Fransız Meclisi’nin Türkiye’nin AB üyeliğini tartıştığı önceki günkü oturumda Komünist Parti’den Alain Bocquel, Türkiye’yi Názım Hikmet’in dizeleriyle savundu.

Türkiye’nin AB üyeliği konusunda Fransa’da yoğun bir tartışma sürüyor. Fransız Meclisi’nde muhafazakarlara karşı Türkiye’yi savunan Komünist Parti’li Alain Bocquet, Názım Hikmet’in ‘Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine’ sözleriyle tarif ettiği Avrupa’yı isetdikleri söyledi.

FRANSIZ Meclisi’nin Türkiye’nin AB üyeliğini tartıştığı önceki günkü oturumda özellikle muhazafakár milletvekilleri aleyhte konuşmalar yaparken, Komünist Parti’den Alain Bocquet, Türkiye’yi Nazım Hikmet’in dizeleriyle savundu. Sağ partilerden milletvekillerinin, Türkiye’nin Avrupa kültürüne yabancı olduğu, Türkiye’nin üyeliği halinde AB’nin dağılacağı yönündeki söylemlerine karşı çıkan Bocquet şöyle konuştu:

‘Bugünkü Avrupa, sizin burada tarif ettiğiniz, Rönesans Avrupası, Aydınlanma Avrupası değil. 20 milyon işsizin yaşadığı, küresel ve askerileşmiş kapitalizmin pençesindeki bir Avrupa. Oysa Avrupa sömürüye karşı mücadelenin, Türk şair Nazım Hikmet’in ‘Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine’ sözleriyle tarif ettiği Avrupa olmalıdır.’

Türkiye’nin katılımının bu açıdan Avrupa için bir kazanım olacağını belirten Bocquet’nin yanı sıra Yeşiller Partisi de Türkiye’yle müzakerelere imtiyazlı ortaklık değil, tam üyelik perspektifiyle başlanması gerektiği yönünde görüş bildirdi. Yeşiller Partisi adına konuşan Noel Mamere, şunları söyledi:

‘Türkiye çok kültürlülüğün inşası, medeniyetler çatışmasını önlemek ve AB’nin Hıristiyan kulubü olmadığını göstermek için şanstır, müzakerelerin başlamasına destek veriyoruz.’

Yaptıklarınızı Avrupa’ya anlatın

AVRUPA Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Camille Earlings, Türkiye’nin Avrupa’ya demokratikleşme ve insan hakları gibi konularda kaydettiği aşamayı anlatması gerektiğini belirtti. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’le dün görüşen Earlings, ‘Avrupa’daki insanların Türkiye’de kilise kurulmasıyla, Brüksel’de cami yapılması arasında kolaylık bakımından bir fark olmadığını görmeye ihtiyacı var’ dedi.

Kuvayi Milliye Destanı’ndan

Ali Onbaşı bir şimşek hızıyla düşündü

ve şu türküyü duydu:

Dörtnala gelip Uzak Asya’dan Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan

bu memleket bizim.

Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak

ve ipek bir halıya benziyen toprak,

bu cehennem, bu cennet bizim.

Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,

yok edin insanın insana kulluğunu,

bu dávet bizim...

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür

ve bir orman gibi kardeşçesine,

bu hasret bizim...