YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, TBMM Başkanı Bülent Arınçın Anayasa Mahkemesine ilişkin sözlerini, siyasi iktidarın yargı organlarıyla mücadelesi şeklinde değerlendirirken, tarihin bu örneklerle dolu olduğunu ancak iktidarların yargı kararlarına sonunda "boyun büktüğünü" söyledi.
Rektörler Komitesi, YÖK Başkanı Teziç başkanlığında toplandı. Toplantı öncesinde Teziç gündemdeki konulara ilişkin bir açıklama yaptı. Teziç, Meclis Başkanı Bülent Arınçın Anayasa Mahkemesine ilişkin "kapatma yetkim var" sözlerini değerlendirerek, Anayasanın egemenliğin kullanılmasını "yetkili organlar" aracılığıyla öngördüğünü kaydederken, "Yani Anayasamızda ne yasama, ne yürütme ne de yargı organı layüsel değildir, sorumsuz değildir" dedi.
Teziç, söz konusu organların alanlarının Anayasada belli olduğunu vurgularken, yasama organlarının işlemlerinin de başvuru üzerine Anayasa mahkemesince denetlendiğini, bunun hukuk devletinin gereği olduğunu söyledi.
BUMİNİN SÖZLERİ KİŞİSEL GÖRÜŞLERİ DEĞİL
Anayasa Mahkemesinin işlevinin Anayasanın sözünü söylemek olduğunu belirten Teziç, Buminin Anayasa Mahkemesinin kuruluş yıldönümünde yaptığı konuşmada kendi görüşlerini değil, alınmış mahkeme kararlarını dile getirdiğini belirtti.
Teziç, "Sayın Bumin kişisel kanısını ortaya koymadı. Hukuki gerçeği ortaya koydu, başka bir şey yapmadı" dedi.
BUGÜNKÜ SEÇİM SİSTEMİ ANAYASA MAHKEMESİNİN ÜRÜNÜ
Teziç, Anayasa Mahkemesinin işlevini bugünkü seçim sisteminin oluşması sürecini örnek vererek anlattı. Teziç, bugünkü seçim sisteminin Anayasa Mahkemesinin bir kararı sonucunda oluştuğunu anımsatırken, "Sayın Meclis Başkanı da bütün üyeler de bu sistemle seçildi. İtiraz etmedikleri bir mekanizmanın içerisinde faaliyetlerini gösteriyorlar. Başka bir seçim sistemi getirebilirlerdi. Ama anayasaya uygun bir düzenleme yapılması koşuluyla" dedi.
Yasama organının dilediği bir düzenlemeyi getirebileceğini ancak bunun Anayasaya uygun olması gerektiğini belirten Teziç, yasanın Anayasaya uygunluğunu kamu yararı açısından Anayasa Mahkemesinin denetleyeceğini söyledi.
Teziç, Anayasa Mahkemesinin bulunduğu ülkelerde yasaların sadece yasama organının iradesiyle oluşmadığını vurgularken, "Bu hukuk devletinin zorunlu kaçınılmaz sonucudur" dedi.
TARİH YARGI KARARLARINA BOYUN BÜKENLERLE DOLU
Teziç, yargı organlarından hoşnut olmayan iktidarların zaman zaman bu alanlarla mücadele etmelerinin yeni bir süreç olmadığını, bunun tarihte zengin örnekleri bulunduğunu belirtirken, siyasi iktidarların yargıyla girdiği mücadele sonunda yargı organlarının kararlarını kabul ederek, kararlara "uyduğunu, boyun büktüğünü" ifade etti.
Türkiyede de zaman zaman iktidarda olanların kendi önerdikleri yasaların iptalinde Anayasa Mahkemesine hep yüklendiğini anımsatan Teziç, "Ama muhalefet oldukları zamanda kendi başvuruları üzerine ortaya çıkan kararlarda da onların savunuculuğunu yapmışlardır. Bu tartışmalar hep yapılır ama hukuk devleti duraksamadan yoluna devam edecektir. Başka bir çözümü yok" dedi.
ARINÇA TARAFSIZLIK HATIRLATMASI
Teziç, Bülent Arınçın tarafsız bir makam olan TBMM Başkanlığında bulunduğuna dikkat çekerek, Arınçın "tarafsızlık" gereği Mecliste oy hakkının bile bulunmadığını söyledi.
Teziç, "TBMMnin 550 milletvekilinin 549unun oy verme hakkı vardır, bir kişinin oy verme hakkı yoktur. O da Meclis Başkanı, tarafsızlığını koruyabilmesi için. Onun için Anayasal kurumların uyumlu, dengeli çalışması yönünde zaman zaman kendisine görev düşerse burada bir taraf olma gibi bir tutum içine girmemesi gerekir Anayasa gereği..." dedi.
Teziç, Meclis Başkanının Cumhurbaşkanlığına vekalet görevinin de "tarafsızlık" konumundan kaynaklandığını vurgularken, Arınçın Anayasanın 104ncü maddesi gereğince organların uyum çalışma sorumluluğu ile yükümlü olduğunu söyledi
ANKA
Yayın Tarihi :
3 Mayıs 2005 Salı 15:31:03
Güncelleme :3 Mayıs 2005 Salı 15:33:31