19
Mayıs
2024
Pazar
ANASAYFA

'Şefkat meleğinden, şeytanın suretine'

İngiliz Pazar gazetelerinde, Iraklı esirlere işkence ve kötü muamele ile ilgili yeni bilgiler ve yorumlar öne çıkıyor.

Tüm gazetelerin birinci sayfalarında aynı fotoğraf var. Fotoğraftaki sima tanıdık. Bağdat yakınlarındaki Ebu Gurayb hapishanesinde çekilen o meşhur fotoğrafta, çıplak Iraklı esirlerden oluşan yığının arkasında gülümserken görülen Amerikalı kadın asker Sabrine Harman'ın yeni bir fotoğrafı bu.

Harman yine gülümsüyor. Ama bu sefer Iraklı bir çocukla kolkola. İki fotoğraf arasındaki çelişkiyi, Sunday Telegraph, "Şefkat meleğinden, şeytanın suretine", Sunday Times ise, "Dost mu? Tacizci mi? diye tanımlamış.

Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in, Cuma günü, işkence ve kötü muamele görüntüleriyle ilgili, "daha kötüsü gelecek"
derken neyi kastettiği de netleşmeye başlamış.

Independent on Sunday'in, Amerikan ordu kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Amerikan askerleri, yeni fotoğraf ve görüntülerde, Iraklı bir kadın esire ve bir erkek çocuğa tecavüz ederken, bir esiri öldürene kadar döverken ve bir esirin cesedi ile cinsel ilişki halinde görülüyor.

Sunday Times'ın haberinde ise, Iraklı esirlere işkence ve kötü muameleyi araştıran İngiltere Savunma Bakanlığı'nın ulaştığı bir dizi fotoğraf tasvir edilmiş.

Habere göre, fotoğraflarda İngiliz askerler, esirleri, birbirleriyle oral ve anal seks yapmaya zorluyor. İngiliz askerleriyle ilgili bir haber de Observer'ın manşetinde.

Gazete, Amerikan askerlerinin işkencelerine sahne olan Abu Gurayb hapishanesinde, İngiliz istihbarat subaylarının da, bir süre görev yaptığını anlatıyor.

Haberde, burada görev yapan üç İngiliz subayın, işkence ve kötü muamele olaylarından haberdar olmadığı şeklindeki, İngiltere Savunma Bakanlığı açıklamasına da yer verilmiş.

Sırada, işkence kurbanlarından Haşim Muhsin Lazim'in Sunday Telegraph'a anlattıkları var. Sokaktaki bir kavgaya aşırı sert bir şekilde müdahale eden bir Amerikan askerini uyardığı için gözaltına alındığını söyleyen Lazim şöyle devam ediyor.

"Kafamıza çuval geçirip, ellerimizi arkadan bağlayıp koridorda koşmaya zorladılar. Önümüzü göremediğimiz için duvarlara çarpıp duruyorduk. Sonra daha beteri geldi".

"Ellerimizi çözüp, elbiselerimizi çıkardılar ve birbirimizin erkeklik organları ile oynamaya zorladılar. Durduğumuz anda çok sert bir şekilde vuruyorlardı. Daha sonra beni alıp bir köşeye çektiler. Başka bir tutukluyu önümde, diz çöküp oral seks yapmaya zorladılar".

"Daha sonra, en altta dört, onun üstünde iki, en üste de bir kişi gelecek şekilde, bir piramid oluşturmaya zorladılar. 30 dakika bu şekilde durmak zorundaydık ama sürekli düşüyorduk".

"En sonunda, ata biner gibi üzerimize binip, postallarıyla sürekli mahmuzlayarak, çığlıklar atarak, hücrelerimize kadar götürdüler. Beni öldüreceklerinden neredeyse emindim. İnsanı bu kadar aşağıladıktan sonra yaşamasına neden izin versinler ki. Ama sonunda salıverildim".

"Irak'a, ilk geldiklerinde çok mutlu olmuştum. Sadr şehrinde onları sevinç gösterileriyle karşılamıştık. Gerçekten onları kahraman gibi görüyorduk. Ama şimdi Amerikan medeniyetinden, demokrasiden bahsedilince sadece gülüyorum. Tek istediğim ülkemi bir an önce terk etmeleri.

"İngiliz yetkililer hapishanede işkence olaylarını ne zamandır biliyordu?" Independent on Sunday, miletvekillerinin bu hafta içinde, İngiltere Savunma Bakanlığı yetkililerine bu soruyu yönelteceğini hatırlatıyor ve ekliyor.

"İşkence iddiaları ile ilgili karmaşa dün, Başbakan'ın sözcülerinden birinin, Kızılhaç'ın işkence iddialarına ilişkin bir raporunun, Şubat ayında hükümete iletildiğini söylemesinin ardından arttı".

Observer ise, Kızılhaç'ın, fotoğraflar ortaya çıkmadan çok önce, Amerikan yönetimini de açık bir şekilde uyardığını söylüyor.

Haberde, Kızılhaç başkanı Jakob Kellenberger'in, Amerika Birleşik Devletleri başkanı George Bush'un en yakınındaki isimleri, ulusal güvenlik danışmanı Condoleezza Rice, Savunma Bakan yardımcısı Paul Wolfowitz ve Dışişleri Bakanı Colin Powell'ı bizzat uyardığı anlatılıyor.

Independant on Sunday de, Abu Gurayb cezaevinde incelemelerde bulunan başka bir sivil örgüt olan CPT'nin gözlemlerine yer vermiş. Kuruluş yetkilisi Stewart Vriesinga şöyle diyor.

"Burada işkence kesinlikle sistematik olarak yapılıyor. 70'den fazla esir ile konuştuk. Bilinen iddiaların dışında, bazı mahkumlara sopalarla tecavüz edildiğini gördük".

"Şimdi gazeteciler gelip bana soruyorlar. Bu fotoğraflar buzdağının görünen kısmı mı diye? Ben de onlara şu cevabı veriyorum. Buzdağı o kadar büyüdü ki, artık etrafında bir damla bile su kalmadı".
sansursuz.com
Yayın Tarihi : 9 Mayıs 2004 Pazar 20:56:35
Güncelleme :9 Mayıs 2004 Pazar 21:33:10


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?