20
Mayıs
2024
Pazertesi
ANASAYFA

Tutuklu vekiller için kanun teklifi

CHP, milletvekillerinin tutuklanmasına neden olan Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 100. maddesinin ilgili fıkrasının kaldırılması için kanun teklifi verdi.

CHP, tutukluyken Yüksek Seçim Kurulu’nun, aday olmasında sakınca bulunmadığına ilişkin kararından sonra yapılan seçimlerde milletvekili seçilen bir kimsenin, milletvekili seçildiğini gösteren belgenin, ilgili mahkemeye ibrazı üzerine tutukluluk haline derhal son verilmesi için kanun teklifi verdi.

CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, İzmir Milletvekili Rıza Türmen ve Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan, TBMM Başkanlığı’na, Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ni verdi.

-GEREKÇE-

Teklifin gerekçesinde, AİHM kararları örnek gösterilerek, "AİHM’nin çok sayıdaki kararı, Türkiye’de tutukluluk kurumunun iyi çalışmadığını, insanların haksız yere özgürlüklerinden yoksun bırakıldıklarını göstermektedir" denildi.

Uygulamada tutukluluğun geçici bir önlem olmaktan çıktığına işaret edilerek, "Fiili mahkûmiyete dönüşmüştür. Tutuklama, amacı dışında ve kötüye kullanılan bir kurum haline gelmiştir" ifadesi yer aldı.

Gerekçede, uygulamada karşılaşılan tutuklama nedenleri ve uzun tutukluluk sürelerinin gerek Anayasanın 19. maddesinin ruhuna, gerekse Anayasanın 90. maddesinin son fıkrası uyarınca iç hukukun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırılık teşkil ettiği ifade edilerek, "Bu durum, ülkemizin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde birçok defalar mahkûm olması sonucunu doğurmuştur" denildi.

-TEKLİF NE GETİRİYOR?-

Teklifin getirdiği düzenlemeler şöyle:

Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut olguların ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemeyecek.

Sadece adli para cezasını gerektiren veya hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemeyecek.

-TUTUKLAMA VE TUTUKLULUĞUN DEVAM KARARLARI-

Teklif ile "tutuklama ve tutukluluğun devam kararları"da yeniden düzenlendi. Buna göre, şüpheli ya da sanığın masumiyet karinesinden yararlandığı göz önünde tutularak tutukluluğa veya tutukluluğun devamına, kanunda belirtilen nedenlerin varlığı somut olgulara dayanmaktaysa ve kamu menfaaati açısından bireysel özgürlüğün sınırlandırılmasında mutlak bir zorunluluk varsa, karar verilebilir. Kararda tutuklama ve tutuklamanın devamı nedenleri ayrıntılı olarak ve somut olgulara dayanarak belirtilecek.

-TUTUKLULUK SÜRESİ EN ÇOK İKİ YIL-

Ağır ceza mahkemelerinin görevine giren işlerde tutukluluk süresi; en çok iki yıl, ancak bu süre, zorunlu hallerde gerekçeleri gösterilerek en çok 1 yıl daha uzatılabilecek.

Ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerle ilgili tutukluluk sürelerine ilişkin sınırlar, istinaf ve temyiz incelemesi aşamasında uygulanmaz. Tutuklu işlere ilişkin istinaf ve temyiz incelemeleri, toplamda en çok bir yıl içinde karara bağlanır. Haklarındaki istinaf ve temyiz incelemeleri,toplam bir yıl içinde karara bağlanmayan tutuklu sanıklar,derhal salıverilecek.

-TUTUKLU VEKİLLER-

Tutuklu iken, Yüksek Seçim Kurulu’nun, aday olmasında sakınca bulunmadığına ilişkin kararından sonra yapılan seçimlerde milletvekili seçilen bir kimsenin, milletvekili seçildiğini gösteren belgenin, ilgili mahkemeye ibrazı üzerine tutukluluk haline derhal son verilecek. Soruşturma ve kovuşturma, tutuksuz olarak aynen sürdürülecek. Yargılamanın, sanığın mahkûmiyetiyle sonuçlanması halinde verilen cezanın yerine getirilmesi, TBMM üyelik sıfatının sona ermesine bırakılacak. Bu kurala hiçbir şekilde istisna getirilemeyecek.

Tutukluluk ve tutuklamanın devamı kararları çekişmeli bir duruşma sonucunda verilecek. Savunma hakkına ve silahların eşitliğine saygı gösterilecek.

-ADLİ KONTROL TEDBİRİ-

Adli kontrol koruma tedbirinin uygulama koşulları da yeniden belirlendi.

Adli kontrol koruma tedbiri, sadece tutuklamaya nazaran ikame bir koruma tedbiri olmaktan çıkarıldı. Kaçma şüphesinin veya delilleri karartma tehlikesinin varlığı haline özgü olarak adli kontrol koruma tedbiri uygulanmayacak. Adli kontrol koruma tedbiri, şüpheli veya sanığın yeniden suç işlemesini veya bu kişiye karşı başkaları tarafından suç işlenmesini önlemek amacına da hizmet edecek. Bu nedenle, somut olayda tutuklama sebepleri mevcut olmasa bile, adli kontrol koruma tedbirine başvurulabilecek.

Şüpheli veya sanığın kaçması tehlikesinin varlığına rağmen, ancak adli kontrol koruma tedbirine başvurulmasının amaca hizmet etmeyeceğinin anlaşılması halinde, tutuklama koruma tedbirine başvurulabilecek.

Kanunda belirlenen azami tutukluluk sürelerinin dolmasına rağmen kovuşturmanın, henüz sona ermemesi ve tutuklama sebeplerinin varlığını devam ettirmesi halinde, sanığın adli kontrol altına alınmasına karar verilecek.

-ÇOCUKLAR HAKKINDA ADLİ KONTROL TEDBİRİ-

Şüpheli veya sanık çocuklar hakkında, 109’uncu maddede aranan şartların varlığı halinde, Çocuk Koruma Kanununun 5’inci maddesinde düzenlenen koruyucu destekleyici tedbirlerden bir veya birkaçı adli kontrol tedbiri olarak uygulanabilecek. Ancak bu durumda Çocuk Koruma Kanununa göre hakim tarafından verilmesi gereken kararlar, soruşturma evresinde sulh ceza hakimi, kovuşturma evresinde ise mahkeme tarafından verilecek.

Koruyucu veya destekleyici tedbirlerin yetersiz olması halinde, şüpheli veya sanık çocuk hakkında 109’uncu maddedeki adli kontrol tedbirleri uygulanabilecek.

-AKIL HASTALARI HAKKINDA ADLİ KONTROL TEDBİRİ-

Şüpheli veya sanık akıl hastaları, 109’uncu maddede aranan şartların varlığı halinde, adli kontrol tedbiri olarak tedavisinin sağlanabileceği yeterlilikte donanımı olan ve güvenlik tedbirlerinin uygulanabileceği sağlık kurumlarında koruma ve tedavi altına alınacak. Bu tedbir, Türk Ceza Kanununun 57’nci maddesi hükümlerine göre uygulanacak.

 

...
Yayın Tarihi : 2 Aralık 2011 Cuma 15:07:30


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?