18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

Türkiye şimdi ne yapacak?

Hükümetin, AİHM’den çıkacak kararın bir gün önce belli olmasından sonra izlenecek yol konusunda 24 saat önce toplandığı ortaya çıktı. Kararın açıklanmasından sonra da hükümetten temkinli açıklamalar geldi.
Başbakan Erdoğan, "Bu dosya hukuken yeniden açılsa da açılmasa da millet vicdanında kapanmış bir dosyadır" derken Dışişleri Bakanı Gül, "Öcalan’ın dünyanın çok iyi bildiği terörist bir organizasyonun başı olduğu gerçeği unutulmamalıdır" diye konuştu.
Askerin tepkisini dile getirenler ise Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Büyükanıt ile Genelkurmay 2. Başkanı Org. Başbuğ oldu. Org. Büyükanıt, "karar hukuki değil siyasi" diye değerlendirme yaparken, Org. Başbuğ"Binlerce şehit veren TSK bu konuda tarafıtır. TSK’nın düşüncelerini çok net biliyorsunuz, açıklamaya gerek yok" diye konuştu.
Hükümet adına görüşleri açıklayan ise Adalet Bakanı Cemil Çiçek oldu.
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan ile ilgili kararına, sağduyulu ve soğukkanlı bakılması gerektiğini belirterek, "Böyle bakarsak, Türkiye üzerinden bir şey elde etmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürmemiş oluruz" dedi.
Çiçek, bazı televizyon kanallarında konuyla ilgili soruları yanıtladı.
AİHM’in Öcalan ile ilgili kararının tamamıyla usulle ilgili olduğunu, davanın esasına yönelik bir karar olmadığını kaydeden Çiçek, "Karar, yargılama adil yapıldı, yapılmadı, DGM’lerde askeri hakim bulunsaydı, bulunmasaydı gibi tamamıyla geriye dönük yapılan usulle ilgili tartışmalardan ibarettir" diye konuştu.
Kararın "bu fiiller işlenmemiştir" şeklinde yorumlanmaması gerektiğini söyleyen Çiçek, Öcalan’ın yakalandığı 16 Şubat 1999’dan sonra ne yapılması gerekiyorsa yapıldığını anlattı. Çiçek, şöyle devam etti:
"Devlet, bu noktada üzerine düşen bütün görevleri yerine getirmiştir, bundan sonra da getirmeye devam edecektir. Burada söylemek istediğim şey, vatandaşlarımızda herhangi bir tereddüt hasıl olmamalı. Devlete, devletin kurumlarına, en başta da yargıya güvenmek gerekmektedir.
Türkiye, bu neviden olayları geçmişte de yaşadı, başka türlü zorluklarla da karşı karşıya kaldı ama hep soğukkanlı oldu. Sağduyu, halkımızın en büyük hazinesidir, özelliğidir. Bu neviden olayların, engellerin, sıkıntıların üstesinden gelmiştir, bundan sonra da gelecektir. Onun için birbirimize, devletimize, devletin kurumlarına güvenmemiz lazım."

"HİÇBİR ŞEY DÜNYANIN SONU DEĞİL"

Olaya sağduyulu ve soğukkanlı bakılmasını isteyen Çiçek, şöyle konuştu:
"Hiç bir şey dünyanın sonu değil. Bu rahatlık içinde olaya baktığımızda bundan sonraki süreci daha rahat değerlendirip bu olayı gündeme getirerek birileri bir şey elde etmek istiyorsa, Türkiye üzerinden, onların ekmeğine yağ sürmemiş oluruz. Çünkü bu olay sonuç itibariyle terörle bağlantılı bir davadır.
Terörün hedefini biliyoruz, iyi niyetli dahi olsa birliğimizi, bütünlüğümüzü zedeleyerek, birbirimizden kuşku duyarak ya da hırpalayarak onların ekmeğine yağ sürmemiş olalım. Türk devletinin bütün kurumlarının bunun özüne bakışında hiçbir değişiklik yoktur."

"TÜRK YARGISI BAŞARIYLA ÇIKAR"

Olayın hukuki ve siyasi boyutu olduğunu anımsatan Çiçek, şunları söyledi:
"Hiç şüphesiz işin bir hukuki boyutu olacağı için yargımıza da güvenmemiz lazım. Türk yargısı, bugüne kadar bu sınavlardan hep başarıyla çıkmıştır, insanlarımızda bundan sonra en ufak bir tereddüt olmamalı, bu sınavdan da başarı ile çıkar.
Bu işin bir de siyasi boyutu vardır, bu noktada aynen sözde soykırım meselesinde, başka konularda olduğu gibi iktidarı ile muhalefetiyle, sivil toplum örgütleriyle, milletimizin bütün fertlerinin desteğini hep arkamızda hissederek, işin siyaseten değerlendirildiği, değerlendirileceği platformlarda da üzerimize düşeni bugüne kadar yaptık, bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz." "Bu dava özü itibariyle siyasetle de bağlı bir davadır" diyen Çiçek, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın siyasal girişimde bulunulabileceğine ilişkin sözlerinin hatırlatılması üzerine, kararın ayrıntılarının henüz belli olmadığını, ayrıntıların görülmesi gerektiğini söyledi.
Bu konuyu ilgili bakanlıkların ayrıntılı bir şekilde incelediğini, gerekli yerlere bilgi verildiğini anlatan Çiçek, şöyle konuştu:
"Demokratik bir hukuk devletinin gereği neyse, katılımcılığın gereği neyse, hükümet olarak bu konuda bilgi vermemiz gereken kişi ve kurumlara bu bilgileri, en az 2-3 ay evvel verdik. İleri de böyle bir durum olabilir, yapılmak istenen bazı şeyler olabilir...
Bunları tartıştık ama bunların hiçbirini içeri dönük siyasi malzeme olarak kullanmadık. Zaten bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülük, bu ve benzeri meselelerde gücümüzü, enerjimizi dışa karşı birleştirmek varken, içerde bir politik malzeme konusu yapmaktır."

"MUHATAP, TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ"

Bu davanın muhatabının Türkiye Cumhuriyeti Devleti olduğunu vurgulayan Çiçek, şöyle devam etti:
"59. Cumhuriyet Hükümeti olarak, bunun bilinci ve sorumluluğu içinde herkesle işbirliği, söz birliği yaparak, herkesin katkısını isteyerek işin siyasi boyutunu da göğüsleyeceğiz, hukuk noktasında da bugüne kadar Türk yargısı bu ve benzeri olayların, her defasında üstesinden gelmiştir.
Bu meseleye böyle baktığımız takdirde, bu birkaç gün konuşulacaktır. Ama taşlar yerli yerine oturur, bunda kimsenin tereddüdü olmaması lazım. Çünkü Türk milletinin teröre, teröriste karşı düşüncesi hiçbir zaman değişmemiştir, bu olayın özüyle ilgili olarak Türk milletinin kanaati bellidir." "AİHM’nin adil yargılanmadığı" kararına varmasının, Öcalan’ın yeniden yargılanması gerektiği anlamına gelip gelmediğine ilişkin soru üzerine Çiçek, Türkiye aleyhine ilk defa karar verilmediğini söyledi.
Hukukçuların, bilimadamlarının, bu sürecin nasıl işlediğini bildiğini ifade eden Çiçek, şunları kaydetti:
"Bu süreç nasıl işleyecekse, uluslararası sözleşmeler, anayasa ve diğer yasalar çerçevesinde sürdürülecektir. Bunun ayrıntısına şu safhada girmem.
Kararı ayrıntılı bir şekilde incelememiz gerekir. Adalet Bakanı olmam hasebiyle, bir kısım çalışmalar, gayretler bizim üzerimizden yapılacaksa, bugün ben o konularla ilgili bir şey söylemem, doğru olmaz. Vatandaşlarımız da bizleri anlayacaklardır." Çiçek bir başka soru üzerine yargının kendi işini bileceğini , başkalarının bir şey demesine gerek olmadığını söyledi. Cemil Çiçek, "Hepimizin yapacağı iş Türk yargısına, Türk devletine güvenmektir. Bu güvenimizde en ufak bir sarsılma yoktur, olmaması lazım. Hepimizin çabası bu yöndedir. Meseleyi bu bağlamda ele aldığımızda bugün soru ya da sorun olarak karşımıza çıkan pek çok konunun üstesinden geçmişte de geldik bugünde geliriz. Kararın ayrıntıları görülmeden yapılan değerlendirmeler eksik olur" diye konuştu.
Adalet Bakanı Çiçek, "AB ile müzakere sürecinde davanın hukuki boyutunun göz ardı edilip siyasi boyuta çekilmesi riskini görüyor musunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Bunların olmaması gerekir. Yapmak isteyenler olabilir.
Türkiye’nin AB’ye girmesine karşı olan çevrelerin, hükümetlerin, partilerin olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla Türkiye sadece bu olay sebebiyle değil bir çok sebepten dolayı AB’nin gündemindedir. Meseleyi siyaseten ilgilendirmek isteyenler çıkabilir.
Ama doğrudan doğruya, birebir, hemen bugün hemen yarın AB süreciyle doğrudan alakalı bir konu olarak değerlendirilemez. Birebir, yarın, bir ay iki ay sonra ilişkilendirilebilecek bir konu olamaz. Bu ilişkiyi kurmak isteyenler olabilecektir, bunu değerlendirmek isteyenler de çıkabilir. İşin siyasi boyutu vardır derken en azından bunu da içine alacak tarzda bir çok şeyi söylemeye çalışıyoruz."

YASA DEĞİŞİKLİĞİ GÜNDEMDE YOK

Yeniden yargılama ile ilgili olarak Anayasa ve CMK arasında varolan çelişkinin giderilmesi kastedilerek yasanın değişip değişmeyeceği sorulunca da Çiçek, "Hayır şimdi usul yasası üzerinde çalışıyoruz, bugün böyle bir şey söz konusu değil. Ama meri mevuzatına bakarak Türk yargısı karar verir.
Bu konuda benim veya başkasının söyleceği sözler, hiç şüphesiz belli bir anlam ifade eder, ama Türk yargısı da işini bilmektedir. Ne kadar sürede belli olur onu ben bilemem, ama bu ülkenin yargıçları, bu ülkenin sıkıntılarını şartlarını bilir ve o sorumluluk içinde görevini yapar. Ama bu dava bir yönüyle de siyasi bir davadır. Siyasi kısmında da aynen sözde soykırım konusunda olduğu gibi, inanıyoruz ki iktidarıyla muhalefetiyle, devletin diğer organlarıyla bu konuda elbirliği içinde siyasetin değerlendirmesini yaptık, yaparız, yapacağız" diye konuştu.

DOĞRUDAN AB İLE İLİŞKİLENDİRİLEMEZ

AİHM kararının Avrupa’da tamamen siyasi boyuta çekilme riski bulunup bulunmadığıyla ilgili soru üzerine ise Çiçek, Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olanların bulunduğunu, Türkiye’nin zaten pek çok nedenden dolayı bugün AB ülkelerinin gündeminde olduğunu kaydetti. Çiçek, siyasi olarak ilişkilendirmek isteyenler olabilir, ama doğrudan AB ile ilişkilendirilemez. Bu ilişkiyi kurmak isteyenler olabilecektir" dedi.

İÇ GÜVENLİK RİSKİ: TÜRKİYE HEP UYANIK OLMALI

"Karar iç güvenlikte yeni riskler oluşturabilir mi?" sorusuna ise Aadalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek şu yanıtı verdi:
"Birçok suç bakımından Türkiye ya hedef ülkesi ya da geçiş ülkesidir. İlgili kademelerde tüm değerlendirmeler yapıldı, alınabilecek önlemler alındı. Çevremizde olup bitenlere bakıldığında, ülkenin stratejik konumuna bakıldığında Türkiye hep uyanık olması gereken, hep birlik bütünülüğünü koruması gereken bir ülkedir. Bir siyaset adamının (en evvel ihtiyaç birlik bütünlüktür) lafı gelişigüzel söylenmiş bir laf değildir. Zaman zaman terör bir enstrüman olarak kullanılmaktadır. Uluslararası alanda terör konusunda henüz tanımında bir anlaşma dahi söz konusu değil.
Uluslararası hukuk iç hukuktaki kadar hızlı işlemiyor ve belki teröristlere bu da kolaylık sağlıyor."

AA / KENTHABER
Yayın Tarihi : 13 Mayıs 2005 Cuma 02:58:57
Güncelleme :13 Mayıs 2005 Cuma 12:22:34


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Abdullah KAPLAN IP: 81.215.109.xxx Tarih : 13.05.2005 09:58:19
Bu terörist başının avukları var AİHM baş vurarak bu terörist başını savunuyorlarda,Binlerce şehit verilerek kurulan bu büyük Türiye Cumhurriyetini savunacak avukatları yok mu?.Türkiye'nin yasal haklarını savunacak AİHM baş vuracak hiç mi vatan sever bir avukat yok bu ülkede.Bütün avukatları bu ülke yetiştirdi,bu ülkenin okulunda üniversitesinde okudular,insan vefa borcunu bu ülkeye ödemek için AİHM karşı dava açarak bu güzelim ülkeyi ve bu masum insanların haklarını savunmalıdırlar.Bu ülke bu kadar sahipsiz bırakılmamalıdır.Vatan seve avukat beyler buyrun vatan sizden görev bekliyor,görevinizi şimdi yapmıyakcaksınızda ne zaman yapacaksınız bu ülkeye karşı.Açın AİHM Türkiye'nin ve masum insanların yaşam haklarını savunmak için karşı dava açınız gösterin kendinizi cesaretinizi AİHM bizde varız demesini bilmeliyiz.AİHM öldürenlerin haklarını savunuyorsa,ölenlerin şehir olanlarında haklarını savunmalıdırla.Türkiye'nin avukatları neredesiniz asıl görev şimdi sizi bekliyor.Başarılar.

mustafa KUVANCI IP: 85.96.254.xxx Tarih : 13.05.2005 11:16:16
Abdullah Öcalan bir an önce yargılanmalı ve idam edilmeli. AB istiyor diye teröristi affetmek tamamen yanlıştır. Ya idam kararı bir an önce uygulanmalı, ya da yeniden yargılayıp asmalı. Gerekiyorsa AB'ye de girilmemeli. Üç beş çakalın isteğine göre iç politikamızı yönlendirmemiz çok ama çok yanlış. AB bizim iç işlerimize, hata yargımıza nasıl karışır. bunlara bu gücü veren kimdir, nedir? Daha dün kapımızda köle olanlar, bugün efendi olup başımıza adalet dağıtıcısı kesildiler. herkes haddini bilsin. bilmeyenlere de bildirelim. Gerçi bunu yapacak yürekli politikacımız da yok ama...