Türkiye'ye veto tehtidi

Kıbrıs Rum Yönetimi,  17 Aralık AB Zirvesi’nde, Türkiye ile müzakerelere başlanması konusunda veto kullanmak istemediklerini, ancak temel kaygılarının da dikkate alınması gerektiğini bildirdi. 


Rum Yönetimi  hükümet sözcüsü Kipros Hrisostomides, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğinin önünü tıkamak istemediklerini, ancak adadaki bölünmüşlüğün sona erdirilmesinin, Türkiye’nin katılımının anahtarı olması gerektiğini belirtti.

Öte yandan Yunanistan Cumhurbaşkanı Kostis Stefanopulos da, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılmak için, başta Kıbrıs olmak üzere, komşusu Yunanistan ile arasındaki sorunları çözmesi gerektiğini dile getirdi.

Stefanopulos; "Türkiye’nin şunu anlamasının zamanı geldi. Yunanistan ile ilişkilerini normalleştirmeden, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımadan ve Kıbrıs sorunun çözümüne katkıda bulunmadan, birlik üyesi olamaz" diye konuştu.


Yunanistan Cumhurbaşkanı Kostis Stefanopulos, “Atina’nın Türkiye’nin AB üyeliği konusunda yardımcı olacağını, ancak daha önce Ankara’nın uluslararası hukuk çerçevesinde yerine getirmesi gereken yükümlülükler bulunduğunu” söyledi.

Stefanopulos, bu yükümlülükler çerçevesinde, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tanınmasını, İstanbul Ortodoks Rum Patrikhanesi’nin ekümenik statüsünün kabul edilmesini, Heybeliada’daki Ruhban okulunun açılmasını ve Yunan soydaşların malvarlıklarının geri verilmesini saydı.

CHİRAC: VETO HAKKIMIZ SAKLI

Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, ülkesinin Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliğine karşı veto hakkını her zaman için saklı tuttuğunu söyledi.

Resmi bir ziyaret için Çin’de bulunan Chirac, France - 2 televizyonuna verdiği demeçte, "Müzakerelerin her aşamasında Fransa’nın veto hakkını kullanabileceğini belirterek, "Fransa bu konuda tamamen özgür" dedi.

AB Komisyonu raporunun, AB Konseyi kararına temel olacağını kaydeden Chirac, "Fransa’nın her aşamada veto koyabilir, çekilebilir ve reddedebilir, o zaman müzakereler durur" diye konuştu.

Türkiye’nin üyeliğinin en erken 10 ila 15 yıl sonra gündeme gelebileceğini söyleyen Chirac, bu durumda de Fransızların referandumla son sözü söyleme hakkına sahip olduğunu hatırlattı.

Parlamentoda tartışma olup olmayacağı yolundaki bir soru üzerine Chirac, "Parlamento 17 Aralık tarihine kadar ve daha sonra bu uzun sürecek dönemde, bilgilendirilecek, dinlenecek ve danışılacak. Bunun 5. Cumhuriyet Anayasası kurallarına ve ruhuna göre olması gerekiyor" yanıtını verdi.