Uzun süredir politik konularda açıklama yapmaktan kaçınan Nobel ödüllü yazarımız Orhan Pamuk, Japon Yomiuri Shimbun gazetesine konuştu. Pamuk, "On yılda bir askeri darbelerle karşılaşıyoruz. Allah'a şükür son 10 yılda böyle bir darbemiz olmadı. Ancak her gün, ordu bunu böyle yapmayın, bunu şöyle yapmayın diyor, ben bundan hoşlanmıyorum" dedi. Orhan Pamuk, günlük 10 milyon tirajla Japonya'nın en büyük gazetesi konumunda bulunan Yomiuri Shimbun'un sorularını yanıtladı.
SORUN GİBİ GÖRÜYORLAR
"Nüfusunun yüzde 99'u Müslüman olan bir ülke laik. Bazıları bu laikliğin sınırına ulaştığını söylüyor. Bu laikliğin doğal olmadığını düşünmüyor musunuz?" sorusunu yanıtlarken, "Siz fundamentalist laiklerin görüşlerini savunuyorsunuz. Fundamentalist laikler İslam'ın bir sorun olduğunu düşünüyorlar, ancak ben öyle düşünmüyorum. İslamcı fundamentalistler de var. Görüşünüz geçerli ve Türkiye'de bir hayli popüler, ancak ben mutabık değilim" karşılığını verdi. İslam'ın özel hayatın dışında bir ülkenin nasıl yönetileceğine, yasalara ve hükümetlerle ilgili yönleri bulunduğunu belirten Pamuk, şöyle devam etti:
ULTRARADİKAL LAİKLER
"Ancak bunlar, güçleri sadece ordunun gücü üzerine temellenen ultraradikal laiklerin tezleridir. Türkiye'de çoğunluğu oluşturan birçok kişi benim gibi, İslam ve laikliğin karışımına inanır. Şimdiye kadar Türkiye'de kamu yaşamı İslam kuralları tarafından belirlenmemişti, laikliğe göre belirleniyordu. Ben bir laikim, fakat liberal bir laikim. Halkın istekleriyle laikliğin enerjisi arasında bir uyum olmalı. Türkiye'nin laikleri aynı zamanda liberal de olmalı. Bizim güçlerini ordudan alan laiklerimiz var. Bu Türkiye'nin demokrasisine zarar veriyor. On yılda bir askeri darbelerle karşılaşıyoruz. Allah'a şükür son 10 yılda böyle bir darbemiz olmadı. Ancak her gün, ordu bunu böyle yapmayın, bunu şöyle yapmayın diyor, ben bundan hoşlanmıyorum."
SOKAKLARDA BARIŞ VAR
Bazı insanların enerjilerini çatışmaya odakladıklarını ifade eden Pamuk, 'Bazıları dışarı çıkar ve sadece başörtülü kızları ve mini etekli kızları ve çatışmayı görür. Kimileri de İstanbul sokaklarında birlikte nasıl barış içinde yaşandığını görür. Ne görmek istediğinize bağlı. İnsanların dikkatini laiklik-muhafazakarlık üzerinden kültürel farklılığa çekmek isteyen politikacılar ve gruplar bunları dramatize ediyorlar' diye konuştu. Türkiye'nin temel sorunununulusal gelirin yüzde 50'sini alan önde gelen burjuvaziyle yoğun yoksulluk arasındaki büyük sınıf farkı olduğunu vurgulayan Pamuk, 'Bu gerçek çekişme laiklik, İslam ve ordu ile bu tür politikalar üzerinden dışavuruluyor" dedi.
Laik kesim İslami seçmenle çatışıyor
Türkiye'de bir sosyal sorun varsa bunun zengin ve fakir sınıflar arasındaki ayrımdan kaynaklandığını ifade eden Pamuk, şunları söyledi: 'Siyasi olarak laiklerin ağırlıklı olarak devlet organlarında ve orduda bulunan temsilcileri İslami seçmenle çatışıyor. Ve bu çatışma ülkeye gerçekten zarar veriyor. Ve çoğunlukla buna en alt sınıflar ve kadınlar katlanıyor. İslamcı erkek öğrenciler, üniversitelere gidebiliyorlar ancak kadınlar başörtüsü takıyorlarsa bunu yapamıyor. İslamcı politikacılar parlamentoya giriyorlar, ancak kadınlar başörtülüyse bunu da yapamıyor.”
Avrupa kültürel bir model değil
AB'yi bir kültürel model olarak görmediğini belirten Pamuk, 'Türkiye'nin kendi geleneksel kültürüne güvenmesi, dayanması gerektiğine inanıyorum. İkinci olarak AB'ye katıldığınızda askeri olarak AB şemsiyesi altında olacağına inanıyorum. Askeri harcamalara daha fazla pay ayırmak zorunda olmayacaksınız. Aynı zamanda AB'ye girdiğinizde Kürt ayrılıkçılar da daha mutlu olacak. Görüşmeler daha hızlı ilerlemeli, ancak maalesef bu yönde gitmiyor' dedi.
Milliyetçilik açık şekilde yükseliyor
Pamuk, milliyetçiliğe ilişkin görüşlerini ise şu sözlerle aktardı: 'Türkiye'de milliyetçiliğin açık bir şekilde yükselişi var. Bunun birçok sebebi bulunuyor. Bunlardan biri yöneten sınıfların Türkiye'nin çıkarlarının AB'ye girişle birlikte zedeleneceği korkusu. Maalesef diğeri ise Türk ordusunun bir bölümünün AB görüşmelerinden rahatsızlık duyması. Türkiye'nin demokraside sağladığı gelişmeler, AB'yle ilişkilerindeki gelişmeyle paralel. Daha fazla ifade özgürlüğü, azınlıklara daha fazla saygı daha fazla çok kültürlülük, maalesef AB doğrultusunda bunların yarısı yapılmıştır.'
Müslümanları öldürüyorlar
Medeniyetler çatışmasına da değinen Nobelli yazarımız Orhan Pamuk, "Batı korktuğu ya da rahatsız olduğu için daha fazla Müslüman'ı öldürüyor ve 'Bu medeniyetler çatışması' diyor. Bu bir medeniyetler çatışması değildir. Bu sadece insanların öldürülmesidir. Bana 'Naif', 'Onlar sadece birbirlerini öldürür' diyebilirsiniz. Fakat insanlığın bu derece kötü durumda olduğuna inanmak istemiyorum" dedi.
Birgün olsun bu ülkenin lehinde birşey yazdın mı hiç?Ha şimdide sağ gösterip sol vuruyorsun öyle mi?Nobelini aldın milyon dolarınıda eee yetr gölge etme başka ihsan istemez.
benim kendi görüsüm bizim orhan pamuk ve diyer aydinlarimiz,politikacilarimiz görevlerini yapmayipta yanlis islerle ugrasir ve yaparsa ülkenin en önemli, saygi duyulan ve güvenilen kurumu cikiyor ayar yapiyor. ordunun sucu degil hali bu duruma getirenlerin sucu.demokrasi demokrasi diyorlar amma demokrasinin ne demek oldugunubizim aydinlar bilmiyo.karari ben veremem ya bunlarin aydin olduguda süpeli.saygi ve sevgilerimle.