Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin AB'ye yük olmaya değil, AB'den yük almaya geldiğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, İstanbul'da düzenlenen Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi (KİK) 24'üncü toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye-AB ilişkilerinin kırılma yaşadığı dönemde bile KİK'in toplantılarına devam ettiğini, çözüm üretme yolunda çalışmalar yaptığını vurguladı.
Başbakan Erdoğan, dün Avrupa Komisyonu Başkanı Barroso'yu misafir ettiklerini ve Ankara'da görüştüklerini anımsatarak, çok olumlu görüşmelerde bulunduklarını ve bu görüşmelerde AB katılım sürecini enine boyuna değerlendirdiklerini bildirdi.
Barroso'ya katılım sürecinde Türkiye'nin önüne çıkan engelleri, zorlukları etraflıca anlatma fırsatı bulduklarını ve kendisine müzakerelerin başladığı Ekim 2005'ten bu yana yapılanları ve bundan sonraki yol haritasını anlattığını belirten Erdoğan, bu görüşmelerin son derece önemli olduğuna ve yeni bir sürecin başlangıcını teşkil ettiğine inandığını söyledi.
"Türkiye'nin kararlılığı sürüyor"
Başbakan Erdoğan, "Türkiye'nin AB'ye katılım konusunda en ufak bir tereddütü, çekincesi, soru işareti bulunmuyor. Sürecin ivme kaybettiği reformların hız kestiği yönündeki eleştirilere asla katılmıyorum. Türkiye bütün engellemelere, motivasyon kırıcı tüm girişimlere rağmen aynı kararlılıkla, aynı heyecanla yoluna devam ediyor" dedi.
"İmtiyazlı ortaklık kavramı çeşitli vesilelerle gündeme getirildi" diyen Erdoğan, "Halbuki AB müktesebatı içinde 'imtiyazlı ortaklık' diye bir ifade yok. Bu ne demektir? Her zaman söylediğim bir şey var; bu, oyun içerisinde kural değiştirmek demektir ve bunun, ne yazık ki iki ülke başını çekti. Ve bunun yanına bazı ülkeleri de dahil etmek istediler. Şu ana kadar başarılı oldular mı? Henüz olamadılar" diye konuştu.
"Bu bir güven kaybıdır"
Başbakan Erdoğan, "bu gelişmelerin kafaları karıştırırken Türk halkınında AB'ye yönelik kanaatlerini olumsuz etkilemeye başladığını" ifade ederek, "halkın 17 Aralık 2004'teki bakışı ile şu andaki bakışının çok çok farklı olduğunu" söyledi.
O gün halkın yüzde 75'inin AB'ye girmeyi arzu ederken, bugün bu oranıny üzde 59'a düştüğünü kaydeden Erdoğan, "O gün 'Sizi AB'ye alırlar mı?' sorusunun cevabı yüzde 55-60 arasında değişirken bugün yüzde 40'a düştü. Bu bir güven kaybıdır. Bu güven kaybının nedeni de AB'li dostlarımızın yaptıkları bu açıklamalardır. Ya inanırsınız, ya inanmazsınız... Ama biz AB'ye birşeyler katacağımıza inanıyoruz. Biz AB'ye yük olmaya değil, AB'den yük almaya geliyoruz. Şüphesiz AB'nin de bize katacağı birçok şeyler var" ifadesini kullandı.
8 başlıkta müzakerelerin askıya alınması
Erdoğan, 11 Aralık 2006 tarihinde AB Genel İşler Konseyi'nde bir araya gelen Dışişleri Bakanlarının "8 başlıkta müzakerelerin askıya alınmasını" öngören tavsiye kararını kabul ettiğini ve 15 Aralık zirvesinde de bu kararın aynen onaylandığını hatırlattı.
Başbakan, "Bizim bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Benim halkımın bunu kabul etmesi mümkün değildir. Sürekli olarak Türkiye Avrupalı mıdır, değil midir? Hangi noktada bunu söylüyorsunuz. Eğer coğrafi noktada söylüyorsanız Türkiye Avrupalıdır... Ama aynı zamanda da Asyalıdır. Türkiye'nin bu iki özelliği var. Boğaz'dan geçtiğinizde bir tarafı Asya bir taraf Avrupa. Bu aslında bir zenginliğidir Türkiye'nin, hele hele İstanbul..." şeklinde konuştu.
başbakan kendi güvenilirliğinin geçmişte yüzde kaç şimdi yüzde kaç olduğuna da bir baksın.durum ab yüzdesinden daha vahim görsün.ama bence battı balık yan gider diyor başbakan.eden bulacak kanun bu. doğa kanunu.