BM Nüfus Fonu’nun (UNFPA) bir araştırması, bugün 72 milyon civarında olan Türkiye nüfusunun 2050 yılında 98 milyona ulaşacağını ortaya koydu. Şu an 6.4 milyar olan dünya nüfusunun ise 2050 yılında 9 milyara ulaşması bekleniyor.

BM Nüfus Fonu’nun (UNFPA) ’Nüfus, Üreme Sağlığı ve Yoksulluğu Ortadan Kaldırmaya Yönelik Evrensel Çabalar’ konulu ’2004 Dünya Nüfusunun Durumu’ raporu, Türkiye ve dünya nüfusunun bugünü ve geleceğine ilişkin çarpıcı rakamlar içeriyor. Rapordaki bazı bilgiler şunlar:

Kadın ölümleri


Dünyada her dakikada bir, Türkiye’de ise her 12 saatte bir kadın gebelik ya da doğum sırasında yaşanan sorunlardan ölüyor. Dünyada her yıl 529 bin kadın bu nedenle yaşamını yitiriyor.


Türkiye’de gebeliğe ve doğuma bağlı nedenlerle her yıl 100 bin canlı doğum yapan anneden 70’i ölüyor. Bu oran Afrika’da 12 kadında bir iken, kalkınmış bölgelerde 4 binde bire karşılık geliyor.

HIV/AIDS ölümleri


Her yıl yüzbinlerce kadın yoksulluk, aile içi şiddet, savaş sırasında uğradıkları şiddet, sokaklarda uğradıkları şiddet, geleneklerden doğan şiddet, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, özellikle de HIV/AIDS’ten dolayı hayatlarını kaybediyor.

Bebek ölümleri


Türkiye’de bebek ölüm hızı bin canlı doğumda 40.


Türkiye’de 15-19 yaş arasında evli bin kadından 43’ü doğum yapıyor.

Sağlıksız doğum


Türkiye’de yaşayan kadınların yüzde 20’si herhangi bir sağlık personelinden yardım alamadan doğum yapıyor.


Türkiye’nin yüzde 66’sı artık şehirlerde yaşıyor.

Sağlıklı suya ulaşım


Türkiye’de halen nüfusun yüzde 18’inin temiz suya ulaşımı söz konusu değil.

2050’de nüfus


Bugün 72 milyon civarında olan Türkiye nüfusu 2050 yılında 98 milyona ulaşacak. 6.4 milyar olan dünya nüfusunun ise 2050 yılında 9 milyara ulaşması bekleniyor. Bu sayının 2 milyarını ise en yoksul 50 ülke oluşturacak.

Raporla amaçlananlar

Raporla, yoksulluğun ve açlığın yokedilmesi, kadınlara karşı uygulanan her türlü ayrımcılığın ve şiddetin sonlandırılması, üreme sağlığı hizmetlerinden herkesin yararlanması, HIV/AIDS ve cinsel yolla bulaşan hastalıkların önlenmesi, gençlerin üreme haklarının korunması ve üreme sağlığı hizmetlerine ulaşabilmelerinin sağlanması, göç, şehirleşme ve çevre sorunlarına çözüm geliştirilmesi amaçlanıyor.