17 Ocak 2000’de yapılan operasyonla büyük darbe alan terör örgütü Hizbullah’ın yeni yöneticileri, internet siteleri ve dergilerinde yaptıkları açıklamalarda silahlı mücadeleden vazgeçtiklerini açıkladılar.

El Kaide ile hiçbir zaman işbirliği yapmadıklarını ileri süren Hizbullahçılar, tebliğ çalışmaları engellenmediği sürece zor kullanmayacaklarını duyuruyor.

Türk basınındaki bir-iki Türk Hizbullah’ı konusunda uzman bir-iki isimden biri olan Cumhuriyet muhabiri Mehmet FARAǒın haberini alıntılayarak aktarıyoruz:

BATMAN - Bir dönem kanlı eylemleriyle Güneydoğu’da korku saçan Hizbullah, siyasallaşma yolunda adımlar atmaya hazırlanıyor. Sessizliğini bozan örgüt yöneticileri, legal çalışma yürütmelerine karşın psikolojik savaş kampanyasıyla karşı karşıya olmaktan yakınıyor. Silahlı mücadeleden vazgeçtiklerini açıklayan Hizbullahçılar, tebliğ çalışmaları engellenmediği sürece zor kullanmayacaklarını duyuruyor.

17 Ocak 2000’de örgüt lideri Hüseyin Velioğlu ’nun öldürüldüğü ve binlerce militanın yakalandığı operasyonların ardından yeraltına çekilen Hizbullah, bir taraftan Avrupa ülkeleri diğer yandan da Türkiye’daki yayın organları aracılığıyla legal faaliyet yürütmeye çalışıyor. İ. Bagasi ’nin kaleme aldığı ’’Kendi Dilinden Hizbullah’’ adlı kitapla kamuoyuna açılan örgüt, Batman’da yayımladığı Gönülden Gönüle Damla dergisini kapatmasına karşın, Müjde dergisini İsviçre’de, İnzar dergisini de İstanbul Fatih’te yayımlamayı sürdürüyor.

Bazı web siteleriyle yayınevlerini de işleten örgütün, tarikatlar ve cemaatler içinde yoğunlaştırdığı faaliyetlerinin asıl amacının yeniden toparlanma olduğu da düşünülüyor.

El Kaide rahatsızlığı

Ancak örgüt bunun aksini savunuyor. Özellikle Washington Institute for Near East Policy adlı kurumun bir raporuna dayanılarak kendilerine düşmanca bir propaganda yürütüldüğünden yakınan Hizbullahçılar nasname.com sitesindeki duyurularında şöyle diyor:

’’Aynı merkezden yönlendirilen ve eşzamanlı yürütülen bu kampanyanın amacı bizleri olduğundan farklı bir şekilde kamuoyuna yanlış tanıtmaya çalışmak ve Avrupa ülkelerinin ve diğer bazı uluslararası kuruluşların dikkatlerini Hizbullah cemaatinin üzerine çekmektir. Böylece cemaatin Avrupa ülkelerinde yaşayan sempatizan kitlesine terörist muamelesi yapılarak tamamen açık ve kültürel çalışmalardan ibaret olan legal faaliyetleri engellemek amaçlanmaktadır.’’

Hizbullahçılar, ’’Türkiye ve Avrupa’daki Hizbullahi Müslümanların faaliyetlerinin şeytani yol ve yöntemlerle engellenmeye çalışıldığını’’ ileri sürüyor, ’’Legal zeminde faaliyet yürütmek isteyen Müslümanların adeta teröristmiş gibi lanse edildiğini, açık olan faaliyetlerinin engellendiğini ve sabote edilmeye çalışıldığından’’ yakınıyor.

Hizbullahçılar, İstanbul’da 15-20 Kasım 2003’teki bombalı saldırılarla 58 kişiyi öldüren, yüzlerce kişiyi yaralayan El Kaide grubuyla ilişkilendirilmeye de şöyle karşı çıkıyor:

’’Hizbullah cemaatinin El Kaide ile hiçbir teşkilati, siyasi ve eylemsel birlikteliği ve işbirliği yoktur. Hiçbir ülke cemaatin El Kaide ile ilişkisini veya en ufak bir yardımlaşmasını gösterecek ve ispatlayacak bilgi, belge veya veriye ulaşamamıştır.’’

Siyasal örgütlenme

Legal alana çekildiklerini vurgulamaya çalışan Hizbullahçılar, silahlı çatışmaya karşı olduklarını iddia ediyor. Hizbullah’ın bugüne kadar yaşadığı silahlı çatışmaların nefsi müdafaa amaçlı olduğu öne sürülen örgüt açıklamasında şu görüşlere yer veriliyor:

’’Bu konuda öz olarak şunun herkes tarafından çok iyi bilinmesini isteriz ki, inanç ve düşüncelerimizi bireysel olarak yaşama, toplumsal ve siyasi alanda örgütlenme ve bu inanç ve düşüncelerimizi tebliğ etme engellenmedikçe zor kullanma gibi bir düşüncemiz de yoktur. Bu konular hakkında Hizbullah’ın tavrı ve düşüncesi bu.. bu görüşlerle bağdaşmayan görüş ve yaklaşımların Hizbullah’a mal edilmesi kasıtlı olup gerçeği yansıtmamaktadır.

Bu açıklamayla dile getirilen gerçeklerle bağdaşmayan, yalan ve yanlış bir şekilde yayımlanan haberlerin ve ortaya atılan iddiaların maksatlı ve dezenformasyon amaçlı olduğunu belirtir, Hizbullah’ın kendisini tarif ettiği şekilde algılanıp anlaşılmasını umarız.’’