TAŞIMAYA ÇALIŞIYORLAR.BÖYLECE ÇİNİ DE DURDURMUŞ OLACAKLAR.SORUN ŞURADA AMERİKANIN DA HEDEFİ AYNI.İKİSİ YARIŞIYORSA SONUÇ SAVAŞ.EĞER İKİSİ BU KONUDA ANLAŞMIŞLARSA(A.B-A.B.D)BİZİM İÇİN ÇOK KÖTÜ OLUR.GÖRÜNEN KADARIYLA ANLAŞMIŞLAR.