Avrupa Birliği liderleri müzakerelerin başlaması için Türkiye’den Ankara Anlaşması’nın ek protokolünün, Kıbrıs dahil, birliğin 10 yeni üyesiyle de imzalaması istendi.

Türkiye, bu imzayı attığı takdirde, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni fiili olarak tanımış olacak.

Peki Brüksel’de dönen bu pazarlıklar ve Türkiye’nin önüne getirilen ’Kıbrıs şartı’ Kıbrıslı Türkler tarafından nasıl karşılanıyor?

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş, müzakerelerin başlaması için belirlenen 3 Ekim 2005 tarihine dek, Rum tarafının çözüme hazır noktaya gelmesinin hemen hemen imkansız olduğunu söyledi.

Türkiye ile Kıbrıs arasında Gümrük Birliği anlaşmasına varılması gibi bir adımın, Kıbrıslı Türklere büyük bir ekonomik darbe vuracağını söyleyen Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Ali Erel, BBC Türkçe Bölümü’nün sorularını yanıtladı.

BBC: Türkiye’nin Gümrük Birliği konusundaki talepleri, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tanımadan yerine getirmesinin bir yolu var mı? Böyle bir formül mümkün mü?

Ali Erel: Güney Kıbrısla Türkiye’nin Gümrük Birliği anlaşması neticesinde ticari ve ekonomik ilişkilere başlaması, Kuzey Kıbrıs’ı daha fazla izolasyona itecektir. Günümüze taşınan çeşitli hatalardan dolayı Türkiye’nin Ankara Anlaşması’nı ya imzalayacağı ya da imzalamak üzere taahhüt edeceği anlaşılmaktadır, ki bunun Kıbrıslı Türkler açısından iyi sonuçlar doğurmayacağını şimdiden görebiliriz. Umudumuz, bu anlaşma imzalanıncaya kadar tüm tarafların yeterince gayret göstererek Kıbrıs sorununun çözülmesini sağlaması ve yeni oluşacak Kıbrıs ortaklık devletinin Türkiye ve AB ile Gümrük Birliği ilişkisi içerisine girmesidir. Oluşabilecek en iyi formülasyon bu.

BBC: Anlaşmayı imzalamak ama AB’nin üyesi olan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin adanın tamamını temsil etmediği gibi bir şerh koymak bir çözüm olabilir mi Kıbrıs Türkleri açısından?

Ali Erel: Hayır. Bu süreç içerisinde Türkiye ’Sadece imza atarım ama uygulamam’ diye düşünüyorsa, uygulayıncaya kadar giriş görüşmelerine başlayamamış olacaktır. Bu, bugünkü sorununu giriş görüşmelerinin öncesine ertelemek anlamına gelecektir. Bu da, atılan imzalara sadık kalınmaması gibi bir netice doğurur ki ve bu hoş karşılanmaz. Kıbrıslı Türklerin geleceğiyle ilgili çok önemli görüşmeler yapılıyor Brüksel’de ancak Kıbrıs Türkleri temsil edilmiyor.