20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

'Siyasi çıkarların hesabı yapılıyor'

Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Anayasa değişikliği ve türban tartışmalarına ilişkin, sorunun türban sorunu değil, dinin siyasete alet edilip edilemeyeceği sorunu olduğunu söyleyerek "laiklik" ilkesinin değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceğini belirtti.

Uğur Mumcu'yu Anma etkinlikleri kapsamında Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde düzenlenen "Tam Bağımsızlık Bilinci" konulu açık oturum yapıldı. Bağımsız Cumhuriyet Partisi Genel Başkanı Mümtaz Soysal'ın yönettiği açık oturuma Kanadoğlu'nun yanı sıra eski Devlet Bakanı Hikmet Uluğbay ile Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın konuşmacı olarak katıldı.

-"SİYASİ ÇIKARLARIN HESABI YAPILIYOR"-

Kanadoğlu, son dönemlerde tartışılan üniversitelere türban serbestisinin getirilmesi konusunun aslında Türkiye'de dinin siyasete alet edilip edilemeyeceği sorunu olduğunu söyledi. Kanadoğlu "Eğer, din siyasete alet ediliyor ve siyasi iktidarlar bunu bir istismar konusu olarak kullanabiliyor ve bunu kötüye kullanarak siyasi çıkar sağlıyor ise o ülkede ne demokrasiden ne de bağımsız yargıdan söz etmek mümkün değildir. Çünkü dinin siyasete alet edilmesini önleyebilecek tek organ bağımsız yargıdır” dedi. Siyasi çıkarların hesabının yapıldığını savunan Kanadoğlu, “Kutsal kitabımızda olmayan bir örtünme biçimini dinsel bir simge haline getirip bu dinsel simgeyi siyasi simge olarak kullanarak siyasi çıkar sağlama amaçlanıyor” diye konuştu.

-"LAİKLİĞİN DEĞİŞTİRİLMESİ TEKLİF DAHİ EDİLEMEZ"-

Kanadoğlu, Anayasanın laiklikle ilgili maddesinin 'sulandırılarak', hukuka karşı hileyle ortadan kaldıracak bir biçimde anayasa değişikliğinin mümkün olamayacağını belirterek şöyle konuştu:

"Bugün değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek laiklik ilkesini sulandıracak, yozlaştıracak ve ortadan kaldıracak biçimde bir anayasa değişikliği ile yasalaştırdığınız zaman konu Anayasa Mahkemesi'ne geldiğinde Anayasa Mahkemesi'nin ilk olarak bakması lazım gelen şey. Bu yasalaşan teklifin anayasaya uygun olup olmadığıdır. Yani değiştirilmesi teklif edilemeyecek bir metin olup olmadığıdır. Bunu hileyle anaysa değişikliği şekline soksalar bile teklif edilemeyecek bir metin her şeyden önce görüşülme imkanına sahip değildir.”

Cumhuriyet'in temel ilkeleri üzerinde değiştirilmesi teklif edilemeyecek her hareketin gayri meşru olduğunu da dile getiren Başsavcı Kanadoğlu, "Eğer yargı bağımsızlığını ortadan kaldıracak olursanız ortaya çıkacak rejimin adı hiçbir zaman demokrasi olmayacaktır.Kurulacak dikta bugün olduğu gibi dinci tek adam diktası yolunda hızla ilerlemektedir… Yeni anayasa yapma hevesi içinde olanların amacı bağımsız bir yargı değil; kendilerine bağımlı bir yargı yaratmaktır” diye konuştu.

-"ŞİMDİ SEFERBERLİK ZAMANI"-

BCP Genel Başkanı Prof. Dr. Mümtaz Soysal ise “İstiklal Harbi nasıl bir seferberlik olduysa şimdi de aynı şekilde seferberlik zamanıdır. Siviliyle askeriyle herkes karşı durmak zorundadır.Yaklaşık 90 yıllık bir macerayı çöpe atmaya hakkımız yok” dedi.

Soysal çıkarılacak yasalarla laiklik sözünü laiklik kavramını ortadan kaldırmaya kalkıldığı zaman aslında Cumhuriyet'i devirmeye teşebbüs edilmiş olduğunu savundu. Anayasa Mahkemesi'ne de görev düştüğünü belirten Soysal konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bir şey teklif dahi edilemez deniliyorsa o amaca yönelik olan her türlü tekliflere şekil bakımından itiraz etmek mümkündür. Cumhuriyet'in ayakta kalıp kalmaması söz konusu. Yüksek yargı Anayasa Mahkemesi böyle karar vermek zorundadır. Vermiyorsa Anaysa Mahkemesi değildir." Soysal, bir devlet yıkılmaya kalkışıldığında o devleti korumaya yükümlü olanların da ödevlerini yapmak zorunda olduklarını da sözlerine ekledi.

Anka
Yayın Tarihi : 27 Ocak 2008 Pazar 21:18:36
Güncelleme :28 Ocak 2008 Pazartesi 08:57:35


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
i.yigit IP: 82.31.185.xxx Tarih : 28.01.2008 02:06:16

Bir kere herkes, degisikligin teklif dahi edileyemecegini cok iyi biliyor. Bu noktada kimsenin de bir itirazi yok. Itiraz olunan sey, buradan ne anladiginizdir. Eger anladiginiz, insanlarin dini yasamlarina el uzatan, onlara sinirlandirma getirerek hayatlarini zorlastiran ve belki de iskence eden, insanlik ve hurriyet disi, ayni zamanda jakoben olan bir anlayisi, ki bu insanlar bas ortusunden baslayarak her sekilde kendi anlayislarini halka empoze etmek istemektedir, savunan insanlarin o ellerini kesmek ve o anlayisi yok etmek ise, bu son derece laiklige uygundur. Bence asil sorun, halkin ihtiyaclari ustunde kendilerini gorenlerin varligi ve daha acisi ulke yasaminda etkili olmalari. Ki bu durum, niyet soyle bir yanda kalsin, laikligin, demokrat cumhuriyetin ilkelerini bizzat bastan degistirmektir. Insallah Turkiye bu tur dinazorlari, dinazorlar mezarligina gomer.


ali güneş IP: 78.181.47.xxx Tarih : 27.01.2008 22:03:57

"LAİKLİĞİN DEĞİŞTİRİLMESİ TEKLİF DAHİ EDİLEMEZ" in herkes tarafından bilinmesi gerekiyor herhalde. Değişik düşünceleri akıllarından geçirenler ateşle oynuyordur herhalde.