18
Mayıs
2024
Cumartesi
ANASAYFA

’Üçte ikiyle iktidardasın, nedir meselen?’

Ankara - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "durmuş, oturmuş, istikrarlı ve ciddi" toplumların her hafta sonunda "rejim nasıl olsun" tartışması açmayacağını belirterek, "Başkanlık sistemi isteyenlere sormak lazım: Kafanın arkasında başka niyetler yoksa, ne sıkıntın var? Üçte ikilik çoğunlukla iktidardasın... Nedir meselen?" dedi.

Baykal, yaptığı yazılı açıklamada, pek çok konuda kendi tabanına ve kamuoyuna hesap veremez duruma gelen iktidarın, ülkenin ve parlamenter sistemin yararına olmayacak bazı konuları gündeme taşıyarak dikkatleri başka yöne çekmek istediğini savundu. Baykal, başkanlık sistemi tartışmalarıyla ilgili olarak şunları kaydetti:

"Durmuş, oturmuş, istikrarlı ve ciddi toplumlar her hafta sonunda rejim nasıl olsun diye tartışma açmazlar. Bir ülkenin rejimi eskidikçe, kullanıldıkça, oturdukça değer ve anlam kazanır. Böyle her sabah, yeniden bir şey keşfetmek kendisine güvenen, ciddi toplumların işi değildir. Bir defa bu temel ilke. Bu temel ilke doğrultusunda, başkanlık sistemi isteyenlere sormak lazım. Kafanın arkasında başka niyetler yoksa, ne sıkıntın var? Üçte ikilik çoğunlukla iktidardasın. Nedir meselen?

Artık herkes kabul etmeli ki, Türkiye’deki siyasetin ana konusu siyaseti kişisel etkilerin dışında kurumsal, hukuki öngörülebilir ciddi bir çerçeveye oturtmaktır. Siyasetimizin ana konusu budur. Bu ana konuyu göz ardı ederek diyeceksiniz ki, ’Benim güvendiğim arkadaşlarım, vücut dilinden anlayan dostlarım da var. Daha önce kendileriyle belediyede beraber çalıştıklarım var. Şimdi Türkiye’yi, yargısıyla, yasamasıyla, yürütmesiyle, kadrolaşmasıyla her şeyiyle bize teslim edin, idare edelim...’ O kadar kolay değil bu işler. Sil baştan anlayışına girdin mi istikrar getireyim derken, Türkiye’yi asıl o zaman istikrarsızlığa sokarsın."

Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu sorunlara değinen Baykal, başkanlık sistemi tartışmalarının AB-Türkiye ilişkilerinin en önemli noktasında AKP yöneticileri ve bazı bakanlar tarafından gündeme taşındığını, Başbakan’ın da destek verdiğini belirterek, şöyle devam etti:

"Durduğu yerden rahat batmış gibi, bu parlamenter rejim içindeki istikrar yok sayılacak, birileri kişisel hegemonyasını, etkinliğini artırıversin diye bir anayasal düzenleme yapılacak, sonra bu düzenleme ile Türkiye’nin uzun vadeli iktidara kavuştuğu zannedilecek... Böyle bir şey olamaz.

Başkanlık sistemini gönlünde yaşatan AKP yöneticisi, ’Türkiye cumhurbaşkanı seçimine doğru gidiyor. Ben cumhurbaşkanı olsam iyi olur ama, başbakanlığı da bırakmak istemiyorum. Yani bunu sağlayacak bir rejim değişikliği fena mı olur. Ben hem cumhurbaşkanı, hem başbakan olsam, bir takım kısıtlamalardan kurtulsam, kişisel ve ekipsel etkinliğimi artırsam, kafamdaki projeleri daha rahatça götürüversem iyi olmaz mı? Türkiye’yle biraz daha kolay oynayabilsem iyi olmaz mı?’ diye düşünüyor olabilir. CHP olarak biz de diyoruz ki, oynarsın da iyi olmaz. Bu da hızlandırılmış tren uygulaması gibi olabilir. Böylesine önemli değişiklikler daha kurumsal, daha soğukkanlı ciddi çerçevede ele alınması gereken konulardır. Türkiye’ye ne getirip ne götüreceği çok iyi bilinmelidir."

AA
Yayın Tarihi : 11 Aralık 2004 Cumartesi 20:01:44
Güncelleme :11 Aralık 2004 Cumartesi 20:06:56


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?