24
Mayıs
2024
Cuma
ANASAYFA

Soykırım iddiasına ortak tavır

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, TBMM adına Büyük Britanya Avam Kamarası ile Lordlar Kamarası’na gönderilmesini istediği mektubu Başbakan Tayyip Erdoğan’a verdi. "Ermeni Soykırımı" kampanyasının uzun yıllardan beri sürdüğünü belirten Deniz Baykal, "Siyasi bir kampanya ile karşı karşıyayız" dedi. Çalışma nedeniyle Baykal’a teşekkür eden Başbakan Erdoğan ise "Varsa arşivleri açsınlar. Biz tarihle yüzleşmeye hazırız" dedi.

ERDOĞAN: "TARİHLE YÜZLEŞMEYE HAZIRIZ"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, basın toplantında, "Ermeni Soykırımı" iddialarıyla ilgili olarak dünyada yoğun bir kampanya yapıldığını belirterek, "Aslı astarı olmayan bu tür kampanyalar sonuç vermez. Samimiyetten uzak kampanyalarla bir yere varılamaz. Onların da arşivleri varsa buyursunlar açsınlar. Bilim adamlarının yaptığı çalışmalardan sonra atılacak adımlar varsa biz bu adımları atarız. Bu çalışmaları birlikta yaparız. Bu çalışmalardan sonra tarihle siyasetin hesaplaşması gerekiyorsa, biz iktidarı ile muhalefeti ile bir hesaplaşmayı yapmaya hazırız. Bu tür kampanyalarla kin tohumları ekilmemelidir. Bu çalışmalarından dolayı sayın genel başkana teşekkür ediyorum. Sanırım barış için öçnemli bir adım olacaktır" dedi.

Başbakan Erdoğan’ı TBMM’deki makamında ziyaret eden Deniz Baykal, görüşmede partisi tarafından hazırlanan ve TBMM adına Büyük Britanya Avam Kamarası ile Lordlar Kamarası’na gönderilmesi önerilen mektupta, bugüne kadar asılsızlığı ilan edilmeyen Mavi Kitap’ın "tarihi bir belge olarak geçersiz ve asılsız" olduğunun ilanı istendi.

Avam ve Lordlar Kamarası üyelerine hitaben yazılan mektupta, Türk halkı ve dünyada çeşitli ülkelerde yaşayan Türkler için büyük önem taşıyan 1915 Osmanlı-Ermeni trajedisine ilişkin bir konunun aydınlığa kavuşturulmak istendiği dile getiriliyor. 1’inci Dünya Savaşı sırasında İngiltere’nin savaş propaganda faaliyetlerinin "Wellington House" adıyla tanımlandığı anımsatılan mektupta, Wellington House’un propaganda amacıyla biri "Alman Vahşeti" diğeri de "Türk Vahşeti" adı altında iki rapor hazırladığına işaret edildi. Türkler hakkındaki raporun "Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermeniler’e Uygulanan Muamele 1915-1916" başlığıyla iki kitap halinde yayınlandığı ve bunun da "Alman Vahşeti"olarak anıldığı dile getirildi. Mektupta, 1925 yılında Lordlar Kamarası’nda dönemin Dışişleri Bakanı Sir Austin Chamberlain’in "Alman Vahşeti" adlı raporun asılsız propaganda malzemesinden başka bir şey olmadığını açıkladığını, ancak aynı şekilde asılsız propaganda malzemesinden başka bir şey olmayan Mavi Kitap hakkında böyle bir açıklama yapılmadığı ifade edildi.

"TÜRKLER GİTMELİ" PROJESİ

Mektupta, savaş propaganda bürosunun, Osmanlı İmparatorluğu’nun tahrip edilmesini ısrarlı bir şekilde 1. Dünya Savaşı’nın temel hedefi olarak göstermeye çalıştığı kaydedilirken, bu projeye Türkler’in Avrupa ve Anadolu’dan Orta Asya’ya sürülmesini öngören "Türkler Gitmeli" adının verildiği belirtildi. Mektupta, bu amaçla yürütülen ve asıl olarak Amerikan halkını hedef alan propaganda kampanyasının, İngiltere’nin Anadolu ile Mezopotamya’daki sömürgeci politikalarını mazur göstermeyi, önemli bir müttefik olan Rusların Yahudilere karşı uyguladıkları vahşeti ört-bas etmeyi ve özellikle Amerika’daki siyasi karar mercilerini, basını, akademisyenleri, çeşitli mezheplerden Hristiyan kuruluşlar ve fikir öncülerini, Türkler’in Ermeniler’e "insanlık dışı muamele uyguladıklarına ve katliam yaptıklarına" inandırmak ve Amerikan kamuoyunda yeterli tepki yaratmak suretiyle Amerika’nın savaşa katılmasının amaçlandığı kaydedildi.

Mektupta, uygulamaya konulan Türkler Gitmeli propaganda meteryalinin şu görüş ve inançları yaratmak ve yaymak amacını güttüğü dile getirildi:

"-Batı ile Anadolu’nun ve Mezopotamya’nın Türklerin işgalinden önceki eski kültürel mirası arasında yakınlık bulunduğu,
-Türklerin bölgede ilerlemeyi, ticareti ve sosyal gelişmeyi önledikleri,
-Türklerin, Osmanlı devletinin asli unsurları olan halklara ve özellikle Ermeniler’e, eşitlik ve adalet ölçüleri çerçevesinde kaynaşma ve bunları yönetim kabiliyetine sihap bulunmadıkları,
-Türk devletinin ıslah edilmesinin imkansız olduğu ve Türk toplumunun doğası nedeniyle reform yapma ve uygarca kendi kendini yönetme yeteneğinden mahrum bulunduğu,
-Başbakan Lyod George tarafından da saptandığı gibi bağnaz ve kabiliyetsiz bir millet olan Türklerin Avrupa ile Asya arasında stratejik köprü konumundaki Anadoluyu kontrol etmelerinin veya Almanya’nın bir uydusu olmalarının son derece tehlikeli olduğu,
-Osmanlı devlet sistemindeki her dini cemaatin kendini yönetmesi şeklindeki hoşgörüye dayandığı iddia edilen yaklaşımın, esasında Batının çoğunluğun yönetimi ve azınlıkların haklarına sahip çıkılması sistemiyle bağdaşmadığı."

GÖRGÜ TANIKLARI TAMAMEN UYDURMA

Mektupta, Büyükelçi Viscount Bryce’ın imzasını taşıyan Mavi Kitap’ın güya "Osmanlı askerleri veya Osmanlı vatandaşları tarafından Ermeniler’e karşı yapılan katliamlara ve diğer vahşete" ilişkin olarak 150 görgü tanığının anlattıtlarına dayandığı dile getirilirken, şöyle denildi: "Mavi Kitap, görünürde kişileri Osmanlı misillemesinden korumak amacıyla, görgü tanıklarının gferçek isimlerini açıklamamakta ve bu kişilere kod adlarıyla atıfta bulunmaktadır. Kısa bir süre önce İngiliz arşivlerinde bulunan Mavi Kitap’taki kod adlarının kimlere ait olduklarını gösteren bir savaş propaganda bürosu belgesi, bu 150 kişiden, 59’unun misyonerlerin, 52’sini Ermeni aktivistlerin ve yedisini de isyancı Ermeni Taşnak liderlerin oluşturduğunu ortaya koymuştur. Geriye kalan 32 kod adına gelince, bunlar ya tamamen uydurma kişilere aittir, yahut da aynı kişinin başka bir kod adıyla tekrardan gösterilmesi sonucu Mavi Kitap’ta yer almıştır."

"MAVİ KİTAP BİR ALDATMACA"

Mektupta, Mavi Kitap’ın İngiltere’nin savaş sırasındaki fevkalade başarılı bir propaganda faaliyeti olduğu, Osmanlı Ermenilerinin isyanıyla buna karşı Osmanlı Devleti’nin almış olduğu önlemler hakkında gerçekleri yansıtan güvenilir bir tarihi kaynak olmadığı dile getirilirken, kitabın savaş sırasındaki Tüm İngiliz vahşet propaganda etkinlikleri gibi uydurma ve yarı uydurma veya tarafgir rapor ve algılamalar üzerine bina edilmiş bir aldatmaca olduğu vurgulandı. Mektupta, Mavi Kitap’ın "tahripkar ve habis" etkilerinin bugün hala devam ettiği ve Ermeni aktivistler tarafından uluslar arası medya, siyaset adamları, fikir önderleri ve bilim adamları aldatılarak Türkiye’ye karşı kin ve nefret duygularının yayılmasında etken olduğu dile getirildi. Mektupta, İngiltere Hükümeti her ne kadar Mavi Kitap’ın geçersizliğini resmen açıklamış olmasa da bu kitaptaki belge ve iddiaların dayanaksızlığı, hükümsüzlüğü ve hukuken hiçbir değer taşımadığının, 1921 yılında Malta Mahkemesi tarafından alınan kararla dolaylı olarak ilan edilmiş bulunduğuna işaret edildi.

MAVİ KİTAP’I JCAG VE ASALA KULLANDI

Mektupta, Mavi Kitap’ın temelini oluşturan Türkler Gitmeli kampanyasının temel hedefinin, saygınlık ve haysiyetten yoksun oldukları iddiasıyla Türk milletinin, eşitlik ve egemenlik haklarından yararlanamayacağı ve Anadolu’da bin yıldır sürdürdükleri yaşamı devam ettirme hakkına da sahip olmadıkları yolundaki ırkçı görüşe meşruiyet kazandırmak olduğu vurgulandı. Mektupta, bu nedenle Mavi Kitap’ın, Ermeni Jenosidi Adalet Komandoları (JCAG) ve Ermenistan’ın Kurtuluşu İçin Gizli Ermeni Ordusu (ASALA) tarafından işlenen korkunç terör suçlarına ahlaki gerekçe olarak kullanıldığına işaret edildi. Bu teröristlerin 80’den fazla masum kişiyi öldürdüğü, 700’den fazla kişiyi yaraladığı ve 100’den fazla insanı rehin aldığı, bunun yanında Amerika, Avrupa, Orta Doğu ve Avustralya’da onlarca milyon dolarlık maddi zarara yol açtıkları dile getirildi.

Bugüne kadar asılsızlığı ilan edilmeyen Mavi Kitap’ın üstün nitelikte bir propaganda ve aldatma aracı olarak insanları zihnen ve ruhen etkilemeye devam ettiği belirtilen mektupta, "Milletlerin fikirlerini zehirlemek, onları birbirlerinin can düşmanı haline getirmek ve kin, nefret ve intikam saplantısının nesilden nesile geçmesine yol açmak ağır bir insanlık suçudur" denildi. Mektupta, bu bakımdan 1’inci Dünya Savaşı’nın tüm taraflarının, ortak tarihlerinin Osmanlı Devleti-Ermeni çatışmasının muğlak yönlerinin gün ışığına çıkarılması için etik ve nesnel bir yaklaşım sergileyerek insanlık ruhunda açılan yaranın iyileştirilmesine yardım etme sorumluluğu taşıdığına yer verilerek şöyle denildi:

"Bu inanç ve anlayışla ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Büyük Britanya ile geleneksel ittifak ve dostluk ilişkilerinden duyduğumuz derin memnuniyeti teyit ederek, Mavi Kitap’ın tarihi bir belge olarak geçersiz ve asılsız olduğunu ilan etmek suretiyle ortak tarihimizin bu önemli kısmına açıklık getirilmesini Büyük Britanya Parlamentosu’nun takdirlerine saygılarımızla sunuyoruz."


ANKA / SANSURSUZ.COM
Yayın Tarihi : 8 Mart 2005 Salı 21:07:16
Güncelleme :9 Mart 2005 Çarşamba 13:33:35


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ÖZLEM IP: 81.213.77.xxx Tarih : 9.03.2005 11:25:23
ERMENİ SOYKIRIMI ÜLKEMİZİN JEOPOLİTİK VE TARİHSEL ÖNEMİ DE GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULARAK, DIŞ GÜÇLERİNDE YARDIMIYLA ORTAYA ATILMIŞ BİR KARALAMA KAMPANYASI, ÜLKEMİZ ÜZERİNDE OYNAN OYUNLARDAN SADECE BİR TANESİDİR. LÜTFEN ARTIK UYANALIM... KENDİMİZDEN BABŞA DOSTUMUZ OLMADIĞINI GÖRELİM. TARİHİNİ VE GEÇMİŞİNİ BİLEN BİR MİLLETİN BÖYLE BİR SOYKIRIMIN ASLA GERÇEKLEŞMEDİĞİNİ TÜM DÜNYA'YA HAYKIRALIM.