AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği yetkililerinin Türkiye ile ilgili değerlendirmelerini eleştiren muhalefete yüklendi.
rdoğan, "Herkes bize ters istikamete gittiğimizi söylüyorsa bu işte bir yanlışlık var diye düşünmek icap etmez mi? Ama bazı siyasilerimiz onun yerine kendileri dışındaki dünyada herkesi ters istikamete gitmekle suçlamayı tercih ediyor" dedi. Bazı siyasilerin bugüne kadar Türkiye'nin içinde yer almasını savundukları batı kurumlarından gelen değerlendirmelerden duydukları rahatsızlığın, geçmişte rahatça yürüttükleri kriz siyasetinin şu anda deşifre olmasından kaynaklandığını kaydeden Erdoğan, "Siz bu siyaset tarzıyla, demokrasi anlayışıyla AB'ye de üye olamazsınız. Avrupa standartlarına uyum sağlayamazsınız ve çağdışı olarak yola devam edersiniz" diye konuştu.
AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, terörle mücadele sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Son günlerde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) terör örgütüne yeni darbeler vurduğunu ifade eden Erdoğan, bu arada 6 kahramanı şehit verdiklerini hatırlattı. Erdoğan, "Millet olarak birliğimiz, bütünlüğümüz uğrunda şehit olan bu gencecik fidanlarımız, anneler günü gibi manidar bir günde Mersin'de, Trabzon'da, Afyonkarahisar'da, Antalya'da, Şanlıurfa'da ve Gaziantep'te ebediyete uğurlandılar. Yürekleri yanan anne ve babalarına Allah'tan sabır ve metanet diliyorum. Şehitlerimizin cenazelerinde Türkçe ve Kürtçe yakılan ağıtlar, terör örgütünü lanetleyen onbinler herşeyi anlatıyor. Millet olarak duygu birliğimizi ortaya koyuyor" diye konuştu.
Terör örgütünün içerde olduğu gibi dışarıda da tecrit olduğunu ve yalnızlaştığını ifade eden Erdoğan, terörün bir hak arama yolu olmadığını vurguladı. Terörün mazeretinin de olmadığını ve olamayacağını ifade eden Erdoğan, bunu herkesin gördüğünü ve anladığını söyledi. Terör örgütünün insanlık dışı yüzünü artık herkesin tanıdığını belirten Erdoğan, terörü kendilerine yol olarak seçenlerin de artık bu gerçeği görme, anlama zamanının geldiğini dile getirdi. Erdoğan şunları söyledi:
"Bu yolla gidilebilecek hiçbir yer yoktur. Terörü ve teröristleri herkes ülkemizde de, dünyada da terketmeye başlamıştır. Ya terör örgütü de bu yolu terkedecek, ya da bu yolda terkedilecektir. İnanıyorum ki onyıllardır yürekleri yakan bu ateş sarsılmaz kardeşlik bağlarımızla, birlik ve beraberlik ruhumuzla sönecektir. Türkiye Cumhuriyeti'nin eşit ve hür vatandaşları olarak bir ve bütün olacak, adalet ve kardeşlik içinde birbirimize kenetlenerek ortak geleceğimize hep birlikte yürüyeceğiz. Terör tuzağına düşen gençlerimiz temenni ediyorum ki akıllarını ve vicdanlarını terör örgütüne rehin bırakmayacak, daha geç olmadan uyanacaklardır. Hükümetimiz, devletimiz, bütün kurum ve kuruluşlarımız bataklığı kurutmak için her türlü tedbiri almaktadır."
Erdoğan, önümüzdeki günlerde Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin ekonomik ve sosyal kalkınması için atılacak yeni adımların ayrıntılarını kamuoyunla paylaşacaklarını açıkladı.
"AK PARTİ SİYASİ VE EKONOMİK İSTİKRARIN GARANTİSİ"
Başbakan Erdoğan, konuşmasında ana muhalefet partisi CHP sözcülerinin AK Parti'ye yönelik tutumu ve AB yetkilerinin açıklamalarıyla ilgili eleştirilerine de değindi. Bazı siyasetçilerin Türkiye'den dünyaya yanlış fotoğraflar yansıttığını kaydeden Erdoğan, olup bitenleri çağdaş dünya görmeyecek, uluslararası toplum farketmeyecek sandıklarını kaydetti.
Artık hiçbir şeyin sınırlar içinde, ülkeler içinde kalmadığına işaret eden Erdoğan, CHP lideri ve sözcülerinin son günlerdeki beyanlarının, dünyanın ve Türkiye'nin şartlarını okumaktan ne kadar aciz olduklarını bir kere daha gözler önüne serdiğini belirtti.
Demokratik işleyişin zaafa uğramasından medet uman siyasi partilerin kendilerini Türk milletine de, dünyaya da anlatamayacaklarını kaydeden Erdoğan, bugüne kadar hep demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Cumhuriyet'in çağdaşlaşma hedefleri doğrultusunda demokratik değerleri savunduklarını anlattı.
Türkiye'de, bölgede ve dünyada demokratik istikrarın önemini vurgulayarak bugünlere geldiklerini ifade eden Erdoğan, AB'ye tam üyeliği Cumhuriyet'in çağdaşlaşma ideallerini temsil ettiği için stratejik bir hedef olarak seçtiklerini söyledi.
Türkiye'nin iyiliği için istikrarın muhafazasının ne kadar önemli olduğuna defalarca işaret ettiklerini hatırlatan Erdoğan, istikrarın sadece bir ekonomik kavram değil, daha çok siyasi bir kavram olduğunu söyledi.
Demokratik istikrarın, siyasetin toplumu, toplumsal dinamikleri kavrayabildiği, toplumsal talep ve beklentileri siyasi alana taşıyabildiği ölçüde mümkün olabileceğine dikkat çeken Erdoğan, AK Parti'nin Türkiye'de siyasi istikrarın ve bunun uzantısı olan ekonomik istikrarın temsilcisi ve garantisi olma vasfını sürdürdüğünü belirtti. Erdoğan, "AK Parti'nin oy haritası ve bu oy haritasının ifade ettiği toplumsal destek hem siyasi, hem de toplumsal anlamda mevcut demoktarik istikrarın en açık göstergesidir" dedi.
Türkiye'de siyasi ve toplumsal istikrarın bozulduğu dönemlerin, olağan demokratik sürecin zaafa uğratıldığı ya da uğratılmaya çalışıldığı dönemler olduğuna işaret eden Erdoğan, Türkiye'de menfaatini istikrarsızlıkta gören, çıkarlarını kriz sayesinde koruyan, normal demokratik siyasi süreçlerde varlıklarını sürdüremeyen siyaset içi ve dışı aktörlerin her zaman varolduğunu ifade etti.
Siyasi aktörlerin esas sorumluluğunun olağan demokratik süreçleri muhafaza etmek olduğunu vurgulayan Erdoğan, aksi takdirde siyasi alanda yaşanacak daralmadan bütün siyasi aktörlerin nasibini alacağını kaydetti.
Siyasetin topyekün güç kaybetmesinden medet uman siyasi aktörlerin, kendi bindikleri dalı kesmiş olacaklarını söyleyen Erdoğan, siyasetin zayıflaması ve siyasi alanın daralmasının bütün siyasi aktörleri zaafa düşüreceğine, hepsinden önemlisi millet idaresini zayıflatacağına dikkat çekti. Türkiye'nin sorunlarını kendi iç dinamikleriyle aşmaya muktedir olduğunu ifade Erdoğan, bu süreçten Türkiye'nin demokrasisini ve hukuk sistemini daha da güçlendirerek çıkmayı başaracaklarına inandığını belirtti.
"NİÇİN BEYEFENDİ SİZ SOSYALİST ENTERNASYONALİN İÇİNDESİNİZ?"
Türkiye'nin, dünyanın dışında olmadığını ve dışında kalmaması gerektiğini dile getiren Erdoğan, Türkiye dünyanın başka ülkelerinde yaşanan gelişmelere nasıl kayıtsız kalamıyorsa, dünya ülkelerinin de Türkiye'ye kayıtsız kalmalarını bekleyemeyeceklerini kaydetti.
Erdoğan, Atatürk'ün veciz ifadesiyle aynı apartmanda yaşayan komşular gibi olduklarını belirterek, şöyle konuştu:
"Özellikle çağdaş dünyanın parçası olan milletler olarak geliştirdiğimiz tarihi, insani, siyasi ve ekonomik ilişkiler, paylaştığımız demokratik değerler sebebiyle birbirimizden etkilenmeyeceğimizi düşünmek gerçekçi değildir. Öyle olsa aynı uluslararası kurumlar ve değerler etrafında buluşmamız en başından mümkün olmazdı. Ne için NATO'da birlikteyiz. Ne için şu anda AB sürecinde beraberiz. Ne için BM'de birlikteyiz. Nasıl olacak da siz kendinizi bunların dışında tutacaksınız. Niçin beyefendi, siz sosyalist enternasyonalin içindesiniz. Neden oralara girdiniz. Bu gerçeği reddetmek, bütün bir modernleşme ve çağdaşlaşma tarihimizi inkar etmek demektir. Önemli olan dünyadan gelen değerlendirmeler hoşumuza gitmediği zaman bunlar ilk kez oluyormuş gibi tepkiler vermek yerine kendimizi ve Türkiye'yi doğru anlatmaya çalışmaktır. Türkiye başka bir dünyaya taşınmayacağına göre dünyayı yok saymak yerine onu anlamak ve bizi anlamasını sağlamak zorundayız. Herkes bize ters istikamete gittiğimizi söylüyorsa bu işte bir yanlışlık var diye düşünmek icap etmez mi? Ama bazı siyasilerimiz onun yerine kendileri dışındaki dünyada herkesi ters istikamete gitmekle suçlamayı tercih ediyor. Bazı siyasilerin bugüne kadar içinde yer almamızı savundukları batı kurumlarından gelen değerlendirmelerden rahatsız olmasının asıl sebebi geçmişte dünyadan uzak, kendi içine dönük bir Türkiye vasatında rahatça yürüttükleri kriz siyasetinin şu anda deşifre olmasıdır. Mesele budur. Demokratik olmayan yaklaşımlarının su yüzüne çıkmasıdır.
Siz AB ile katılım müzakereleri yürütecek, uyum çalışmaları yapacaksınız hem de gelen değerlendirmeleri, 'siz kendi işinize bakın' diyerek karşılayacaksınız. Böyle bir çarpıklık olur mu? Türkiye'nin bu tür tartışmalara ve eleştirilere konu olması elbette rahatsız edicidir, ama bu durumun nedenleri fdküzerinde düşünmek herkesten önce biz siyasilerin sorumluluğu olmalıdır. Türkiye artık kabını aşmıştır. AK Parti Türkiye'yi AB ligine, dünya ligine taşımanın mücadelesini verirken, birileri hala Türkiye'yi alt
kümeye çekmeye çalışıyor. Biz, standartları geliştirmeye çalışırken birileri düşük standartlarla hareket etmeye çalışıyor. Sizin bu muhalefet tarzınız, demokrasi anlayışınız, siyaset şekliniz Avrupa'da kendine yer bulamayacağı gibi çağdaş dünyada da karşılık bulamaz. Artık bu durumu görmeniz lazım. Siz bu siyaset tarzıyla, demokrasi anlayışıyla AB'ye de üye olamazsınız. Avrupa standartlarına uyum sağlayamazsınız ve çağdışı olarak yola devam edersiniz. Durumunuz budur."
seslenmeyle bu iş olmuyo kardeşimmmmmmm olmuyooooooooooooo icraat lazım icraat boş boş konuşmak değil