Danimarka’da liselerde tarih derslerinde okutulması tavsiye edilen Türkiye hakkında bir kitapta Atatürk hakkında yer alan ifadeler şaşırttı
Geçtiğimiz ay ortasında yayımlanan “Türkiye-Tarihi, Toplumu ve Din” adlı kitapta Atatürk, Stalin, Hitler ve Mussolini ile karşılaştırılıyor, diktatörler ile benzerlikleri anlatılıyor.
Atatürk ile Mussolini benzetmesi
Kitapta, Stalin, Hitler ve Mussolini ile Atatürk arasında diktatörlük açısından benzerlikler kurulması dikkat çekti.
Örneğin, Atatürk ile İtalyan diktatör Mussolini “aşırı milliyetçilikleri, kendi kendilerini yüceleştiren tarih görüşleri, otoriter yönetim biçimleri, çok uzun nutuk atma merakları, kendi liderliklerini kutsallaştırmaları” gibi birçok açıdan birbirlerine benzetiliyorlar.
Atatürk’ün “konuşmalarını halk kitleleri önünde yapmadı, sadece mecliste ve küçük toplantılarda konuştuğu” söyleniyor ve bu bağlamda, “tamamen demokrasinin ne olduğu anlayışının dışındaydı” değerlendirilmesi yapılıyor.
Çok enteresan; her halde küçük ülke olma kompleksinden ileri geliyor. Bir zamanlarf Hazret-i Muhammed'in çirkin karikatürlerini yapanları bağırlarına basarlardı; (bu haber çok özet verilmiş, burada kitapdaki Atatürk'ün Din'e karşı baskı yaptığı iddialarına yer verilmemiş) şimdi din'e karşı baskıdan yakınılıyor. Adı anılan diktatörlerle Atatürk'ün yapısının hiç bir ilgisi yok. Yurt dışında "aldığı kararlarda hiç yanılmamış tek lider" diye tanındığına bizzat tanık olduğum Atatürk sınırlarını bilen, yurdunu maceralara atmakdan özenle kaçınan bir önderdi. "Faşizm"e kaçtığını gördüğü Türk Ocaklarını bile 1931'de kapatmıştı. İlkel topluluklar gibi ayaklara kalkarak, öfke püskürterek değil ama Danimarkalı dostlarımıza Atatürk'ün gerçek profilini vererek Avrupalı çocukların yanlış bilgilendirilmelerini önlememiz gerek.
Artık çok küçülen Dünyamızda hiç bir şey saklı gizli kalmıyor Sadi Beyefendi. Atatürkü kasdediyorsan her şeye objektif yaklaşan yabancı müelliflerin, Atatürk biografisi hakkında Türkçeye çevrilmiş ya da doğrudan Türkçe dilinde yazdıkları eserler var. Lord Kinross'un (bazı yerleri kırpılmış da olsa) "Atatürk, The Birth of a Nation" adlı eseri Türkçeye çevrildi. Çok taza bir haber. Sırf Atatürk'ün hayatını yazabilmek için mükemmelen Türkçe öğrenen Fabio Grassi adında genç bir İtalyan tarihçisi Atatürk hakkında Türkçe kitap yazdı. Onun özel yaşamını acımasızca eleştiren İngiliz asker müellif Armstrong "Grey Wolf" isimli kitabında da, Alman müellif Hanss Froembgen'in İngilizceye çevrilmi kitabında da onun Devlet Adamlığı karizması hayranlıkla kabûl ediliyor. Ben de sizin fikrinizdeyim; artık her bilgiye objektif bakan kaynaklardan ulaşılmalı. Bu hedefe da artık ulaşılıyor. Bu durum Atatürk'ün ters istikametlerde (olumlu, olumsuz) peşin yargıları önler. Ben Atatürk hakkında tüm olumsuz yazıları da okudukdan sonra ona hayran oldum.
Yoğun çabalarımıza (!) rağmen artık AB'den umuduğumuzu kestiğimiz bugünkü dönemlerde, bir Avrupa ülkesinin ileri sürdüğü bu varsayımlar ......................... ile benzerlik gösterdikten sonra, bu konulara değinmeye ne hacet var ki !
tarihi kişileri ve tarihi olayları gerçekten öğrenebilsek. kim kime benziyor. kim nasıldı,