Dünya Kadınlar Gününü kutlayan göstericileri tekme tokat döven Türk polisinin görüntüleri tüm dünyayı ayağa kaldırınca, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yine medyaya yüklendi ve "Bütün medya adeta ülkeyi Avrupaya ispiyon etti" dedi.
Vatan gazetesi Erdoğana manşetten yanıt verdi: "Üç maymun devri bitti Sayın Başbakan".
Gazetenin haberini alıntılayarak aktarıyoruz:
Dünya Kadınlar Gününü kutlayan göstericileri tekme tokat döven Türk polisinin görüntüleri tüm dünyayı ayağa kaldırınca, Başbakan yine medyaya yüklendi ve "Bütün medya adeta ülkeyi Avrupaya ispiyon etti" dedi.
Ancak Beyazıttaki dayak olayını Türk basınının yanı sıra, İngiliz Reuters ve Amerikan AP ajansları İstanbuldaki muhabirleriyle izleyip anında tüm dünyaya duyurdu.
Başbakan, sansürlü günleri çoktan geride bırakan bugünün Türkiyesinin, Kuzey Kore, Suudi Arabistan, Çin gibi kapalı bir rejim olmadığını hesaba katmadı. Kaldı ki Başbakanın "Kol kırılsın, yen içinde kasın" mantığına göre, başta ABD olmak üzere neredeyse tüm medyası ispinyocu konumuna düşüyor. İşte kendi ülkelerindeki skandalları ortaya seren haberlere örnekler...
Irakta kitle imha silahı olmadığını ABD medyası yazdı
New York Times gazetesi, 24 Eylül 2003te Douglas Jehl ve Judith Miller imzasıyla, ABD adına Iraktaki kitle imha silahlarını arayan Birleşmiş Milletler eski silah müfettişi David Kayin 4 yılda hazırladığı raporu yayınladı: Irakta kitle imha silahı yoktu. Bushun yalnızca kendi ülkesini değil tüm dünyayı aldatmaya çalıştığı ortaya çıktı, hatta Iraktaki koalisyonun bazı üyeleri askerlerini ülkeden çekti. New York Timesı ve olayı aylarca işleyen Amerikan basınını kimse "ispiyonculukla" suçlamadı.
11 Eylülde camdan düşenlerin görüntüleri yayınlandı
Başbakan, ABD basınının 11 Eylülde ceset resimleri yayımlamadığını söyledi. Evet, ilk gün hiç ceset resmi yoktu. Ama ikinci günden itibaren camlardan atlayanların dehşet dolu görüntüleri yayımlandı. Öte yandan olaydan 2 yıl sonra, 17 Aralık 2003te CBS televizyonu saldırıları araştıran 11 Eylül Komisyonunun Başkanı Thomas Keanin şok ifadelerini yayınladı. Kean açıkça "11 Eylül yaşanmak zorunda değildi, engellenebilirdi" diyordu. Bu açıklama yalnızca ABDde değil, tüm dünyada yankı uyandırdı. Ama CBSe "muhbir" diyen olmadı!
Clintonı tüm dünyanın şaka malzemesi yaptılar
Clinton son 10 yılın en önemli politikacılarından olmasına rağmen bugün hala saksafon şakalarıyla anılıyor. Bunun baş sorumlusu ise bizzat Amerikan medyası. İnternetteki Drudge Report haber sitesi 1997 yılında Clintonın Beyaz Saray stajeri Monica Lewinsky ile ilişkisi olduğunu ortaya çıkardı. Amerikan gazateleri bıkıp usanmadan başkanın genç kadınla Oval Ofıste neler yaptığını, Başkanın eşi Hillary ile olan seks yaşamını yazdı. Bu süreçte Amerikan medyası "ABDyi ya da Başkanı rezil etmiş olmakla" hiç suçlanmadı!
"Dosyayı süsleyin" emri Blair hükümetini batırdı
İngilterede son yıllarda en çok tartışılan olay Irakta kitle imha silahı olup olmadığını araştırmakla sorumlu David Kellynin intiharı oldu. Kelly 2002 yılında BBC televizyonuna bir demeç vermişti. Hükümetin kendisine "Dosyayı biraz süsle" emri verdiğini anlatıyordu. Yani silah olmadığı halde raporun varmış gibi yazılması isteniyordu. Hükümetin en üst seviyesindeki bu skandal İngilterede ve dünyada Blair yönetimine olan güveni hiç olmadığı kadar azalttı.
Bu görüntüleri ortaya çıkaran ödül aldı
Irak Savaşı başladıktan sonra Türkiye dahil birçok ülkede ABD karşıtlığını körükleyen olay Ebu Garib hapishanesindeki tutukluluara türlü işkenceler yapıldığının ortaya çıkmasıydı. Ebu Garibde çekilen fotoğraflarda Iraklı tutukluların boynuna tasma takıldığı görülüyor, bazıları ise çırılçıplak soyulduktan sonra birbirleriyle sevişiyor numarası yapmaya zorlanıyordu. Olay haftalarca dünya gazetelerinin manşetlerinde kaldı. Tüm dünyada ABD karşıtı yürüyüşler düzenlendi, hatta hakarete varan bildiriler yayınlandı. Haberi Amerikanın en ünlü gazetecilerinden Seymour M. Hersh ortaya çıkarmıştı. New Yorker dergisinde 10 Mayıs 2004 tarihinde yayınlanan makaleden sonra kimse Hershü eleştirmeyi aklına getirmedi. Aksine Hersh, dergi haberciliğinin en saygın ödülü olan George Polk Awarda 5inci kez layık görüldü ve böylece tarihe geçmiş oldu.
Camideki cinayeti görüntüledi en iyi internet gazetecisi seçildi
Irakta 13 Kasım 2004 günü Amerikan ordusu için yeni bir utanç yaşandı. NBC televizyonu için çalışan kameraman Kevin Sites Amerikan askelerinin Fellucede bir camiye girdiğini görüntüledi. Üstelik içlerinden biri yaralı buldukları Iraklıya defalarca ateş ettikten sonra keyifle "İşte şimdi öldü" derken görüntülenmişti. Sitesin kamerasına takılan görüntüler ertesi gün tüm dünya basınının manşetlerine taşındı. Sites ise görüntüleri çektiği ve NBCnin yanı sıra kendi internet sitesinde de yayınladığı için Wired Magazine tarafından dağıtılan Rave Ödüllerinde yılın en iyi internet gazetecisi seçildi.
İngiliz askerlerinin vahşetini İngiliz medyası yayınladı
İngiltere geçtiğimiz aylarda Iraklı tutukluların işkence fotoğraflarıyla sarsıldı. Bunların bazılarında askerler Iraklı tutukluların üstünde sörf yapıyor gibi poz vermişti. İngilterede The Sun ve The Times olmak üzere büyük gazeteler olayı "Utancımız" başlıklarıyla yayınlandı.
Gazeteciler tepki yağdırdı
* Basın Konseyi Bşk. Oktay Ekşi: İşimiz örtbas etmek değil açığa çıkarmak
Başbakan olayı ucuz yoldan çözmeye çalışıyor. Medyayı suçlamak beceriksiz yönetimlerin ilk işidir. Medya, dışarıya Türkiyeyi jurnal etmesin, kötü görüntüler başkaları tarafından fark edilmesin beklentisine girmek, gerçekleri hep birlikte saklayalım, üstünü örtelim anlayışı hatalı. Başbakan, AB ile bütünleşme çabasında olan bir Türkiye yaratmak istiyorsa, daha başında, ilk adımda kendisine çelme atıyor demektir.
* TGC Başkanı Orhan Erinç: Herkes her şeyi zaten öğreniyor
Erdoğanın kendi emrindeki güvenlik güçlerini savunmak için medya haksızlık yaptı. O gün yazıişlerinde görüntülere baktım, en güzel fotoğraflar AP ve Reuters ajanslarınındı. Yani, dünyaya zaten ulaşıyor. Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Müdürlüğünün basın rehberi vardır. Orada, Türkiyedeki yabancı ajans, gazete, radyo, televizyon temsilcilerinin listesi 40 sayfa tutuyor. Herkes her şeyi zaten öğreniyor.
* Fatih Altaylı / Kanal D Haber: Başbakan "açık ülke" olmaktan vaz mı geçti
Başbakanın herhalde siniri bozuk, Son zamanlarda çok fazla medyaya yükleniyor. Politikacılar böyle yaptığı zaman Özgüvenlerinde eksilme var demektir. Kendi hatalarını görüyor, bunları itiraf etmek yerine medyaya yükleniyor. Sayın Erdoğan da Türkiyeyi açık bîr ülke yapmak için çok gayret sarf ediyor. Kendi yaptıklarından ötürü bir pişmanlık duyuyor mu acaba? Bundan mı rahatsız oluyor, açık ülke olmaktan vaz mı geçti?