20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

'Sıhhıye Köprüsü'nü geçmemişler

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Benim 'valim kamyonla fakire kömür dağıttığı gün bu ülke uçar' dediğim zaman değişik çevrelerden bazı itirazlar yükseldi. Fakire yardım denildiğinde bunların dünyasında bunun karşılığı yok. Çünkü dünyaları, anlayışları, kavrayışları hep çıkar üzerine kurulmuş, fildişi kulelerden bunlar hep vatandaşı, halkı seyretmişlerdir'' dedi.


'SIHHIYE'NİN ÖBÜR TARAFI'

Başbakan Erdoğan, İçişleri Bakanlığı'nda yapılan valiler toplantısında yaptığı konuşmada şunları kaydetti:
''Terör örgütü yıllarca bunu kullanmıştır: 'Devlet burada var mıdır?', 'Hani okulunuz' demiştir. 'Hani Hastaneniz?' demiştir. 'O makamlara gidebilir misiniz siz, erişebilir misiniz?' demiştir. Şimdi bu iş, hamdolsun tersine dönüyor. Tersine döndükçe de onlar güç kaybına uğruyor. işte bu süreci bizim şimdi hızlandırmamız lazım. 

Türkiye'nin dört bir yanında her bir kardeşimiz sizlerin ilgisi sayesinde, devletin tepesinde dönüp duran bir tokmak değil, sorunlarını çözen, gören, gözeten olduğunu kavramalı, anlamalıdır. Bu anlayışı her bir ilimize hakim kılmak zorundayız. 

Sıcak makam odalarınızda oturarak, lojmanla makam arasında mekik dokuyarak,sokağa çıkmadan, halkın içine girmeden, halkla yüz yüze gelmeden varacağınız hiçbir sonuç, hiçbir hedef, hiçbir başarı yoktur, olamaz. Artık protokol valiliği dönemi sona ermiştir, artık hizmet valiliği geçerlidir. 

Geçenlerde bir ifade kullandım. 'Benim valim kamyonla fakire kömür dağıttığı gün bu ülke uçar' dediğim zaman, değişik çevrelerden bazı itirazlar yükseldi. Fakire yardım denildiğinde bunların dünyasında bunun karşılığı yok. Çünkü dünyaları, anlayışları, kavrayışları hep çıkar üzerine kurulmuş, fildişi kulelerden bunlar hep vatandaşı, halkı seyretmişlerdir. 'Nasıl olur da hükümet kömür dağıtır?', 'Nasıl olur da hükümet yoksula, garibe, gurebaya yardım dağıtır?', 'Nasıl olur da bir başbakan, bir vali, bir kaymakam, bir general bir arada vatandaşıyla aynı sofrada oturup, aynı tencereden çorbayı kaşıklamaya başlar?' Bunların kitabında, bunların dünyasında böyle bir anlayış yoktur. Bunu bir türlü anlayamazlar. Nedeni çok basit: Çünkü hayatlarında bir yoksulun üşüyen elini tutmamışlardır, bir fakirin sofrasına oturmamışlardır, bir gecekonduda eksi 20 derecede gece nasıl geçirilir bunu hissetmemişlerdir. Bunlar hayatlarında, belki geçmiş zaman olur ki diye televizyon programları var. Onu bir kenara koyacak olursak soba bile görmemişlerdir. 

Bunlar Sıhhiye Köprüsünün öbür tarafına sadece havaalanına geçmek için geçerler. İstanbul'un Karagümrük'ünü, Ankara'nın Kuşçağız mahallesini, Diyarbakır'ın Benusen mahallesini bunlar bilmezler. Oraları gezmediler, dolaşmadılar. Dağıtılan kömürün hangi yaralara merhem olduğunu bunlar tahmin bile edemezler.
Bakın, biz istediğimiz kadar okul yapalım. derslik yapalım, bütün okullarımızı bilgisayar sınıflarıyla donatalım, dünyanın en modern eğitim sistemini kuralım, eğer o çocuklarımız akşam evlerine gittiklerinde sıcacık bir oda, sıcacık bir yuva, sıcacık bir kase çorba bulamıyorlarsa bütün o okullar, derslikler, bilgisayarlar anlamsız olur.
Biz yoksulluğun kaynanığını kurutmaya, devletin sosyal fonksiyonlarını hayata geçirmeye ant içtik. Ancak bu bugünden yarına şüphesiz ki olacak bir şey değildir.'' 

Başbakan Erdoğan, yoksulluğu bir gecede silip atmanın mümkün olmadığını ifade ederek, ''sabır ve tahammül ile adım adım, ilmik ilmik bu sorunun üzerine gittiklerini'' söyledi.

aa
Yayın Tarihi : 17 Ocak 2008 Perşembe 16:43:34
Güncelleme :18 Ocak 2008 Cuma 00:45:10


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
tuna koru IP: 88.242.101.xxx Tarih : 17.01.2008 20:46:17

fakir fukara edebiyatıyla geldiğin bu noktadan sonra gidecek yerin kalmadı ona buna saldırıyorsun ülkenin ekonomik bir krizin eşiğinde olduğunu saklamak için durmadan gündem değiştiriyorsun sıcak paradan cari açıktan ABD imf ve dünya bankasına verdiğin sözlerden bahsetmiyorsun ZENGİNİ ÇOK DAHA ZENGİn fakiri senin kömür ve erzak yardımlarınla hayatını idame ettirecek kadar fakir yaptın ülkeyi yabancılara haraç mezat pazarlarken hiç vicdanın sızlamıyormu?aldığın %46.5 e güveniyorsan tarih zamanı geldiğinde burnunun üstüne çakılmış yüce divanda yargılanmış senin gibi laf ebelerinin enkazlarıyla dolu bunuda bilesin anayasayı biran önce değiştirmeye çalışman bunun korkusu olmasın?


Sukru Arslan IP: 82.231.126.xxx Tarih : 17.01.2008 22:25:58

SAYIN RTE, YETMISLI YILLARDA SIHHIYE'NIN OTE YANINDAKI MAHALLELERDE BIZIM KUSAK FAKIR FUKARA EDEBIYATI YAPARAK ULKEDE DEVRIM YAPMAYA CALISIYORDU. AMA OLMADI. O INSANLAR YARDIMI KAPI ICINE ALDILAR, LAF KISMINI KAPI ONUNDE BIRAKTILAR. SIMDI SIZ AYNI MAHALLE SAKINLERINE AYNI CUMLELERLE SESLENEREK ULKEYI ORTACAGA GOTURMEK ISTIYORSUNUZ. SOZLERINIZE SIZIN BILE INANMADIGINIZI DUSUNUYORUM. CIN ATASOZUNU BILMEMENIZ MUMKUN DEGIL: "BANA BALIK VERIRSEN BIR OGUN, BALIK TUTMAYI OGRETIRSEN HER OGUN DOYARIM."