"Kamusal alanda türban" konusunda yargı son sözünü söyledi ve 'evet' dedi.
Tartışma, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrünissa Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın Çankaya Köşkü'ne türbanla girmesiyle başlamıştı. Soruşturmada verilen takipsizlik kararına yapılan itiraz reddedildi
Kararı Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz verdi.
Şikayetçi Sultan Atıcı, Hayrünissa Gül ve emine Erdoğan'ın "Türkiye Anayasası'na, Türk Ceza Kanunu'na, İnkılap Kanunlarına ve Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı hareket ettiğini" iddia etmişti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma sonucunda takipsizlik kararı verilmişti.
Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi, takipsizlik kararına yapılan itirazı değerlendirdi ve reddetti.
Gerekçe olarak da, şikayetçi Sultan Atıcı'nın "doğrudan suçtan zarar görmemesini" gösterdi.
Bu kararla birlikte, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık Resmi Konutu gibi alanlarda türban giymenin suç olmadığı kesinleşmiş oldu.
sayın fatoş hanım bizim dinimizin bir kutsal kitabı var ve orda neyın gunah neyin yasak oldugu belli herkz kafasına göre yorup yaparak dinimizi kirletmeye çalışmasın inanmıyorsan seni kimse zorla dınımızın farz ve sürnetlerını yaptırmıyor açık sözlu olarak söyleyebilirsin!!!!
dava açış şeklide ilginç verilen karar da öyle çünkü bir vatandaş türkiye cumhuriyetindeki savcıların görevini kendisine vazife edinmiş ve savcıların yapması gereken girişimi yapmaya çalışmış tabi mahkeme onu türkiye cumhuriyetinin temsilcisi olarak görmediği için şahsın kendi adına dava açtığı kanaatine varmış ve kişilerin birbirini mahkemeye vermesi gibi algılayıp adi bir dava gibi gösterip davalı tarafların zarar görmediği için davayı düşürmüş ama sonuçta anayasaya aykırı olup olmadığına hüküm verememiş bu mahkeme için büyük bir çelişki ve siyasi bir karar vermeleri topluma çatışın demekten başka bir şey değil bu karar ile toplumda çatışma artar zira bu kararla türbanı serbest bırakıldığı sanılacak herkes haklı olarak taleb edecek ama bu seferde diğer normal halka yok kardeşim senin ki anayasaya aykırı diyilecek ve kanunda ikilik yaratılacak çünkü türban giyilmeye kalkanlar karşılarında devleti bulacak nasıl mı basit çünkü bu dava da dava eden kişi hayrunnisayı yani türban takan kişiyi dava etmiş ama yarın kamu da ki bir müdür dava edilecek ve kamudaki müdürde için zarar görülüp görülmemesine değil anayasaya uyumuna bakacaktır yani doğrusu dava açılması gereken kurum onu oraya sokan
Bu artık devletin ve yargının Cemaatin emrinde ve talimatı ile hareket ettiğinin tescilidir. Zaten iktidarın ve cumhurbaşkanın düşünce ve görüşü bellidir. Asker ve yargıyıda hallettiler. Artık ne isteseler yapar ve çıkartırlar. Zaten atama ve tayinleri cemaatler belirliyor kimse yalan söylemesin. Vasıfsız bir İmamı genel müdür veya daire amiri olarak atayan kör zihniyetten ne beklersin.
kafasına takmıış neydigi belirsiz bi örtü din propagandası yapıyor akılsızlar kendi ayrıcalıklı durumları için anayasa kanun çıkarıyorlar böylleri yüzünden ülke ve insanları oyuncaga döndü ya
HANGI BIRIMIZ KURANI KERIMI ACIPTA OKUYORUZKI? SONRADA CIKMISIZ DİN KONUSUNDA YORUMLAR YAPIORUZ...BIZ KENDI BENLIGIMIZI BILMIYORUZ ARKADAŞ KIM NE DERSE DESIN....
elimizden geldigince bir hafiz olarak yapabildigimiz ibadedlerimizi yapiyorum kendi sahsim adina yorum yapan arkadaslarda biraz ölcülü davranirlarsa allah in izni ile su mübarek üclarda günaha girmemis oluruz
merhabalar ben bir kadın olarak ,mecliste temsil edilmeyen kadınların erkek hegomanyasını kınıyorum. mademki kutsal kitabımız tüm insanlığa geldi sadece erkeklere değil hatta tüm yaradılanlara ,nedendir işlerine geldiğinde kadınları baş tacı yaparlar , ben simgesel bir şeyin bu kadar dinimizle bağdaştıramıyorum. neden derseniz sıcak ülkelerde zaten kadın ve erkek başını bağlıyor.kum fırtınaları ve sağlık açısından .dinimiz mantıklı olan her şeye kucak açmış tıpkı abdest almak gibi ,dikkat edilirse su hayattır abdest alırken başımızı mest ederiz ,sonra ensemizi ve buralardan ana damarlar geçer ,günde bunu 5 kez sıcak bir ülkede yapanlar ,yüksek tansiyonu olanların ,damarlar soğutuluyor ikincisi allah temiz olun diyor .müslümanlıkta 5 şart var,bir tanesi zekat vermek çok güzel, ozaman kadının kapanmasını bırakalım pamuk eller cebe beyefendiler ki insanlar aç ölmesin
Anadolu Kadını, asırlardır yazmasıyla, tülbentiyle ve başörtüsü ile yaşadı ve bu giyim tarzlarıyla Kurtuluş Savaşına da katıldı. Ama hiçbirisi de, "elinde Türk bayrağından başka çeşitli bayraklar taşıyarak, mensup oldukları partilerinin propagandasını da" yapmadı ! [Rahmetli Halide Edip Adıvar, Kara Fatmalar (Fatma Seher Eden), Gördes Kızları ; ruhlarınız şad olsun !]
Fatoş hanıma laf atan onur bey demişsiniz ki Kuran-ı Kerim de neyin günah neyin yasak olduğu belirtilmiş diye söylemde bulunmuşsunuz da tabi ki okurken kendin yorumlayacaksın senin yada başkasının fikirleri ile hareket edersem neye yarar okumak. Zaten başımıza ne geliyorsa eğitimsizlikden okumamakdan ileri görememekden geliyor. Sana tavsiyem onur bey aç tarihi oku çok gerilere gitme orta çağdan itibaren oku. Örtünün kelimesinin nedenleri ve şu günlere nasıl aksettirildiğini de bu arada öğrenmiş olursunuz..
% 99 müslüman bir memleketiz Yanliz dini giyimi kullanipta politika yapmamamiz ne hayirli olur Cagimiza göre modern ileriye dönük göze hos insanin ruhuna güzellik ahlak temizlik getiren islami giyim cesitleri cok var (Örnek Resimdeki bayan) Ama buna zit olanlarda var bunlarda biraz uyum saglayabilse iyi olacak gibime geliyor Bazen insanin kafasi karisiyor Yav ben 5-10 sene önce öyle sanmisim simdi kendi kendime öyle degilmis diyorum Bir örnek Esleri kapali kisiler basa gecince Ürkmedim degil disa uyum olmaz dedim memlekete yakismaz geriye gidiyoruz dedim Herkez mecbur böyle giyinecek dedim Güzel hanim hanimcik giyiniyorlar güzelde gidiyor disa bile gitseler bilenlerde ona göre davraniyor Birde gecmis idarecilere bakin hatirlayin lütfen karisi kizi sülalesi yok su barda yok su modada yok su berberde Daha neler sinir bozucu haberlerden de kurtulduk Bu yönden basin biraz kaynaksiz kaldi ama genede isleri hala devam ediyor Asiriya kacmadan kapali giyinenende cagimiza göre giyinenende giyim standarlarini zevkini yakalasin ortaya güzel görünüm cikarmaya calisirsalar hos olur kanisindayim hadi saglicakla kalalim sevgi ve sagilar
Bir yönetimin, "üniformasının tescilidir"
Bacımın örtüsü batmakta rezilin gözüne billahi acırım tükürüğe tükürsem yüzüne, medeni olmaksa açmak bedeni o zaman hayvanlar bizden daha medeni M.Akif Ersoy saygıyla rahmetle anıyoruz
bazi yorum yazan arkadaslara baktimda corbada bizimde tuzumuz bulunsun istedim dilim döndügü kadar hic sabtirmadan kimseye satamadan cok güzel yorumlar yamis sag olsun arkadaslar yüce allah sen ben kadin erkek diye ayir etmemis kadinlariniz ve erkekleriniz mahrem yerlerinizi kapatsin diye söylemis misal bir erkek anadan dogma ciril ciplak dolasabilirmi
bundan sonrada çarşaf gelir.
başörtüsü yasağı çok ilkel bir yasak zaten...ve malesef bu yasak ülkenin gelişmesini istemeyen mihraklar tarafından ülke gündemine sokulup ülkenin enerjisi bununla heba edilmiştir..hala bu yasağı savunanların olması şer mihrakların başarısının göstergesidir..çok yazık..uzaya gittinizde başörtüsünemi takıldı...ayrıca bu Allahın bir emridir..bunu inkar etmek şirke girer..
1) Mustafa Kemal, 21 Mart 1923 günü Konya Yeşilay Cemiyeti Kadınlar Şubesi'nde yaptığı konuşmada şunları söylemektedir: "Memleketinizin bazı yerlerinde, daha çok büyük şehirlerinde, giyim şeklimiz ve kıyafetimiz bizim olmaktan çıkmıştır. Şehirlerdeki kadınlarımızın giyim şekli ve örtünmesinde iki şekil kendisini gösteriyor: Ya çok açık ya çok kapalı görülüyor. Yani ya ne olduğu bilinemeyen, çok kapalı çok karanlık bir giyim tarzını gösteren kıyafet (peçe örneği) veyahut Avrupa'nın en serbest balolarında bile dış kıyafet olarak giyilmeyecek kadar açık bir giyim şekli. Bunun her ikisi de şeriatın tavsiyesi dinin emri haricindedir. Bizim dinimiz kadını o aşırı açılmaktan da, bu aşırı kapanmaktan da men eder... Dinimizin tavsiye ettiği tesettür (örtünme) hem hayata hem fazilete uygundur." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, c. II, Ankara, 1981, s. s. 149-150)
2) O günlerde yaşanan bir olayı Mustafa Kemal'in genel sekreterliğini yapan ve sonra Milli Eğitim Bakanı olan Hikmet Bayur şöyle anlatır: Trabzon Valisi Rıfat Bey'den bir mektup alınmıştır. Mektupta, derslere başörtüsü ile giren bir öğretmenin durumunun önlenmesi istenir. Bayur, "Ne yapalım?" diye mektubun muhtevasını Atatürk'e anlatınca ondan şu cevabı alır: "Bu işe karışma, zamanla kültür ilerledikçe bunlar hep olacaktır; bu sırada bize düşen başörtüsünü giymeye zorlayanlar varsa onlarla mücadeledir. Başörtüsü işi fes gibi kör bir taassubun sonucu değildir; insanlarda pek canlı olarak var olan ayrı bir duygunun, kıskançlık duygusunun da etkisi altındadır. Onunla mücadele apayrı bir konudur." (Hikmet Bayur, Atatürk'ten Hatıralar, Belleten Dergisi, sayı 148, s. 446)
Bunun dışında konuyla ilgili olarak Mustafa Kemal şöyle der: "Şunu ilave edeyim ki, kadınlık meselesinde şekil ve kıyafet görünüşte ikinci derecededir. Asıl mücadele sahası, kadınlarımız için şekilde ve kıyafette muvaffakiyetten ziyade, muzaffer olunması lazım gelen saha nur ile, irfan ile, faziletin hakikatleri ile süslenmiş duruma hazırlanmaktır. Ben sayın hanımlarımızın Avrupa kadınlarından aşağı kalmayacak, bilakis pek çok yönlerden onların üstüne çıkacak nur ve irfanla hazırlanacaklarına katiyen şüphe etmeyen ve buna kesin olarak emin olanlardanım." (Söylev ve Demeçler, II, 152-153)
Yani sonuç itibarı ile Atatürkün dediği gibi değişik giyinmek bir Partiye simge olmak bunun savaşını vermek bizi köreltir karanlığa gömer benim Anam Bacımda başörtülü ama kafasına değişik şekiller vermiyor üstü kapalı altı açık gezmiyor...
YAZIK ŞU GELDİĞİMİZ GÜNDEME BAKINIZ AÇLIK KAPIDA BİZ GÜL HANIMLA ERDOĞAN HANIMIN LÜX İÇİNDE ZEVKİ SEFA GİYİMİNİ TARTIŞIYORUZ YAZIK ÇOK YAZIKKKKK