18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Türk şarkısı

EMİN ÇÖLAŞAN

Bugün size bir okuyucumdan gelen mektubu hiçbir yorum katmadan iletiyorum: ‘‘Sayın Emin Çölaşan, size Belçika'nın Flaman bölgesinde çocuklara yönelik bir TV programında ve internet sitelerinde yayınlanan bir şarkıdan söz etmek istiyorum. Türkler aleyhine ırkçı ve saldırgan ifadelerle dolu şarkı sözleri, kendilerini insan hakları savunucusu (!) olarak gören çağdaş ve demokrat (!) AB'nin Türkler hakkındaki gerçek niyet ve düşüncelerini ortaya koyması ve çocukların küçük yaştan başlayarak bu duygularla yetiştirilmesini göstermesi bakımından ibret vericidir. Bu ibret verici şarkının sözlerini sizin gibi sağduyulu kişilerin dikkatine sunuyorum. Not: Bu şarkıyı aşağıdaki internet sitelerinde de bulabilirsiniz. www.markvdburg.nl/mp3.htm www.users.pandora.be/ tOmm3k3/Playlists/Tom.txt.’’ Şimdi ‘‘Anti Turken dans-Türk karşıtı dans’’ isimli bu çocuk şarkısının sözlerine -özetleyerek- bakalım: ‘‘Herkes dikkat etsin, çünkü bu en büyük fırsattır/ Söyleyeceğime iyi kulak ver/ Önce her adam mükemmel bir silah seçiyor/ Eline bunu al ve bir adım ileri at/ Bir Türk'ü yere vur/ Ayaklarınla ağzına vur/ Dişlerini havaya uçur/ Şimdi otur, çünkü kaçıyor/ Brüksel'e kadar böyle devam et, hepsini sıradan geçirene kadar/... Evet, bu çok başarılı oldu/ Ama henüz sonuna gelmedik/ Dansı tekrarlayacağız iki kez art arda/ Yumruğunla etrafa vur/ Camileri havaya uçur, inançları gülünçtür/ Onları kaz gibi yerle bir et/ Arkasına sopa sok, sonra ayağını ağzına bastır/ Testislerini havaya uçur/ Şimdi otur, çünkü inliyor/ Bağdat'a kadar devam et, o doyana kadar.’’ (Bizimle ilgili bölümün orijinal Flamanca sözlerinden kısa örnek: Sla een Turk op de grond/ Stamp met je voeten op zijn mond...) Şarkımız devam ediyor: ‘‘Çok güzel dans ediyorsunuz cücecikler/ Bunun için bir kez daha tekrarlıyoruz, şimdi art arda üç kez/ Şimdi Türkleri etrafa dağıt/ Suratlarını yere vur/ Kebapları havaya uçur/ Onlara hiçbir fırsat verme/ Bir Türk'ü yere vur/ Ayaklarınla ağzına vur/ Dişlerini havaya uçur/ Şimdi otur, çünkü kaçıyor/ Brüksel'e kadar böyle devam et, hepsini sıradan geçirene kadar.’’ Bu danslı şarkı ekranlarında yayınlanıyor... Ve Belçikalı küçük çocuklar ‘‘Türk’’ kavramıyla böyle tanıştırılıyor. O çocuklar yarın büyüyecek, belli yerlere gelecek ve Türkiye konusunda karar alacak! AB bize karşı her alanda ve her konuda terbiyesizlik ve küstahlık sergilerken, şantaj yaparken, bunun boşuna olmadığı ortaya çıkıyor. İnsan haklarını (!) onlar savunur, çağdaşlık ve demokratlık (!) onlara özgüdür! Orada ırkçılık falan hiç mi hiç yoktur! Bu şarkılı çocuk dansı da herhalde ‘‘vazgeçilmez AB ilkelerinin’’ tamamlayıcı unsurudur! Söz yazarlarının, bestecilerinin ellerine sağlık! Ye kürküm ye Rahşan Ecevit ağır bir akciğer rahatsızlığı geçiriyor. Bir hafta Bayındır Hastanesi'nde yattı, şimdi GATA'da yatıyor. Bülent Bey hastanede eşinin yanında kalıyor. Ülkeyi yönetenlerden ve yakın geçmişteki en yakın siyaset arkadaşlarından çoğu ortada yok. Bir ‘‘geçmiş olsun’’ diyenlerin sayısı az. Birkaç ay önce peşlerinden koşan medya ordusu ilgisiz... Çünkü dönem değişti, iktidar başkalarına devroldu, Ecevitler gündemden düştü. Ecevit ailesi, kapısını her zaman dışarıya kapalı tuttu. Onlara yakın olmak kolay değildi. Ama ne olursa olsun, onlardan biri hastalandığında, şimdi topluca sergilenen vefasızlığın bu kadarı biraz ayıp ve üzücü oluyor. Özellikle devleti ve hükümeti yönetenler açısından. Kim olursak olalım, makamlar, mevkiler, şöhretler geçici. Dünün ‘‘devleri’’ bugün bir hiç oluyor. Bugünün ‘‘devleri’’ de yarın bir hiç olacak. Bu kural her makam, her kişi için geçerli. Geriye ‘‘insanlık’’ kalıyor. Rahşan Ecevit'e geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum, en kısa zamanda iyileşmesini diliyorum.

Yayın Tarihi : 31 Mart 2003 Pazartesi 00:00:01
Güncelleme :5 Ağustos 2004 Perşembe 11:09:07


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?