13
Haziran
2025
Cuma
ANASAYFA

Şimdi de Türk kadınlarını anlattı

Yazdığı 'Love In A Headscarf' (Başörtüsü İçinde Aşk) kitabı ile bir anda ünlenen ve tüm dünya medyasının peşinden koştuğu isim haline gelen Selina Zehra Canmuhammed, ilk kez İHA'ya konuşarak kitabı, İslam, yaşadığı tecrübeler ve Türkiye ile ilgili çok çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Tanzanyalı göçmen bir ailenin kızı olan ve halen Londra'da yaşayan Oxford Üniversitesi mezunu 34 yaşındaki Canmuhammed, sıradışı kitabı Başörtüsü İçinde Aşk kitabı ile Müslüman kadının da batılı kadınlar gibi doğru insanı bulana kadar flört etmesi gerektiğini ve iyi bir eşin flörtsüz bulunamayacağını yazarak İslam dünyasında yeni bir tartışma başlatmıştı.

10 yıl boyunca yaklaşık 50 başarısız flört deneyimini espirli bir şekilde kaleme alan Canmuhammed, aslında verilmek istenen mesajın çok ciddi olduğunu, Müslüman kadının da aşık olabileceği ve aşkı kendi seçtiği insanla yaşayabileceğini, İslam dinini temelinde de sevmek, sevilmek ve aşk olduğunu söyledi.

- "50 KİŞİ İLE ÇIKMAM İSLAMA AYKIRI DEĞİL, AİLEM TEŞVİK ETTİ"
Kendisini Avrupalı Müslüman olarak tanımlayan Canmuhammed, ailesinin görücü usulü ile, zorlama bir evlilik için hiç bir zaman baskı yapmadığını ve aracılar, arkadaş çevresi bazen aynı sosyal ortamda bulunduğu, elektrik aldığı kişiler ile belirli ölçü ve sınırlar içinde görüştüğünü ve bunun İslam'a aykırı olmadığını kaydetti. "Eğer koca adayları uygun değilse, doğru insanı bulmak için arayışlarınıza devam etmelisiniz. Sayının bir önemi yok artık günümüzde. Bir ömür harcayacağınız insanın sizinle tam uyum
içinde olması gerekir. Zorla evlilik olmaz. Dünyadaki boşanma oranları her şeyi açıklıyor" dedi.

"KRİKET MAÇI İÇİN 2 SAAT GECİKMELİ RANDEVU: CİMRİ AŞIKLAR, KİTAP DÜŞMANLARI"
Kitabında anlattığı hikayelerin komik olduğu kadar düşündürücü olduğunu belirten Canmuhammed, Samir adlı gayet yakışıklı bir gencin sırf kriket maçını seyretmek için randevuya 2 saat geç geldiğini öğrenince "şok" olduğunu belirtti. Bu deneyimden de evleneceği insanın en azından randevuya vaktinde gelerek kendisine saygı göstermesi gerektiğini ve ilk gün böyle davranan damat adayının ileride kendisine hiç saygı duymayacağını kaydetti.

Potansiyel damat adaylarından Halil'in ise buluşmadan bir gün önce kendisini arayarak, "Aracılar vasıtasıyla yarın buluşacağız ancak sana cevabım şimdiden 'hayır' olacak çünkü sen çok kısa boylusun" dediğini belirten Canmuhammed, bu cevaba rağmen kendisi ile buluştuğunu ve asıl şoku buluştuktan sonra yaşadığını söyledi. Akşam yemeği için buluştuklarını ve yemekten sonra Halil'in yemek parasının yarısını ödediğini belirten Canmuhammed, "İlk buluşmada erkeklerin hesabı ödemesi güzel bir davranış olurdu ama esas şoku hesabın benim payıma düşen kısmına ait bozuk paraları cebine indirmesi ile yaşadım" şeklinde konuştu.
Bir başka damat adayının da ailesinin evinde kendisini ziyarete geldiğini belirten Canmuhammed, "Beyefendi içeriye girdiğinde karşısında kütüphaneyi görünce 'kitapları da, kitap okuyanları da sevmem' dedi, tabii bunu duyunca bu ilişki de başlamadan bitti" dedi.

"İLK HZ. HATİCE PEYGAMBER EFENDİMİZE YAKLAŞTI, İSLAMA GÖRE KADIN İLK ADIMI ATABİLİR"
İslam'ı tam olarak kavrayıp, kavramadığını sorgulayan Canmuhammed, Peygamber efendimize ilk yaklaşanın Hz. Hatice olduğunu ve İslam dinine göre kadınların da inisiyatifi ele alarak erkeğini seçebileceğini iddia etti.
Canmuhammed, "Peygamber efendimiz örneğinden yola çıkarak niçin genç Müslüman kızlar veya aileleri erkek tarafına yaklaşmasın, bunda utanılacak bir şey olmaması gerekiyor. Ben bunu hep sorguladım, İslam buna izin veriyor. Eğer karşındaki insandan hoşlanıyorsan ve senin için doğru insan olduğuna inanıyorsan aracısız, direk sosyal ortamlarda tanışmanın ne sakıncası olabilir ki. Aşkı öcü veya tabu gibi niye görelim, aşk lütuf'tur" dedi.

"TÜRK KADINI ÇOK GÜZEL, KALİTELİ VE SAVAŞÇI"
Geçen yıl İngiliz Dışişleri Bakanlığının organizasyonu ile Türkiye'ye geldiğini ve Türkiye'deki kimlik arayışlarına tanık olduğunu belirten Canmuhammed, Türk insanın batıya mı doğuya mı ait olduğunu aynı şekilde laikliğin inanç özgürlüğünü ne kadar kucaklayacağının sorgulandığına şahit olduğunu söyledi. Türk kadının başörtüsü ve inanç özgürlüğü konusundaki yaklaşımlarının Avrupa ve İngiltere'de dahi etkisini gösterdiğini iddia etti.

Canmuhammed , "Türk kadını çok güzel, zeki ve kaliteli Hayran kaldığımı söyleyebilirim. Kendilerine güvenleri tam ve hakları için sonuna kadar savaşacaklarına olan inançları tam. Başbakan Tayyip Erdoğan'a çok saygı duyduğunu belirten Canmuhamed, Erdoğan'ın Türkiye'yi modernleşme yolunda büyük mesafe almasını sağladığını, Ortadoğu ve Arap dünyasında bir kahraman olarak algılandığını ve bu durumun ileride Türkiye'yi çok daha önemli bir konuma getireceğini iddia etti.

"KOCAM KISKANÇ DEĞİL AKSİNE GURUR DUYUYOR"
Birçok başarısız flört denemesinden sonra Abdullah isimli bir gençle evlenen Canmuhammed, kocasının kıskanç olmadığını aksine yazdığı kitabın birçok genç insana ulaşarak etkilenmesinden dolayı büyük mutluluk ve heyecan duyduğunu belirtti.

Dünyada Müslüman bir genç kızın aşk dolu yaşam serüvenini anlatan bu tür bir kitabın örneğinin olmadığını belirten Canmuhammed, 'terörizm, adam kaçırma, töre cinayetleri vs ile anılan Müslüman kadını ilk kez 'aşk' boyutu ile anılıyor. Bu kitapta prensten çok prenses ön planda ve bir genç Müslüman kadının hayat yolculuğu ve dünyadaki yerini arayışıdır."

"MÜSLÜMAN BRİDGET JONES"
Kitabı yazarken Bridget Jones kitabından etkilenmediğini belirten Canmuhammed, yazdığı kitabın birçok açıdan ilk olduğunu ve bir genç Müslüman kadının aşk dolu yaşam hikayesini anlattığını belirtti. Bazı çevrelerin kendisini Bridget Jones'a benzetmesini de anladığını belirten Canmuhammed, 'iki hikayede de kadının kendini sorgulaması ve algılaması var. Ancak umarım okurlar kitabımdaki mizah unsurları, kişisel hikayelerin yanı sıra genç bir Müslüman kadının neler yaşayıp, nasıl mücadeleler verdiğini de
görebilirler" şeklinde konuştu.

"BAŞÖRTÜSÜ TAKAN KADIN DA AŞIK OLUR"
Kitabına güçlü bir başlık bulmak için çok düşündüğünü belirten Canmuhammed, "Batıda başörtüsü çok güçlü bir simge ve aşk da aynı şekilde çok sembolik bir unsur. Bu iki kavramı yan yana koyduğunuzda çok etkileyici bir başlık çıkıyor ortaya, sözde başörtüsü takan kadın aşık olamaz, ama iste oluyor. Tüm kitabın anlatmak istediği de bu zaten' dedi. Önümüzdeki günlerde yine çarpıcı bir konuyu ele alacak bir kitap hazırlığında olduğunu söyleyen Canmuhammed, yeni kitabının konusu hakkında daha sonra açıklama yapacağını kaydetti.

İHA
Yayın Tarihi : 25 Şubat 2009 Çarşamba 11:42:30
Güncelleme :25 Şubat 2009 Çarşamba 11:59:34


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
mehdi IP: 78.184.188.xxx Tarih : 26.02.2009 10:14:48

sapkınlığın ve kendi kötü nefsinin azgın ve isteklerini islama isnad ederek açıklamasına pes diyorum.flört inancı bir müslümana kimse mal edemez böyle bir inanç sistemi ancak kafirler ve münafıklar için kabul edilebilir bir durumdur.bir müslüman iffetinden asla taviz vermez.veremez.yüce dinimiz islam değil. el değmesi.namahreme bakışı bile yasaklar.sanırım bu kadın ya bir münafık veya islama karşı bir karalama  veya kukla olarak kullanılıyor.ben bir müslüman olarak bir kızın eli bir erkeğin eline değdiğini görsem ben o kızı almam simdi size soruyorum dünyadaki tüm müslüman kardeşlerime hiçbir kuşun konmadığı dalmı veya kuşların konduğumu.kesinlikle bu kadının fikirleri müslümanları temsil etmez.iffetli bir mümine için hz.meryemi-bu kadının fikrini savunanlarada-yedi kocalı hürmüz filmini hatırlatırım.biz müslüman olarak kadere inanırız rabbimizin izni dışında bir şey olmaz.. bakın bu kadın diyorki ben 50 kişiyle flört ettim diyor ama sonunda ne oldu tek bir adama varmadımı.?eğer o kadın hiç erkek aramasaydı rabbine samimiyetle ibadet edip tevekkül etse bu adamla yine buluşacaktı.belkide rabbimiz insanlara ibret olsun diye başından geçen bu olayları yarattı.eğer kader gerçeği bazı insanların kafasında soru işareti bırakıyorsa bu demekki o insanın samimi bir müslüman olmadığı veya gafillik söz konusudur .. yüce rabbimizin her şeye gücü yeten yaratıcı olduğu unutulmamalıdır.çünkü o yaratır  sınırsızdır o.örneğin bakın yüce rabbimiz bin dörtyüz sene önce yarattığı bir haberi resulullah s.a.v e bildirdi demiştiki fırat nehri 3 gün durucak suyu kesilicek. peki kesilmedimi..?varmı bunu yalanlayan işte kader budur . bunun gibi daha sayısız örnekler var......selametle.