20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

'Türkiye'yi Avrupa'ya istemiyoruz'

Fransa Cumhurbaşkanlığı Sarayı Elysee’den üst düzey bir kaynak, Paris’in dün başlayan dönem başkanlığının Türkiye pozisyonunu anlattı.

’Türkiye ne demokrat ne Avrupalı, parti kapatma fark etmez’

İşte mesajlar:

Türkiye’nin üyeliğine karşı çıkmaya devam edeceğiz. Yakın ortaklıktan yanayız.

Müzakerelerde ortaklık başlıkları açılacak. Beş üyelik başlığını veto edeceğiz. Almanya da öyle.

Türkiye, ne demokratik ne de Avrupalı. AKP’ye kapatma davası ise Fransa’nın şüphelerini kanıtlıyor.

Atatürk Türkiye’nin laikleşmesini AB perspektifi olmaksızın gerçekleştirdi.

FRANSA Cumhurbaşkanlığı’na göre Türkiye ne "demokratik" bir ülke, ne de Avrupalı. Bu nedenle Türkiye’nin Avrupa’ya entegrasyonuna karşı çıkıyor ve dün başlayan altı aylık AB dönem başkanlığı süresince karşı çıkmaya da devam edecek.

Dün altı aylık dönemle ilgili Elysee’nin basına yönelik bilgilendirme toplantısında, Fransa’nın Türkiye’ye yönelik bilinen tutumu, üst düzey bir kaynak tarafından daha net ve "dışlayıcı" ifadelerle dile getirildi. Fransa’nın karşı tutumunu sürdüreceği, ancak dönem başkanı olarak, AB’nin ortak tutumunun "sadık sözcüsü" olacağı bildirildi.

AKP davasıyla ilgili yapılan yorumda ise "bunun hiç bir şeyi değiştirmeyeceği" belirtildi ve "Biz Elysee olarak, ne Türkiye’nin Avrupa’da olduğunu, ne de demokratik olduğunu söyledik" denildi. Fransa Cumhurbaşkanlığı değerlendirmesinde, "Atatürk Türkiye’nin laikleşmesini AB perspektifi olmaksızın gerçekleştirdi" gibi bir ifadeye de yer verdi.

Entegrasyona karşıyız

Dün Brüksel’den gelen bir grup gazeteciye yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi: "Fransa Cumhurbaşkanlığı olarak Türkiye’nin üyeliği konusunda herhangi bir fikir değişikliği bulunmamaktadır. Türkiye’yle Avrupa arasında mümkün olduğu kadar yakın bir ortaklık anlaşmasından yanayız. Türkiye’nin Avrupa’ya entegrasyonuna ise kararlı bir şekilde karşıyız. Bu konuda herhangi bir fikir değişikliği bulunmuyor."

AKP davası hukuk icadı

AKP’nin kapatılmasına yönelik davanın Türkiye’ye yönelik pozisyonu değiştirmediği, sadece Elysee’nin, Türkiye’nin AB’ye uyum sağlaması konusundaki şüphelerini kanıtladığı belirtildi. Elysee, bu davanın Türkiye’nin üyeliğini destekleyenlerin "dikkatine" sunulduğunu belirterek, davayı "hukuki icat" olarak adlandırdı ve şöyle devam etti: "AKP’ye yönelik kapatma davasını, Türkiye’nin katılımını hızlandırmak isteyenlerin dikkatine sunuyoruz. Ama temelde bu bir şey değiştirmiyor. Türkiye’yle mümkün olan yakın ortaklıktan yanayız. Türkiye’deki demokrasi sorununun ise Avrupa’ya entegrasyonla ilgisi yok."

Açılmayacak başlıklar

Elysee şöyle devam etti:

"Açılmaya hazır olan başlıklarla ilgili tutumumuz gayet basit. Ortaklıkla uyumlu tüm başlıklar açılacak. Entegrasyonla uyumlu başlıklar ise açılmayacak. Ne Hırvatistan’la ne Türkiye’yle sorun yaratılmasından yana değilim. Ancak başlıkların açılması konusunda oybirliği gerekiyor. Katılımla ilgili başlıklarda Fransa veto kullanacak. Zaten Almanya da aynı tutum içinde. Bu konuda yalnız değiliz. Aynı pozisyona sahip çok sayıda ülke var. Üyelikle ilgili beş başlığın açılmasını engelleyeceğiz".

...
Yayın Tarihi : 2 Temmuz 2008 Çarşamba 07:07:55


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Gökhan IP: 85.108.154.xxx Tarih : 2.07.2008 12:26:46

Avrupa'da ulusal devletlerin yerini kesin olarak şirket devletlerin aldığı 1950 li yıllardan bu yana gitgide artan bir ekonomik sıkışma yaşanmaktadır.Şu son yıllardaki durum,1. ve 2.Dünya savaşları öncesi yaşanan ekonomik sıkışmaya benzemektedir.Avrupa da oluşturulan Avrupa Faşizmi kendini yok etmek üzeredir.Önümüzdeki ilk 10 yıl içinde bu şişme bir bölgesel ya da küresel savaş getirecektir.Bu kaçınılmaz sonu ise sürekli daha fazlasını isteyen şirketler hazırlamaktadır.Soğuk savaş döneminde eğer savaş uzaya taşınabilseydi durum daha farklı olacaktı ama küresel şirketlerin karşısındaki hasım çöktüğü için rakip kalmadı.Bu yüzden ekonomi kendi kendini imha eder vaziyete geldi.AB bu son yeni üyelik tartışmaları ile farkedilemeyen bir kaosa sürükleniyor.Yeni üyelere açık olanlar ve olmayanlar şeklinde bölünme ardından ayrışmayı getirebilir.AB için yeni üyelik sömürülecek yeni sömürge demek.Bu bağlamda sömürgelerin ortak paylaşımını istemeyenler ulusal güdüleri ayakta olan bir iki üyedir.Pastayı daha fazla paylaşmak istememeleri doğaldır.Yani işin özü başa dönüyoruz.Yeni imparatorluklar,yeni devletçikler,savaşlar ve yeniden yeni birlikler.Bu böyle sürüp gidecek.


oviraptor IP: 88.245.61.xxx Tarih : 2.07.2008 11:14:50

avrupa teknoloji olarak tükenmiştir artık üretim asyada ve amerikada avrupa masalı ile 20 yıl daha ayakta durabilirler ama daha fazla değil